Çarpıtılan tarihi hakikatler (1)

Çarpıtılan tarihi hakikatler (1)
  • 3
    0
    0
    0
  • Merhabalar dostlar uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz, bu başlık altında toplayacağım yazı dizisinde sizlerle çarpıtılan tarihi vakalara bakıp doğrusunu birincil kaynakları ile izlerle paylaşacağım.

    Şimdi ise konumuz yakın bir zamanda tekrar gündeme gelen çirmen muharebesi olacak, eminim sizlerde Nurullah Genç'in 70.000 kişilik haçlı ordusunu 800 atlı ile mağlup eden Osmanlı'nın destansı hikayesini anlattığı videoya denk gelmişsinizdir. Nurullah bey o kadar güzel bir üslup ve hamaset ile anlatıyor ki kısa sürede gururlanıyor ve telefonu bir kenara atıp Allah Allah nidaları ile koşasınız geliyor. Nurullah Bey’in iyi niyetli olduğunu düşünüyorum lakin ortada sayısal ve vaka sal hatalar mevcut ki tarih ilmi bu tarz hataları kaldırmaz, zira tarih belge ve bilgi ile yapılabilen bir ilim dalıdır. Şimdi sizlerle işin gerçek yüzüne belgeleriyle bakacağız.

    Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu muharebe gerçekten Osmanlı devleti için büyük bir zafer iddia edildiği gibi sayılar bu denli az olmasa da düşman kuvvetine nazaran Osmanlı birlikleri kat ve kat azlar, bu konuyla alakalı birincil Osmanlı kronik kaynaklarından kesitler paylaşacağım 

    Hoca Sadettin efendinin Tacü't Tevarih adlı eserinin (kültür bakanlığı tarafından 1992 de tıpkı basım basılmıştır) birinci cildinin 125. Sayfasında şu şekilde yazar:
    İslam askeri on bin kadarken bunlar ona göre kat kat çoktur. Bu sayısız kalabalıkla savaşmak onlara karşı durmak mümkün gözükmemekteydi.

    Şeklinde anlatılmaktadır Düşman kuvvetinin sayısı ise kaynaklarda yetmiş bin ila yüz bin arasında değişkenlik göstermektedir.

    Osmanlı devletinin uç kısımlarının koruması ve düşman illerine belirli dönemlerde akınlar yapılıp düşmanın sindirilmesi vazifesi Akıncı kuvvetlerine tevdi edilmiştir ve bu kuvvetlerin sayılarının 10.000 ila 20.000 civarı olduğu herkesçe bilinmektedir, bundan mütevellit Tacü't Tevarih'te belirtilen Osmanlı birliğinin sayısının doğru olduğu aşikardır.  Ahmet Şimşirgil hocanın kayı 1 kitabında düşman kuvvetinin bizden 15 kat fazla olduğu yazmaktadır, (kaynak olarak da Aşık paşazade tarihi verilmiştir) bu hesaba göre düşman kuvvetinin sayısının da 70.000 ila 100.000 arasında olduğu aşikârdır.

    Bir diğer kaynakta ise:

    Mevlâna Mehmet Neşri’nin Cihannüma adlı eserinde (Prof. Dr. Necdet Öztürk hazırlamasıyla tıpkı basım basılmıştır) sayfa 86 da savaştan sonra bu bölgenin Serf (Sırp) sındığı olarak anıldığı yazmaktadır. Bu minvalde savaşın çirmen değil Sırp sındığı savaşı olduğu ve asker sayısının da on bin kadar olduğu aşikâr olmuştur. Gerçek ve hakikat hali ile bile muazzam bir başarı iken bununla iftihar edecekken tarihi saptırmak neden buna anlam veremiyorum. On bin ile yetmiş bini yenmek büyük iş değil midir? Ne olursa olsun tarihi saptırmamak gerekir ayrıca düşman sayısını kaynaklarda yazana göre verip bizim kuvvetlerin sayısını Wikipedia dan başka hiçbir yerde yazmayan bir sayıyı vermek tarihle alay etmektir ve boş hamasettir.

    Savaş nasıl cereyan etti:

    Sırp kral Jovan Uglješa, I. Murad Anadolu'dayken Edirne yönüne saldırıp Osmanlı Devleti'ni hazırlıksız yakalamak istedi. Sırp ordusunun mevcudu 70.000 ila 100.000 kadar asker idi. Karşısına çıkan Osmanlı ordusu sayıca kendisinden çok az, 10.000 kişi kadardı ancak taktiksel yönden bu kuvvet yüksek manevra kabiliyetine ve daha üstün taktiklere sahipti. Sırp ve Makedon birliklerinin ilerlemesine izin veren Osmanlı kuvvetleri, geceleyin düşman ordusuna saldırdı. Ne olduğunu anlayamadan hazırlıksız yakalanan paniğe düşen düşman ordusu, hatlara sızan Osmanlı atlılarının, Sırp ve Makedon komutanlarını öldürülmesi ile darmadağın edildi. Savaş, Osmanlı Devleti'nin zaferi ile sonuçlandı. Sırp tarafı binlerce zayiat verdi ayrıca binlerce Sırp askeri kaçmak isterken Meriç nehrinde boğuldu. Muharebeden sonra Meriç Nehrinin rengi ölü Sırp askerlerinin kanlarından kırmızıya döndü. Bu zafer ile Osmanlılara Makedonya'nın yolları açıldı.

    Son Olarak:

    İşin aslını kaynakları ile sizlere anlatmaya çalıştım, tarihimizde pek çok bu denli büyük zaferler mevcut ekseriyet lede sayısal üstünlük düşman birliklerinde ancak doğrusu ile iftihar etmek yerine bazen işi daha da abartmak için tarih çarpıtılıyor. Tarih ilmine meraklıysanız bu tarz hatalardan kaçınmanın en kolay yolu birincil veya ikincil (Halil İnalcık, İlber Ortaylı gibi hocaların kitapları) kaynaklardan okuyarak öğrenmektir. Siz siz olun kaynağını gösteremeyen hiçbir şeye inanmayın araştırın ve okuyun bu yazımda sadece ufak bir hatayı düzeltmek istedim bu başlık altında yazacağım bir sonraki yazılarımda daha felaket hatalara şahit olacaksınız, doğru ve hakikat eşliğinde yanlışları düzeltmeye çalışacağız şimdilik esenlikle kalın görüşmek üzere...

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.