Herkes yaşamı yaşantıya çevirebilir, mühim olan insanın yanılgılarının ardından yeni değerler yaratabilmesidir. Bu yaratıcı edimi insanın varoluşunda sanatçı eğiliminin yerine de konulabilir.
"Hiç kimse kendi dışındaki ve doğasına aykırı nedenlere yenik düşmedikçe, kendisine yararlı olanı aramayı ya da kendi varlığını korumayı reddetmez. Demek istediğim, hiç kimse kendi doğası nedeniyle yemek yemezlik etmez ya da kendini öldürmez." -Baruch Spinoza
Evrenki tüm nesne ve özneler var kalma eğilimi gösterirler. Bu eğilim bir çabaya aittir, varoluşta sürüp gitme ve yaşam boyu kendini yetkinleştirmeye çalışmaktır.
Tam bu noktada insanın iki ayrı yönünü temsil eden mitolojik bir ikilikten bahsetmek istiyorum.
Apollon harmoni ve düzenin, akılsal olanın Tanrısıdır. Güzel sanatların kurucusudur, insanoğlunun kalbindeki güzel duygulardır. Apollon'a karşıt olan figür ise Dionysos'tur. O ise tam aksine dürtüleri, sarhoşluğu, coşkunluğu ve uyarıcıları temsil eder.
Bu iki eğilim daimi bir çatışma içerisindedir. Çatışma sözcüğünü irdelersek ortada bir savaştan bahsetmediğimi söylemem gerekiyor. Mücadeleden ziyade iki gücün birbirini itmesi sonucu oluşan gerilim insanın yaşam formudur. Varoluşları itibariyle birbirlerini gerektirirler, ikilik bir zorunluluktan doğar. Birini diğerine seçemezsiniz, bir bütünlük oluşturacak şekilde bir araya gelirler.
"İnsan yanılgılarıyla eğitilmiştir. İnsan tamamlanmamış bir canlıdır ve aşılması gerekir." -Friedrich Nietzcshe
Bizler köle ahlakı içerisinde yanılgılarla yetkinleştik. Bu gerekçeyle Nietzcshe'ye göre ilk olarak yanılgılarımızı yıkmalı ve ardı sıra anlamımızı yaratmalıyız. Yıkımın hemen peşinden gelen bireysel anlamımızdan bahsediyorum.
Yaşamı bir mesele haline getirirken sanat icra etme hassasiyetiyle yaşamımızın Tanrısı olmalıyız. Ne tutkulara sarılmalı, ne de aklı yudumlamalıyız. Bu çatışmanın geriliminde yaratım halinde olmalıyız.
"Sanat özünde hayatı onaylamaktır, hayatı kutsamaktır, insan varlığının onaylanması, kutsanması, Tanrılaştırılmasıdır." -Friedrich Nietzcshe
Bir ereğe doğru, doğrusal bir yolla bir şeye doğru ilerlemiyoruz. Dairesel bir hareketle yaşamı dönüştürüyoruz, dönüştürdüğümüz yaşam tekrardan dönüp bizi dönüştürüyoruz. Bu ebedi değişimin içerisinde daimi akış, dönüşümü yıkarak ve yaratarak gerçekleştiriyor.
Herkes olmaktan kaçıp kendimiz olmaya yürüdüğümüz yaşamımızda ben de Nietzcshe'nin sorusunu sizlere sormak istiyorum.
Yaşama gücünüz var mı?
Herkesleşmekten kaçıp hiçkimse olmaya yürüdüğümüz yolda ben de şöyle sormak istiyorum, Sen hiç kendini özlemiyor musun?