SORULMAMASI GEREKEN SORULAR

SORULMAMASI GEREKEN SORULAR
  • 6
    0
    0
    0
  • Hiç fark etmeden kurduğunuz tüm cümlelerin, sizler adına utanarak ve kurmamanız gerektiği gerçeğini yüzünüze çarpma vakti geldiğini hissederek bu yazımla tam da, işten çıkıp gelmiş yorgun halimle karşınızdayım. Hiç utanmadan hepsini madde madde sıralayacağım ve sizlerin aklına sokmaya çalışacağım. Hiç utanmadan diyorum çünkü sizler o soruları sorup o cümleleri kurarken hiç utanmıyorsunuz biliyorum.

    -Kilo mu aldın ?
    Evet en bilindik olanla başlayacağım çünkü hala bunu yapan insanlar maalesef mevcut. Çünkü hiçbir şekilde bireyin su içse yaradığı fikri aklınızın ucundan geçmiyor ya da kilo problemi hayatının merkezinde olduğu. Belki de kendini saldığı bir dönemdir kimbilir? Yemek yemeyi seviyor ve kendi halinden memnunda olabilir. Tüm bunlar ihtimal dahilindeyken, bırakın birey gömsün tüm tavukları ve siz salatanızla(!) ilgilenin lütfen.

    -Neden bu kadar zayıfsın ?
    Tam olarak sorulmaması gereken sorular listesinde, kilo mu aldının tam tersi olmak üzere top 2'de neden bu kadar zayıfsın var evet. Bireyin zayıf olmayı sevmesi ihtimali kadar 2 ekmek gömse bile kilo alamadığı bir probleminin olması durumu da ihtimaller dahilinde. Hastadır hatta belki de? Bireyin kilo alamama durumu gün geçtikçe sizin erimenize sebep olmuyorsa, salın da insanlar zayıf kalsın.

    -Sen hiç karadenizlilere/doğululara/boşnaklara/izmirlilere/bla bla benzemiyorsun ya?
    Özür dilerim. Bütün şu yüzümü ve sesimi yaratmak benim elimde olsaydı zaten kendimi ya Lele Berlin yapardım ya da Taylor Lashae ( bayılıyorum ) .

    -Saçlarını neden bu renge boyadın? / Saçlarını neden böyle kestin? / Saçlarını neden böyle yaptın?
    Kendine yakıştırdığı için boyamıştır belki? Kendini kısa saçlı görmeye heves etmiş ya da saçlarını örmek kendisini iyi hissetmesini sağlamışta olabilir. Yani aslında belki de saçlarının son hali bireye yakışmamıştır hakikaten ama bir kere kesilmiş ve/veya boyanmış olduğundan elden bir şey gelmiyor olabilir değil mi? Bir süre saçını o şekilde kullanmak zorundadır belki...Demorelize etmek yerine hiçbir şekilde hiçbir cümle kurmamanın daha sağlıklı olduğu gerçeğini lütfen günlüklerinize not edin ve bırakın insanlar mor saçlarıyla salınsın etrafta.

    -Bu yüzünde ki sivilcelerin hali ne?
    Birey bununla çok uzun bir zamandır savaşım veriyor olabilir ya da tertemiz pürüzsüz cildi bir anda yaşadığı sinir stres dolayısıyla sivilce atmış olabilir. Bu kendisi için bir buhrana bile sebep olabilecek kadar aslında önemli bir konu iken,sizin sorarken yüzünüzün hiç kızarmaması hayretler verici.

    -Sizde karadenizlilik var mı?
    Genellikle burnu büyük bireyler için kurulan o aşağılık cümle. Her kime inanıyorsunuz bilmiyorum ama o burnun Allah vergisi olduğuna en azından ben eminim. Kimbilir belki de Zeus böyle olsun istemiştir bilinmez fakat o güzellik algılarınızdan vazgeçip insanların burunları ile ilgilenmeyi bırakmanız,ricadır.

    -O ayakkabıyı neden giydin? / O ruju neden sürdün? / O tişörtü neden giydin? / O kolyeyi neden taktın?
    Giyim konusunda örneklerini çoğaltabileceğim bu tür sorular, insanları aslında fevkalade alakadar etmezken farklı bir şey gördükleri anda far görmüş tavşan gibi şaşkınlıkla karışıp bunu neden yaptığımızı sorgulama lüksünü buluyorlar kendilerinde. O ayakkabı yaşlı işi, o toka çocuk işi, o rujun rengi sana hiç gitmemiş gibi pek çok seçeneğin merkezine konumlandırıp kendilerini bu hakkı görüyorlar çok kolay bir biçimde kendilerinde. Sadece bir heves ya da sadece bir moda takibi doğrultusunda giyip taktığımız herhangi bir şeyin sadece kendimizi ilgilendirdiğini karşı taraf ne zaman anlar diye sükunetle bekliyorum. Hatta şöyle ki giyilip takılan herhangi bir şeyler heves ya da moda çatısı altında değil dümdüz canımız öyle istediği içinde olabilir. Siz yeter ki bu konu hakkında şaşkınlıkla birlikte ilk kez görmüş olduğunuzdan dolayı cahiliyet yüklü soru işaretilerinizi kendinize saklayarak hayatınıza devam ediniz. Bende babaanne ayakkabılarımla işe gidip geleyim malum.

    -Nasıl alkol kullanmazsın ya?
    Belki pahalılığı dolayısıyla maddi açısını, belki dini inancı dolayısıyla günahını, belki midesi bozuluyor diye tadını hatta belki de dümdüz sevmeme lüksünden dolayı. Ha?

    Ben tüm bunları çoğaltıp,abartıp,kabartıp daha da uzatabilirim. Fakat bir küçük aydınlama yaşayabilmeniz adına kısa kesiyor ve buradan ulaşacağım belki max 100 kişiye bile değiyor olmanın hazzını yaşamaya gidiyorum.



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.