Tüm yüklerini ardında bırakıp gelmişti bu sefer, kapıdan girdiği anda verdiği derin nefesle bütün sorumluluklarından, sıkıntılarından, stresten ve en önemlisi ona kendini berbat hissettiren insanlardan kurtulmuştu adeta. Ne garipti, yıllarca kaçmaya çalıştığı bu şehir, bu mahalle onun en zor anlarında sığınağı olmuştu. Bunu fark ettiği andan beri önceden yaşadıklarına anlam veremiyordu. Rahat mıydı yani eskiden? Huzurlu muydu? Her şeyi sebepsiz yere kendisi mi abartıyordu? yoksa yaşadığı o yeni şehir tanıştığı o yeni insanlar doğup büyüdüğü bu cehennemden kat kat daha mı kötüydü... Ne yapıcaktı şimdi? kafasında her sıkıştığı anda bu soru beliriyordu ''Ben ne yapacağım?'' yıllardır bu sorunun cevabını verebilmiş miydi sanki işler bir şekilde planlı ya da plansız işliyordu hayatı bir şekilde ilerliyordu işte... çoğu zaman onun vermediği kararlarla işliyordu. Her şeyin farkına hep sonradan varmıştı.
Aslında kalbi kırgın aklı çok yorgundu, tek istediği sakin, huzurlu bir yaşamda sevildiğini hissetmekti.Biraz düşündü ''acaba çok şey mi istiyorum'' dedi kendi kendine. Sonra anımsadı hiçbir zaman insanlara verdiği değerin karşılığını göremediğini anımsadı. En yakın arkadaşım dediği insanlardan gördüğü muameleyi, kararsız insanlarla yaşadıklarını... her biri bir burukluk olarak yer etmişti yüreğine, kendi kendine sarmaya çalışıyordu ama yetişemiyordu bu burukluklara. Ona iyi geliyordu geri dönmek 'evim'diyebileceği bir yer olduğu için artık şanslı hissediyordu kendini ama sorumluluklarını düşündüğünde, tekrar dönme vakti geldiğinde kurduğu tüm bu huzur çatısı yıkılıveriyordu başına.
Eski günlüklerini karıştırmak istedi biraz 2019 yılının günlüğünü aldı eline, rengarenk kalemlerle yazdığı sayfaları usul usul çevirdi. Okumaya başladı, aslında hiçbir şeyi unutmamıştı eylül,ekim,kasım aylarını gördükçe tüyleri diken diken oluyordu sanki yeniden yaşıyordu aynı kırgınlıkları. Yazmış yazmış yazmış sayfaları doldurmuştu e ifade edebiliyordu o zaman kendini? belli de ediyordu ''sen bir şey hissettiğinde saklayamıyorsun her şey anlaşılıyor yüzünden'' diyordu insanlar. O günlerde neden kimse anlamamıştı o zaman? Neden kimse yardım etmemişti? Aslında kendisi hissetmişti arkadaşım dediği insanların onun mutsuzluğundan keyif aldığını ama konduramamıştı yine dönüp kendine kızmıştı aylarca bu eziyeti çektirmişti kendine 'nasıl böyle bir şey düşünürsün, nasıl kötü kalpli bir insansın sen' diye hayıflanıp durmuştu. Değilmiş, kötü kalpli o değilmiş,suçlu o değilmiş çok sonradan öğrendi gerçeği sonra tüm boşluklar doldu, tüm soru işaretleri silindi. Bir tek kendine olan kırgınlığı atamadı üstünden çok haksızlık etmişti kendine farkındaydı ama beceremiyordu, bir kendisine iyi gelemiyordu.
Yorum Bırakın