Farklılıklara Farklı Bir Bakış

Farklılıklara Farklı Bir Bakış
  • 12
    0
    2
    2
  • Doğadan taklit edilmiş şekillerin üzerine kurulmuş hayatları ve anlamları kendimce konu edinecek olduğum bu yazıda amacım küçük detayların büyük etkilerinin üzerine düşünerek hayatlarımızdaki büyük yerlerini gösterebilmek. Kullandığımız dillerin çoğunlukla bilinen etkilerinin yanı sıra, farklı detayları düşündürmek istiyorum.

    Bazı soruların cevapları olan detaylar, beni başka etkiler üzerine düşünmeye itti. Bunlardan ilki: Neden herkes farklı şekilde daire çiziyor?

    Kimisi bir daireyi çizerken yukarıdan başlarken, kimi aşağıdan çizmeye başlar. Kimi aşağıdan başlayıp saat yönüne doğru çizerken, kimisi saat yönünün tam tersinde çiziyor daireyi. Kimisi de aynı şeyi yukarıdan çizmeye başlarken yapıyor. Bu farkı yaratan nedir? Bütün bunlar neden önemli?

    148 ülkeden 118,805 kişiye çizdirdikleri dairelerin sonucunda bu dairelerin yetiştiğimiz kültür ve dünyanın hangi noktasında bulunduğumuza dair ipuçları barındırdığı ortaya çıkmış. Çizimleri çiziş şekilleri ile görmek isterseniz linki buraya bırakıyorum: Quick Draw! The Data ve Analiz

    Amerikalılar’ın %86’sı daireyi saat yönünün tersine çizerken, Japonlar’ın %80’i saat yönünde çizmiş. İngilizler, Avustralyalılar da tıpkı Amerikalılar gibi saat yönünün tersine çizmeyi tercih etmiş, hatta Fransız ve Almanlarda bu oran %90’lara kadar çıkmış. Ancak Japonlar'daki durumun farkını yaratan şey nedir?

    Dilleri. Aslında daha çok, dünyayı anlamak için doğayı taklit ederek oluşturdukları şekilleri, yani alfabeleri. Küçük yaşlarda okullardaki yazı yazma pratikleri ile yakından ilgili bir durum. Japonlar ile birlikte Çinlilerde de durum aynı. Her iki kültürde de karakterler sol yukarıdan yazılmaya başlanıyor ve sağ aşağıda tamamlanıyor. Sadece dairelerde değil üçgenlerde de benzerlikler var. Çinliler, Tayvanlılar, Japonlar ve Koreliler üçgen şeklini tek bir kalem darbesi ile, ancak bu sefer saat yönünün tersine çiziyorlar. Üçgene benzer çizgilerden oluşan karakterleri çizerken (人) önce sağdan sola sonra soldan sağa çizme şekli öğretiliyor eğitim sistemlerinde. Parantez içindeki bu karakter “kişi” anlamına geliyor. 

    Bu yazım kuralları küçük yaşlardan itibaren öğretilen çocuklarda onların yaptığı tüm çizimleri de hayat boyu etkiliyorsa, bunların sanata yansıması nasıldır? İnsanın kendisini çoğu zaman çizimler ile ifade ettiği bir sanat dalında, bu insanların kendilerini ifade ediş ve dünyayı kavrayış biçimlerine, hayat felsefelerine kadar etkisi uzanır gider. Bir düşünmeye çalışın. Doğadaki sesleri farklı kültürlerin farklı şekilde dile dökmesi ile benzer. Örneğin, bir köpek farklı dillerde havlamaz. Ancak, İngilizler "woof woof" olarak seslendirirken, Çinliler "wang wang" olarak dile döker. Neden?

    Dilin sınırlılıklarını konu edinmeyi ve üzerine çokça düşünmeyi seven ben, dilin sınırlılıklarını ve bizleri hangi alanlarda nasıl etkilediğine dair düşündüğüm bir gün aklıma "Biz insanların ağız, dil ve gırtlak yapılarının belirli şekillerde olmasından ötürü, çıkartabileceğimiz seslerin kısıtlı olması dili nasıl etkiledi?" sorusu geldi. Ağızlarımızın alabileceği şekillerin ve dolayısıyla çıkarabileceğimiz seslerin, biyolojimiz tarafından bir sınırlılığı mevcut. Bu sınırın aşıldığını hayal etmek güç olsa dahi, eğer ağız, dil ve gırtlak gibi yapılarımız çok daha fazla ses çıkartmaya müsait olsaydı, bu dilimizi ve bunun sonucunda dünyaya bakış açımızı nasıl etkilerdi? Bu çıkardığımız seslere doğadan örnek aldığımız hangi şekilleri atardık ve onlara hangi anlamları yüklerdik? Biyolojimizin sınırlılığının şimdiden daha az sınırlı olduğu bir beden içinde, daha çok ses, harf, kelime ve cümle ile düşüncelerimiz nasıl şekil alırlardı? Dilin düşüncelerimizi ve yaratıcılığımızı nasıl etkilediğine "Metafiziğin Doğasının Maddeselliği Üzerine" adlı yazımda daha detaylı değinmiştim. Sınırlı biyolojimizin el verdiği ölçüde çıkardığımız seslere göre şekiller ve dil üretimimizin yetersiz kaldığının göstergesi, bir filin çıkardığı sesi yazıya dökemiyor olmamız olsa gerek. 

     

     


    Yorumlar (2)
    • Her satırını merakla okudum :) emeğinize sağlık

      • Insanların bildiği, kullandığı kelime sayısı ile iq'larinin ve yaratıcılıklarının doğru orantılı olduğunu gösteren farklı çalışmalar var. Harf, ses, kelime fazlalığının düşünce ve yaratıcılık üzerindeki etkileri bahsettiğin yerlere çok güzel bir şekilde çıkıyor. Güzel yazı ^^

        Yorum Bırakın

        Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.