Belgin Sarılmışer, ya da sahne adıyla bilinen Bergen, 15 Temmuz 1959 yılında Mersin'de 7 çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak doğdu. Annesi ebe, babası ise boyacıydı. Anne ve babası boşandıktan sonra, 1966 yılında annesi ile Ankara'ya yerleşti. Kendisi Türk arabesk şarkıcısıydı ve aynı zamanda oyuncuydu. Ankara'da konservatuarın orta bölümüne başladı fakat okulu yarım bıraktı. Bir süre PTT bünyesinde memur olarak çalıştı. Bir gece Ankara'da arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği ''Seyman Kulüp'' isimli pavyonda Orhan Gencebay'ın ''Batsın Bu Dünya'' şarkısını söyledi. Pavyon sahibi Bergen'in sesini çok beğendi ve pavyonda çıkmasını teklif etti. Ankara'da birçok pavyonda çalıştıktan sonra gelen bir teklifi değerlendirerek Adana'ya gitti. Adana'ya gitmek Bergen'in acılı hikayesinin başlangıcı oldu. Çünkü orada Halis Serbest ile tanıştı. Serbest, Bergen'e her gece çiçekler gönderiyor, en ön masada kendisini seyrediyordu. Serbest'in inadı ve ısrarı üzerine evlendiler.
1988 yılında yapılan bir mülakatta Bergen olanları şöyle anlattı;
"Ben sahneyi çok seven, açıkçası sanatına âşık bir kişiydim. O ise kıskanç bir insandı. İlk başlarda bana hissettirmemeye çalıştı. Ama sonra ortaya çıktı, ilk dayağımı o zaman yedim. Beni sahneden aldı ve bir eve kapattı."
Halis Serbest'ten ayrılan Bergen, annesiyle birlikte İzmir'e kaçtı. Serbest, kiralık bir katile 500 bin lira vererek İzmir'e gönderdi. 31 Ekim 1982 gecesi İzmir Alsancak'ta ''New York'' adındaki pavyonun kapısında annesiyle birlikte taksiye binmek üzereyken kiralık katilin kezzap saldırısına maruz kaldı. Bergen, daha sonra yapılan bir mülakatta olay anını şöyle anlattı;
“O anda iki gözüm gitti. Biraz alkollü olduğum için hiçbir şeyin farkında değilim. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara 'Suya götürün!' diyorlar. Kadere bak ki, sular kesik. Su, ip gibi akıyor. Üzerimdeki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyor, gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım, yara tedavisi gördüm.”
Bergen bu olayda çok ağır yaralandı. Olayı basından takip eden, o zamanların ünlü estetik cerrahı Onur Erol, gönüllü olarak Bergen'e yardım etti. Bergen İzmir'den Ankara'ya getirildi. Onur Erol, 13 Şubat 2010 tarihinde Milliyet Gazetesi'nden Elif Berköz'e hastasının durumunu şöyle anlattı;
''En az üç kez ameliyat ettiğimi hatırlıyorum onu. Çünkü dokuların iyileşmesi, olgunlaşması aylar sürer bu tip yanıklarda. Zımparalama yöntemiyle Bergen’in derilerini soymuştuk. Sağ gözü çıkmıştı, kapakları kapanmıyordu. Sonradan eklenecek protez için göz çukuru yaptım. Burun kanatları yok olmuştu, oraya kıkırdaklar kondu. Yüzüne kalçasından deri eklendi.''
Sağ gözünün hasarı sebebiyle saçlarını sağ gözünün üstüne atmasıyla, bazense güneş gözlüğüyle olan imajıyla akıllarda kaldı Bergen. 1986'da yayınladığı dördüncü stüdyo albümü ''Acıların Kadını'', kendi hayat hikayesini anlatan albümle aynı adlı filmde oynamasının ardından ''Acıların Kadını'' olarak anılmaya başladı.
14 Ağustos 1989'u 15 Ağustos'a bağlayan gece, Adana'da boşandığı eşi Halis Serbest tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Bergen 30 yıllık kısa yaşamına 6 long play, 11 kaset, 129 şarkı ve 1 video filmi sığdırdı. Şu anda memleketi Mersin'de Şehir Mezarlığı'nda yatmaktadır.
Dileriz huzurlu bir uyku uyuyorsundur Bergen. Çünkü sen yaşarken o huzuru, mutluluğu yaşayamadın. Umarız ki şimdi yaşıyorsundur...
KAYNAK: https://tr.wikipedia.org/wiki/Bergen_(şarkıcı)
KAYNAK:
Yorum Bırakın