Merhabalar, uzun süredir sinema ile yakın bir ilişki içerisindeyim. Şu sıralar uzun metraj senaryomu geliştirmekteyim. Geçtiğimiz dönemlerde sinema üzerine fikirlerimi ve yazılarımı Twitter ve Instagram üzerinden paylaşıyordum, artık buradayım. Uzatmadan birkaç güzel film önerisi ile başlayalım.

Atlantis - (Valentyn Vasyanovych)

76. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde Horizons dalında En İyi Film ödülünü kazanan filmimiz; Savaşın getirdiği acı ve sonrasında maruz kalınan psikolojiyi incelikli bir şekilde işliyor. Sabit kamera ve görüntü yönetimini deneyimlemek keyifli hatta unutulmaz. Sinemada rahatsız edici içerikler her zaman ilgimi çekmiştir kaldı ki en sevdiğim yönetmenlerden birisi Haneke'dir, fakat intihar sahnesinde ekrandan gözlerimi kaçırmak durumunda kaldım. Sahnenin etkileyiciliği ve rahatsızlık seviyesi çok çok farklı hissettirdi. Meramını görüntüye başarılı bir şekilde aktaran bu film çok değerli bir iş daha yapıyor ve oyuncu kadrosunda gazi, asker ve gönüllülere yer veriyor.

 

 

Persian Lessons - (Vadim Perelman)

Persian Lessons başından itibaren beni etkisi altına alıp finale kadar bu etkiyi kesintisiz devam ettirdi. İranlı olduğunu söyleyip ölümden kurtulan karakterimizin, bir nazi subayına bilmediği dili(farsça) öğretmeye başlaması, hayatta kalma mücadelesine devam etmesi ve bu durumun getirdiği zorlu süreç. Duygu yükü fazlasıyla yoğun. Bu arada Lars Eidinger harika oyunculuk sergiliyor. Filmin Türkçe ismi de ayrı bir güzel, 'Umudun Dili'. Filmi Mubi sayesinde izledim yoksa gözümden kaçacaktı. Harikaydı.

 

 

Le Daim - (Quentin Dupieux)

Dünya prömiyerini 72. Cannes Film Festivali'nde yapan filmimizin kendine tarz bir üslubu ve karakteri var. Karakterimizin kendisini önemli biri gibi gösterme çabası ve durumun absürtlüğü keyifliydi. Bir noktadan sonra yegane arzusunu gerçekleştirmek için göze aldığı ve yapmaktan çekinmediği eylemler de cabası. Kesinlikle zaman ayırıp izlenilmesi gereken bir karakomedi örneği.

 

 

Pieces of a Woman - (Kornél Mundruczó)

Oyuncu kadrosunda Vanessa Kirby, Shia LaBeouf, Sarah Snook ve Benny Safdie olan bu filmimiz önerdiklerim arasında en popüleri. Sinema her zaman bir şey anlatmak zorunda değil, bazen sadece bana daha önce düşünmediğim ya da düşünmeme gerek olmayan bir durumu tecrübe ettirsin kâfi gibi bir düşüncem vardır. Bu film bir şey anlatıyor tabii fakat bir de işin tecrübe tarafına bakarsak durum hepten ilginçleşiyor. Doğum sürecinin sancılarını sekans boyunca adeta bize de yaşatan Vanessa Kirby, vuku bulan olay sonrası yıkım ve psikolojik çöküntüyü de bir o kadar vurucu hissettirdi. Görüntü yönetimi tatmin ediciydi.