Florida Project (2017) : 

7/10

''- Bu neden en sevdiğim ağaç biliyor musun?
  + Neden?
  - Çünkü devrilmesine rağmen büyümeye devam ediyor.''

Disney World yakınlarında bir otoyol kenarı motelinde yaşayan düşük gelirli hayatların hikayesi. Yaşadıkları yerin görselliğinden zıt bir şekilde yaşayan insanlar. Basit geçen günler ama zorluklarla dolu.

Filmimiz bu açıkladığım ortamda normal bir aile düzeniyle eğitilmemiş çocuklarımızla başlıyor. Hayat hakkında hiçbir bilgisi olmayan küçük çocuklarımızın Florida'ya özgü mahalle kültürüyle büyüdüğü sokaklarda yaşadıkları olaylar filmimizin başlangıcı. Genelde davrandıkları tatlı ve doğal davranışları bizi kendi çocukluğumuza götürüyor. Özellikle sosyal bir çevrede büyüyen çocukların keşifçi tavırları şimdiki çocuklar için bana göre imrendirici. Fakat yaşayış tarzlarına dayanan , insanlar için kötü durumlar oluşturacak şeylerde sınır tanımamaları yetişkinler için sıkıntı durumlar oluşturabiliyor maalesef. Yaptıkları yaramazlıkların üst düzey bir seviyeye ulaşması bazı ayrılıkların ve kötü olayların yaşanmasına neden oluyor ve bu bizi filmimizin ikinci bölümüne geçirtiyor. 

   Değindiğim çocuklardan Moone'un annesi Halley'e değiniyorum bu bölümde. Aykırı yaşam stiliyle önümüze çıkan Halley tahminlerimize göre istenmeyen bir birlikteliğin dayattığı anneliği genç yaşta üstlenmeye çalışan bir kadın. Onun hala genç yaşında çocuk gibi olması kızından ayrılamadağı özelliklerden birisi. Abartı dövmeleri , saç stili , giyinişi ve davranışları ile toplumdan dışlanan Halley'in istediği tek şey kaldığı dört duvarın parasını ödeyebilmek ve kızını az da olsa mutlu edebilmek. Bunun için çaba gösteriyormuş gibi görünen Halley hayata tutunmanın birçok yolunu deniyor film boyunca. Fakat aşamadığı zorluklar onu kolay para kazanma yollarına sokuyor , belkide yapısında olan bir şeydir bu.  Hırsızlık yaparak satış yapmak , yaşadığı yere insanlar getirip birlikte olmak ve internete +18 fotoğraflar koymak gibi işlere girişen Halley komşularından , bize yönetmenin göstermek istediği baba figüründen uzaklaşıyor. Para kazanmayı öğreniyor ama parayı sahiplenirken hayattaki tek gayesi kızını kaybediyor.

   Ben bu filmi her ne kadar dramatik anları olsada rengarenk mekan tasarımlarıyla , insanların giyinişleriyle , verdikleri hislerle çok pozitif buldum. Basit bir senaryosu olmasına rağmen sizi sıkmıyor , gösterilmek istenen yaşantıyı çok güzel veriyor. Oyuncularımızda dört dörtlük performanslar sergiliyor. Çocuğundan , yaşlısına kadar.  Sosyal yaşantı eşitsizliği ve özgürlüğün verildiği filmin , yaşadıkları yerin tam zıttı olan Disney World'e giden kenar mahalle kızlarıyla bitiren yönetmen anlatmak istediğini mekanlarla da belirtmiş.

   Bunun dışında gelelim üstad Willem Dafoe'ya. Çok saygı duyulacak bir performans çıkartan Dafoe hiç böyle yerlere uğramamış insanlar olsak bile ''İşte o adam bu adam'' diyebileceğimiz otel görevlisi.Otel sahibinin güvendiği kişi , katı kurallara uyulmasını
bekleyen , insanlarla çok iletişim halinde olmasıyla stresli bir işin peşinde , duygularına yenik düşebildiği durumlar olan tam bir baba figürü. 

   Yönetmen sabit geniş açılarla da güzel görseller yakalamış. A24'ün çıkardığı film kötü olmaz gibi kesinlikle izleyin.