Belgrad ormanı, huzurlu sakin ve sessiz, İstanbul’un can damarı şehrin kirli paslı gürültülü yanından kaçmanın en kolay yolu. Bu güzel ormana gitmediyseniz tavsiye ederim kafa dinlemek için pek güzel bir yer yürüyüş yolları ve oturma alanları gayet iyi, hiç düşündünüz mü? bu güzide mekânın ismi nereden geliyor diye. Şimdi sizleri epey bi eskilere götüreceğim...
1521'in temmuz ayı sıcak bir yaz günü binlerce ayak ve nal sesi Belgrad halkına korku ve dehşet saçmakta ufukta görülen mukaddes sancakla kuledeki nöbetçinin bağırması bir oluyor: '' geliyorlar geliyooorlaar Türkler geliyoor...''
Şanlı ordu Belgrad önlerinde şehrin etrafı sarılmış saldırı için emir bekleniyor, tam bir yıl evvel kararlaştırılan sefer için ordu artık yerini almıştı ( Osmanlı devleti ödemesi gereken haracının ödemediğinden ve saldırgan tavırlarından ötürü barışı sürdürmek için Macaristan’a kral 2. Lajos'a bir elçi göndermiş ancak macar kralı elçiyi idam ettirmiştir yetmemiş kellesini de sultan Süleyman'a göndermiş bunun üzerine de Osmanlı Macaristan’a savaş ilan etmiş ve hedef olarak ta Belgrad ve çevresi seçilmiştir.)
İlk emir ile top atışlarına başlandı, günlerce haftalarca surlar dövüldü, gedikler açıldı ancak müdafiler güçlü çıkmışlar ve Osmanlı ordusunu zor durumlara sokmuşlardı. Ancak Sultanın kararlılığı paşaların ve gazilerin gayretleri ile en sonunda şehir 29 Ağustos 1521 günü düşürüldü.
Sultan Süleyman şehre girdi ve cuma namazının ardından divan kurularak şehir ile alakalı hususlar tartışıldı halkın sıkıntıları dinlendi, aman dileyen ve şehirden ayrılmak isteyenler serbest bırakıldı kalmak isteyenler ise cizye karşılığı şehirde bırakıldı dinlerini ve kültürlerini yaşamalarına izin verildi. Şehirden gitmek isteyip ancak imkânı olmayan bir grup Sırp vatandaşı da padişahın emri ile İstanbul’a gönderildi ve bu günkü Belgrad ormanın yakınlarındaki yere yerleştirildiler, burada Belgrad köyünü kurdular çevresindeki ormana da Belgrad ismini verdiler...
Yorum Bırakın