Her iki filmde mükemmelliği arayan sanatçının acılarını ve fedakârlıklarını anlatıyor.
Daha ilk sahneden iki filmin ne kadar çok benzediği görüyoruz. Whiplash’in giriş sahnesinde Andrew tutkuyla davul çalmaktadır. Black Swan’da Nina dans etmektedir. İkisini de işine odaklanmış şekilde görmekteyiz.
Filmlerin benzerliklerini 5 başlıkla anlatacağım.
1) Kırılma Noktası ve Tutku
Whiplash’de bunu ilk sahnede görüyoruz. Andrew, Fletcher’ın dikkatini çektiğini anladığında Fletcher’ın stüdyo takımında olmayı arzuluyor. Black Swan’da ise Nina’nın “Black Swan”ı oynayacak balerin aradıklarını öğrendiğinde kuğu kraliçesi olmayı arzuluyor. Fakat karakterinin isteği riskliyse seyircinin dikkatini çekebilirsiniz. Özetle onların korkularını anladığımızda… İki filmde de karakterlerin korkuları aile hayatlarıdır. Black Swan’da Nina’nın annesi kariyerinde iyi olamamış eski bir balerinken, Whiplash’de Andrew’ın babası lisede başarısız yazar olarak öğretmendir. Artık karakterlerin tutkularını ve korkularını biliyoruz. Tutku ve korkuyla daha çok çalışıp karakterlerinden ne zaman ödün verecekler?
2) Ödün Verme
Whiplash filminde Andrew hoşlandığı kıza çıkma teklifi ederken, Black Swan’da Nina Brennanı ikna etmeye çalışır. Bunlar artık bir şeylerin değiştiğinin sinyalleridir. Nina kuğu kraliçesi seçilir. Andrew ise Fletcher’ın stüdyo takımına girer. İki karakterde ilk zaferlerini kazanır ve tutkuları pekişir. Fakat bilmiyorlar ki bu kolay kısmıydı. İlk zaferlerinden sonra iki karakterin karşına sorunlar çıkmaya başlar ve değişmedikçe sorunları çözemeyeceklerini anlarlar. Mükemmele ulaşmak için iki karakter de kendilerinden ödün vermeye başlarlar.
3) Rolün Tehdidi
Andrew, stüdyo takımındaki rolünün diğer baterist Ryan ile tehlikede olduğunu anlarken, Black Swan’da ise Nina’nın tehdidi Lily’dir. Nina ve Andrew rollerinin tehlikede olduklarını anlayınca onları deliliğe sürüklüyor.
4) Deliliğe Düşüş
Black Swan’da Nina çift görmeye başlıyor. Şüphe, korku ve güvensizlik etrafını sarmış durumda. Andrew ise biraz daha yavaş ve farklı ilerliyor. Fakat ikisi de ağır gelen baskı ile benliklerini yitirmeye başlıyorlar. Andrew kız arkadaşından ayrılıyor, ailesiyle tartışıyor. Andrew gösteriye yetişmeye çalışırken kaza geçirmesine rağmen sahneye çıkıyor. Nina Lily’nin peşinden gidip uyuşturucu kullanıyor ve kendini Lily ile seviştiğini hayal ederken buluyor. Nina kendini kuğuya dönüştüğünü görmeye başlıyor. İki karakterde kontrolden çıkmış durumdalar.
5) Dönüşüm
İki hikâyenin de zirve noktası “büyük gösteri”dir. Ancak iki karakter de gösteri için hazır değildir. Çünkü içlerinde hala eski benliklerinden parçalar bulunmaktadır. Andrew hala Fletcher için çalmaktadır. Nina ise Lily’nin prens rolünü oynayan dansçıyla görür ve tekrar delirir. Çünkü prens Beyaz Kuğu’ya aittir. Nina ve Andrew başarısız olurlar. İki karakter de büyük başarısızlıkları sonrası en önemli seçimi yapmak zorundadırlar. Eski benlikleriyle mi yaşayacaklar yoksa arzuladıkları amaca mı ulaşacaklar?
Andrew, sahneye döner ve Fletcher’dan izin almadan davulu çalmaya başlar. Andrew artık Fletcher için değil kendi için çalmaktadır. Nina ise soyunma odasında döner ve Lilyi öldürür. Ancak gösterinin ikinci perdesinden sonra Nina tekrar soyunma odasına döner. Lilyi öldürmediğini aslında kendini yaraladığını fark eder. Mükemmeliyetçiliği kendi kendini yok eder. İki karakter de eski benliklerini yok etmiştir. Ve artık iki karakterde büyük performanslarını sergiler.
“Yaptığımız şey güzel ama geçimsiz. Dans ve müzik, şiir gibi ölümsüzleştirilebilen bir sanat değildir. Müzelerde yaşlanmaz. Şimdilik yaşıyor. Sadece bu an için. Bu an senin anın."
Yorum Bırakın