Bir Tim Burton Klasiği Olan Ölü Gelin'den 10 Sarsıcı Replik

Bir Tim Burton Klasiği Olan Ölü Gelin'den 10 Sarsıcı Replik
  • 21
    0
    0
    1
  • 2005 yılında vizyona girip izleyici karşısına çıkan Ölü Gelin, usta yönetmen Tim Burton ile özdeşleşen karanlık ve Gotik bir kasabada geçiyor. 19. yüzyıl İngiltere’sinin Victorian özelliklerini net bir şekilde ortaya koyan bu başyapıt, klişe bir animasyondan çok daha fazlasını sunuyor bizlere. Jonny Depp, Helena Bonham Carter ve Emily Watson tarafından seslendirilen karakterlerimiz ise hikâyenin duygusunu geçirebilmek noktasında oldukça başarılı performanslar sergiliyorlar.

    Konusuna değinecek olursak eğer iki kadın bir adam durumunun fantastik unsurlarla süslenerek yer yer güldürüp yer yer de ağlattığını söyleyebiliriz. Victor, Victoria ve Ölü Gelin Emily arasında yaşanan aşk üçgeni; kimi zaman fedakârlığın kimi zaman da güven duygusunun önemini öğütlüyor seyirciye. Ailelerinin zoruyla evlendirilmek istenen Victor ve Victoria, eşine az rastlanır şekilde bu mecburi beraberlik içerisinde bir gönül bağı kuruyorlar. İkisi de kocaman gözlü, soluk yüzlü, temiz kalpli ve son derece iyi niyetli gençler. Fakat bulundukları kasabada yaşayanlar genellikle gülmeyi unutan, hayatın değerinin farkında olmayan, kalp kırmaktan çekinmeyen, donuk ve de mutsuz insanlar oldukları için filmin bu kısmında neredeyse hiç renk yok. Victor evlilik yeminini ezberleyebilmek adına yüzüğü yanlışlıkla Emily’nin parmağına taktığında ise çok daha hareketli bir yer olan ölüler dünyasının kapısı açılıyor.

    Burası çeşitli partilerin yapıldığı, içkilerin keyifle içildiği ve bol kahkaha eşliğinde komik esprilerin havada uçuştuğu rengarenk bir yer. Farkında olmadan güzeller güzeli Emily ile evlenerek yeraltına inen Victor ilk başlarda neye uğradığını şaşırsa da buradaki ironik canlılık onun da dikkatini çekiyor. Çünkü yukarıdakilerin aksine buradaki insanların artık kaybedebileceği hiçbir şeyleri yok. Bu nedenle bütün hırslardan arınmış bir vaziyette eğlenceyle geçiriyorlar günlerini. Filmin bu didaktik tezatlığı da takdire şayan bir detay olarak hafızalara kazınıyor.

    Victor gerçek sevgilisine kavuşmanın yollarını ararken Emily’nin kısa bir süre içerisinde ona aşık olduğunu görüyoruz. Zaten yaralı bir geçmişi olan bu talihsiz genç kız teselliyi Victor’da bulmak istiyor fakat işler istediği gibi gitmiyor ne yazık ki. Bu sırada Victoria, kendisine bir şekilde ulaşan Victor’ın sözlerine güvenip sevdiği adamı kurtarmak için canla başla mücadele ediyor ve bizlere “olması gerekeni” izlettiriyor adeta. Kimseyi ikna edemese de bu yolda çaba sarf etmekten geri durmuyor.

    Filmin sonuna doğru Emily buzdan kalbini yeniden canlandıran kişinin aslında ona ait olmadığını anladığı anda muhteşem bir harekete imza atıyor. Victor’ın her ne olursa olsun ona verdiği evlilik sözünü tutmak istemesiyle beraber bu yüce gönüllü davranış karşısında duygularından vazgeçerek iki sevgilinin birleşmesini sağlıyor genç kız. Bu sırada vefatına sebep olan Lord Barkis’in de layığını bulduğunu bizzat kendi gözleri ile gördükten sonra ruhu huzura eriyor ve bir kelebek bulutuna dönüşüp Cennet’e yükseliyor birdenbire. Bu da bize yeraltında bulunan ölüler dünyasının aslında bir çeşit araf olduğunu düşündürüyor.

    O anlarda “keşke” diyoruz biz de içimizden. “Keşke Emily de hak ettiği mutluluğa kavuşabilseydi…” Ama Tim Burton burada; “Size bir peri masalı değil gerçek bir öykü sunuyorum.” dercesine alışık olmadığımız tarzda bir sonla uğurluyor bizleri. Sonuç itibariyle Gotik havanın sersemletici etkisiyle birlikte filmin arkasında yatan muazzam hayal gücüne, incelikle işlenmiş kostümlere, Danny Elfman’ın müthiş müziklerine ve o dokunaklı sahnelere bir kez daha hayran kalıyoruz. 

     

    Şimdi repliklere geçebiliriz…

     

    10) 

    + Ya Victor’la birbirimizden hoşlanmazsak?

    - Bunun evlilikle hiçbir ilgisi yok. Babanla birbirimizden hoşlandığımızı mı sanıyorsun?

     

    9) 

    Bu elimle hafifleteceğim acılarını.

    Kadehin hiç boş kalmayacak ben olacağım şarabın.

    Bu mumla karanlık yollarda sana ışık tutacağım,

    Bu yüzükle benim olmanı istiyorum.

     

    8) 

    +Bizim yukarı çıkmamız gerekiyor. Yaşayanların dünyasına…

    -Herkes buraya gelmek için canını verirken siz neden yukarı gidesiniz ki?

     

    7) Karanlıkta o kadar kalmışım ki ay ışığının güzelliğini unutmuşum.

     

    6) Onun kalbi atıyorken, ben burada ölüyüm.

     

    5)

    +Emily? Ama ben seni terk etmiştim.

    - Evet. Ölüme.

     

    4) Günü geldiğine kaderin bizi iyileştirdiğini herkes bilir.

     

    3)

    + Bekle. Ben bir söz verdim...

    - Sen sözünü tuttun. Beni özgür bıraktın. Şimdi ben de aynısını senin için yapıyorum.

     

    2) Ben bir gelindim. Hayallerim benden alındı. Şimdi ise ben başkasının hayallerini çalıyorum… Seni seviyorum Victor. Ama bana ait değilsin.

     

    1) 

    Dokunsam yanan muma, 

    Acı hissetmem ama.

    Dalsam buza, kalsam güneşte, 

    Fark etmez benim için işte.

    Yine de yanıyor içim,

    Çarpmasa da kırılıyor kalbim.

    Acı duyuyor hala

    Gerçek olmadığını söyleyin bana.

    Biliyorum ölüdür elim, kolum, başım…

    Anlaşılan varmış hala dökecek gözyaşım.

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.