Gölge

Gölge
  • 3
    0
    1
    0
  • Sokaktaki tüm ışıkların teker teker sönmeye başladığını gördüğünde fark etmişti gece boyunca yürüyüp durduğunu. Telefonunun sarjını fulleyip kulaklıklarını takmıştı ve tüm gece boyunca beğenmediği şarkı çalmaya başladığında bile cebinden çıkartıp bakmamıştı ekrana, şaşkınlığı geçince saati öğrenmek için ekrana baktı saat bahane tabiki bir bildirim var mı diye meraklandı ama yoktu... Her zamanki gibi bomboş bir ekran vardı karşısında. "Kilit ekran fotoğrafınız sizin yaşama tutunma sebebinizmiş" yalanına inandığı için ekrana koyduğu ve her zaman gitmeyi istediği -belki de sadece hayal ettiği- o ülkenin fotoğrafına bakıp iç geçirip kapattı. Adımları hiç hızlanmadı, gece boyunca dışarıda olduğu için onu merak eden biri yoktu ve acilen yetişmesi gereken bir yer de...Kafasını kaldırmadan yürümeye devam etti. Kulağında kulaklığı olsa bile yine düşünceleriyle baş başaydı ve böyle olduğu anda aklında ilk canlanan cümle yine dudaklarıdan dökülmeye başladı ;

    "Sen bir tiyatro perdesinin arkasında duran adamsın sahnedekiler seni sever evet ama gün sonunda dekor toplayansın" 

    + 'Bi- bir dakika ya dışımdan mı söyledim ben o sözü' derken arkasında döndüğü anda onu gördü... 

    -Hayır canım dışından söylemedin ama hepimiz ezberledik artık sence de yetmez mi bu cümle? söylem kotasını doldurmadı mı?

    +Söylem kotası ne ya öyle bir şey mi var?

    - Yok ama bu söze gelmeli bence... 

    + Abartıyorsun, seviyorum işte farklı şeyler söylememe gerek kalmadan her zaman hissettiğim şeyi tek cümle ile ifade edebiliyorum. Seviyorum ben.

    - Ya sen sev tamam devam et sevmeye sevilmeye 

    +Hahahahahaha sevilmeye mi yooo yok orada dur öyle bir şey yok 

    - Yapma şunu hani beklentiyi sıfıra indirdiğinden beri her şey daha iyiydi sorun yoktu?

    +Sorun yok dediğimde sorun ortadan kalkmıyor ki o anlık bir şey olmasa bile olmamasının kırgınlığı kalıyor insanın kursağında

    - Ooo başlıyor muyuz yine?

    +Boşuna mı belirdin burda tabii ki başlayacağım... Bölme ama bak tamam mı?

    - Sen istemediğin sürece bunun mümkün olmadığının farkındasın değil mi?

    + :) farkındayım... Saat kaç olursa olsun ben nerede olursam olayım yanımda olan yine sensin bunun farkındasın değil mi? Şimdi ben o sözü benimsemeyip ne yapayım? Çok çabaladım, yüzleştim değiştim dedim ama öyle olmuyor kırık onarılmıyor ki 

    - Sen kırmadın çünkü kıran kişi düzeltebilir sadece ama onun da pek umrumda değil 

    + heh aynen öyle biliyorsun işte baksana kuramadığım cümleyi bile kuruyorsun...Geri çekiyorum kendimi herkesten bazen her şeyden, kabuğuma çekilmeyi seviyorum. İster şımarıklık de ister nankörlük insan bir kere hissetti mi doğru çıkmama ihtimali olmuyor. Yaşarken görüyorum, fark ediyorum ama yansıtmıyorum artık kabullendim. 4 kişilik masanın kenarına çekilen sandalye olunca, otobüste tekli koltuğa yönelmen için yavaş yavaş beklenince artık anlıyorsun bir şeyleri bak söylediklerim neredeyse bu sözle aynı kapıya çıkıyor o ama daha güzel özetlemiş. Seviyorum işte uğraştırmıyor beni

    - hahahahah duygularını ifade ederken bile kolaya kaçıyorsun

    + Uzun uzun anlatmamın ne faydasını gördüm ki bana kırgınlık ve hüzünden sahte bir gülümsemeden başka ne kazandırdı bunlar? Bu cümle bana ben olduğumu hissettiriyor. Her seferinde bir şeylerle yüzleşmemi sağlıyor. Tamam haklısın biraz fazla benimsemiş olabilirim 

    - Biraz mı?

    + Ben sana en başında beni bölme dememiş miydim?

    - Sen istemeseydin bölmezdim.

    + Yalnızlığın o kısmına henüz alışık değilim. Oyunun sonlarına geliyoruz, perde kapanacak seyirciler yavaş yavaş 'ne güzeldi geçti zaman, harikaydı.' diyerek dağılacak ve ben son görevimi yapıp gideceğim buralardan. Yüzleştim, kabullendim sadece bekliyorum ama çok yoruldum...

     

     

     


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.