Dayı - yeğen ilişkisinin köklü değişimi - C'mon C'mon İncelemesi

Dayı - yeğen ilişkisinin köklü değişimi - C'mon C'mon İncelemesi
  • 1
    0
    0
    0
  • C'mon C'mon : 

    6/10

    Joaquin Phoenix'in sonunda psikolojik problemleri olmayan bir karakteri oynadığı, bol bulunmuş aile draması içeren A24 filmi C'mon C'mon'u inceliyorum.

    Farklı eyaletlere yolculuklarla dini , dili , ırkı farketmeksizin küçük çocuklara gelecek hakkında ne düşündüklerini sorup, bunları sesli kayıt altına alan bir radyo röportaj ekibinin başı diyebileceğimiz Joaquin Phoenix'in karakteri Johhny geçimini böyle sağlamaktadır. Eşinden ayrılmış bir şekilde sürdürdüğü yalnız , hal ve tavırlarından da anladığımız sıkıcı hayatına artı katacak bir telefon uzun süredir görüşmediği kız kardeşinden gelir. Bu görüşmemenin sebebi flashback olarak gördüğümüz sahnelerde, annelerinin hastalığının son dönemlerinde bu ikilinin farklı davranışlar benimsemeleri. Kız kardeşinin evlililiğindeki sorunlardan dolayı gelen aramanın sebebini, ''enişte'' diye tabir ettiğimiz kız kardeşin kocası olan Paul'un psikolojik sorunlarından dolayı bakıma ihtiyac duyması olarak görürüz. Bu ciddi hastalık sadece Paul'u etkilemeyecektir tabiki. İkilinin çocukları olan Jesse'de dolaylı yoldan bu durumlar yüzünden ebeveynleri tarafından zaman ayırılabilecek bir halde değildir. Johhny'e ''Jesse'ye kısa bir süre bakabilir misin?'' sorusundan sonra birleşen ikilimizle filmimize adımımızı atarız.

     Bu ikilinin dayı-yeğen olmalarına rağmen daha önceden pek tanışıklılığı olmamasının sonuçları süreç boyunca kademe kademe yükselen pozitif bir şekilde gösteriliyor. Bazen ise düşünce ayrılıkları olabiliyor. Kısa süreli ''tatil'' boyunca ikilimiz birçok etkinlikte  beraberler. Jesse'in yaşıtlarına göre daha olgun bir kişiliğe bürünmesi fevri davranışları olmasına yol açabiliyor. Johhny'in bu birliktelikte az bile olsa bir çocuk bir arkadaş kazanmasını , bu bağlılığı kaybetmek istemeyişi en önemlisi de bir abla emaneti olan Jesse'yi korumayı üstlenmesi karakterlerimizi değerli kişiler olarak hissettiriyor. Bu kısa dönem boyunca birbirlerine alışan çift ayrılıklarında hayatlarına güzellik katmış şekilde. Özellikle Jesse'nin daha sevgiyi hisseden biri olarak bu kısa dönemden çıkmasını görebiliriz. Ailenin psikolojik nedenlerinden dolayı huzursuzluk çatısı altında olduğu evine geri dönmek istemeyen Jesse'nin gitgelli sürecini görsekte olanla ölene çare yok. Eve dönüş olayından sonra çocuğumuzun baba figürü olarak gördüğü dayısının kasetçalarına yaptığı kayıt hüzünlendirici. Artık onlar birbirlerini sık sık ziyaret eden
    iki arkadaş haline dönüşecek.

    Bu filmi ben ortalama bir A24 tarzı olarak buldum. Olaylara değil duruma daha çok yoğunlaşılan filmde net mesajlar çokca var ama nedense beni alamadı içine. Olayların ise bir ilgi çekiciliğini göremedim. Çarpıcı bir sahnesi neredeyse yok gibi. Basit bir hikayeyi kolay bir düzlemde iyi denilebilecek bir bağ ile kayda alınması gibiydi. Gene iyi bir performansını gördüğümüz Joaquin Phoenix'i metod oyunculuğuyla göremeyince nedense bir burukluk oluyor içimizde. Bir kasvet draması izlemediğimiz, ödüller almasına rağmen bana göre müthiş bir sinematografiye de sahip olduğunu kanıtlayamayan film için yapılan siyah beyaz renk paleti benim hoşuma gitmedi. Normal haliyle görseydik filmi daha güzel görünebilir diye düşünüyorum. Kısa süresine rağmen uzun diyaloglarda sıkıldığım dönemler oldu. Çocuk karakterimizin bipolar bozuklukları olmasına baya değiniliyor. Bu hastalığın tarafları çatıştırması güzel sahnelerdendi. Belgeselimsi bir iz bırakan C'mon C'mon'u açıkçası yılın filmlerinden olarak görmüyorum. İzlemesseniz bir şey kaybetmessiniz. Bu sene ve özellikle geçen sene izlemeniz gereken daha önemli yapıtlar olduğunu düşünüp sizi incelemeyle baş başa bırakıyorum.

    IMDb : 7,5 

    Metascore : 82


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.