20. yüzyıl edebiyatının ve varoluşçuluk öğretisinin en önemli temsilcilerinden biri olan Franz Kafka, Dönüşüm adlı yapıtındaki baş karakterinin mücadelesi yaşamlarımızdan kesitler taşır. Bu mücadeleyi kavrayabilmek için Kafka'nın felsefesini anlamlandırmalıyız.
Kafka'nın felsefesi, yaşamından büyük pay aldığı apaçıktır. Otoriter ve kibirli bir babanın yanında büyüyen Kafka için daimi olarak ezilmişlik ve suçluluk duyguları öne çıkar. Karakterlerinde de bu duygu durumunun yansıyışına tanıklık edilir.
"Beni hayal kırılığına uğratan benden başkası değil." - Franz Kafka
Dönüşüm'de baş karakterimiz Gregor Samsa bir sabah kalktığında kendisini böceğe dönüşmüş şekilde bulur. Kalkar kalkmaz sorguladığı ve dert haline getirdiği ilk şey bu halde nasıl işe gideceği ve patronuna nasıl hesap vereceği olmuştur. Evde büyük bir sorumluluğa sahip olan Gregor ailesinin maddi durumunu karşılar, evin geçimini sağlar. Ailesine karşı sorumluluğuyla beraber sevmediği ve zorlandığı bir işte çalışır. Kendisini, çevresine yabancılaşmış bir şekilde bulur. Bu açıdan böceğe dönüşmüş olmasının bir anlamı yoktur, o zaten kendisini böcek gibi hissediyordur.
"Neden uyumaya devam edip tüm bu saçmalığa son vermiyorum." -Franz Kafka
Gregor bir yüzleşme içerisindedir, bu yüzleşme absürtle olan bir karşılaşmadır. Olağandışı bir şekilde böceğe dönüşmesinin ardından ne kadar eski haline dönmek istese de hem imkansız hem de başarısız olması absürtün çıkmasına olanak verir. Benzer bir biçimde çabalamaktan vazgeçmemesi ve mücadelesini sürdürmesi Albert Camus'nun Sisifos Söyleni'ni anımsatmaktadır.
Yunan Mitolojisinde yer alan bu ceza hikayesinde, Zeus Sisifos'a sonsuz döngüde bir ceza verir. Bir kayayı dağın tepesine çıkarması cezasıdır fakat kayayı ne zaman en tepeye çıkaracak olursa kaya tekrar aşağı yuvarlanır. Bu sonsuz ve sonuç vermeyen çaba içerisinde Sisifos, bilinçli bir şekilde kayayı itmekten vazgeçmemektedir. Bilinçli olmak bu noktada mühimdir.
Onun bu mücadelesinde, kaderi haline gelen kayadan daha güçlü biri olmuştur. Sisifos boyun eğmez, baş kaldırır ve mutlu bir ölümlüdür.
“Tepelere doğru tek başına didinmek bile insanın yüreğini doldurmaya yeter. Dolayısıyla Sisifos’u mutlu olarak tasarlamak gerek, çünkü Sisifos yazgısının üstündedir ve kayasından daha güçlüdür aslında.” -Albert Camus
Varoluşumuzun absürtlüğüyle yüzleşir, ona karşı bir başkaldırıda bulunuruz. Anlamsız ve absürt olan yaşamlarımızda bilinçli olarak saçmalığa karşı savaşırız. Savaşımız sonuçsuz ve umutsuz olsa da kaderimizi kendimiz yazmaktan vazgeçmeyiz.
Dönüşüm öyküsüne yüzlerce yorum yapılabilir. Gerçekten edebiyat tarihinin en yoruma açık yapıtlarından biri. O yorumlardan biri de şu: Nietzsche'nin üstinsan kavramının antitezi niteliğinde, bir alt insana gerileme şeklinde okunabilir böceğe dönüşmek. Kendini ufaltma isteği, bir tür gizlenme biçimi. Görmezden gelinecek kadar küçülme isteği.