Leonardo da Vinci'nin ünlü resmi Mona Lisa korunmakta olduğu Louvre Müzesi’nden 21 Ağustos 1911'de aniden kayboldu. Resmin çalındığı saatlerce fark edilmemişti. Çünkü resmin müze fotoğrafçıları tarafından alındığı ve daha sonra yerine tekrar konulacağı düşünülmekteydi. Ancak 12 saat boyunca tablo yerine hiç asılmamıştı. Müze yetkilileri tablonun çalındığını anlayarak özel dedektifleri ve polisleri devreye sokmuşlardı. Bu aramalar boyunca Louvre kapalı kaldı. Yapılan 1 haftalık aramanın ardından bulunan tek şey tablonun çerçevesiydi. Müzenin içindeki bir odada bulunan bu çerçevenin üstünde bir parmak izi olduğu tespit edildi. Ancak ellerinde bulunan tek delil bu parmak iziydi. Müzenin tekrar açılmasının ardından artık Mona Lisa herhangi bir tablo olmaktan çıkmış ve dünyanın en ünlü tablosu olmuştu. Yaşanan hırsızlık o kadar büyümüştü ki tüm dünyada bilinir hale gelmişti. Mona Lisa'nın çalınmasında ilk şüpheli Honore Gery adında bir vatandaştı. Çünkü bu kişi müzeden bir heykel çaldığını söylemiş ve satmaya çalışmıştı. Gery, heykelciklerini Pablo Picasso'ya verdiğini söyleyerek ünlü ressamında olaya dahil olmasına neden olmuştur. Picasso, elindeki heykelcikleri teslim etmiş ve hakkındaki suçlamaların da bu şekilde geri çekilmesini sağlamıştır. Bulunan şüphelilerden herhangi bir sonuç çıkmadığı için Louvre soruşturması kapatılmıştır. Ancak olayın üstünden 2 yıl geçtikten sonra bir antikacıya bırakılan mektupta; “Leonardo da Vinci’nin kayıp eseri bende. Da Vinci İtalyan olduğuna göre tablo İtalya’ya ait.” sözlerinin yazılmasıyla tablonun kimde olduğu anlaşılabilmiştir. Mona Lisa tablosunun Vincenzo Peruggia isimli bir kişi tarafından çalındığı anlaşılmıştır. Vincenzo hakkında iki düşünce bulunmaktadır. Tabloyu satmak için çalmadığı milliyetçilik duyguları ile hareket ettiği veya resmi satmaya çalışırken yakalandığı... Hırsız Mono Lisa tablosunu nasıl çaldığını ise daha sonra anlatmıştır. Çerçevenin bulunduğu odada kalarak müze kapanana kadar beklemiş daha sonra tabloyu bulunduğu yerden alarak çerçeveyi odaya bırakmış. Daha sonra ise, tabloyu saklayıp kendi ülkesine geri dönmüş. Dünyanın en büyük müzesi olarak görülen yerden bu kadar kolay şekilde eserin çalınması herkesi büyük bir şaşkınlığa sürüklemiştir. Bu olay sonrasında Louvre, Mona Lisa tablosunu için hem özellik güvenlik görevlisi tutmuş hem de tabloyu kurun geçirmez bir camın içerisine yerleştirmiştir. Sadece Mona Lisa için değil müzenin genelinde güvenlik önlemleri daha da arttırılmıştır. Bu olay ise dünyanın en büyük sanat hırsızlığı olarak anılmaktadır...