Beholder 2: Distopya'nın Merkezinde Yozlaşma Devam Ediyor

Beholder 2: Distopya'nın Merkezinde Yozlaşma Devam Ediyor
  • 2
    0
    0
    0
  • Beholder

    İkinci oyuna geçmeden önce ilk oyunu bilmeyenler için kısa bir özet geçeceğim. Warm Lamp Games tarafından 9 Kasım 2016 tarihinde oyuncuların beğenisine sunulan Beholder, yapımcılarında belirttiği gibi George Orwell ve Aldous Huxley eserlerinden ilham alınarak oluşturulmuş bir Distopya. İlk oyunda totaliter bir hükümet ve despot liderin hedefleri doğrultusunda halkı gözetlemek ve doğrudan casusluk yapmak için bir apartmanın yöneticisi oluyoruz. Görevimizin muhteviyatını açıklamak gerekirse; apartman sakinleri evde olmadığında evlere girip yasaklı materyal aramak, varsa raporlamak. Evde oldukları zaman yaptıkları eylemleri takip edebilmek için gizli kameralar yerleştirmek. Kameralarda yasal olmayan eylemler görürsek raporlamak. Raporlarımız doğru çıkarsa itibar puanımız artıyor ve raporlanan kişi ölüme yollanıyor. Oyun içinde bazen çıkarlarımız doğrultusunda devletin otoritesini tehdit edebilecek apartman sakinleri ile iş birliği yapmak mümkün. Beholder seçimlerin oyuna etki ettiği bir oyun, o yüzden seçimlerimizi yaparken birkaç kez düşünmekte fayda var. Yanlış verilen kararlar yüzünden işimizden, ailemizden ve hatta hayatımızdan olabiliriz.

    Beholder 2

    Artık o küçük ve netameli apartmanda değiliz. Artık doğrudan yozlaşmanın merkezi, bakanlıktayız. Babamızın ölümü sonrasında, 37 katlı bakanlığın en alt katında göreve başlıyoruz. Oyunun başında bir belirsizlik hakim. Sorular sorarak duruma adapte olup devam etmemiz gerekiyor. Oyunda her gün yaparak para kazanabildiğimiz günlük görevlerimiz, ödememiz gereken faturalar ve öğrenmemiz gereken yetenekler var. Bu yetenekler Kuzey Borece dili (evet bore), sürgülü ve çift taraflı kilitleri açma becerisi, terminallere sızma becerisi. Bu yetenekleri öğrenmek önemli çünkü girmemiz gereken odalar, açmamız gereken çekmeceler ve kurcalamamız gereken terminaller var. Sürekli iletişimde olmamız gereken bir üstümüz, üstlerimiz var. Günlük görevler, bakanlıkta çalışan insanların deyimine göre sıradan insanların sıradan dertlerini kayıt altına almak. Bizim görevimiz bu sıradan insanların sıradan sorunlarını doğru bir şekilde ilgili bakanlığın ilgili ofisine sevk etmek. Gerçekten yardım etmek görevin tanımı değil, bize kalmış bir durum. Günlük görevlerimiz dışında babamızın dostu olduğunu söyleyen ve bakanlık içindeki muammayı çözmemiz için bizimle iletişime geçen James Cunningham'dan aldığımız ana görevler var. Bu görevler her kattaki patronu saf dışı bırakıp tutuklatmak, ortadan kaldırmak ve bunun sonucunda bir üst kata çıkmak. Bakanlık içerisindeki diğer memurlar ile iletişime geçerek alabildiğimiz yan görevler mevcut. İş arkadaşlarımızın ve patronlarımızın aralarını bozarak, kumpaslar kurarak fişlerini çekip ekarte edebilmek mümkün. Bakanlığın her tarafında çürümüş, yozlaşmış memurlar mevcut ve tabii ki bizde bu ortamda salt iyi kalamıyoruz. Bazen rakibimizin çekmecesine yasaklı materyal koyduktan sonra anında ihbar ederek bakanlık meydanında kurşuna dizdirebiliyoruz. İş bazen o kadar ileri gidiyor ki birazcık para için hükümet karşıtı bir oluşum ile iş birliği yapıp bakanlığa bombalı saldırı yapabiliyoruz. İlk oyundaki distopik atmosfer daha da arttırılmış bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bakanlığın renksiz, uzun ve her tarafında Büyük Önder'in heykelleri olan koridorlarını her gün yürüyoruz. Her gün o yağmurun altında bakanlık binasına doğru adeta sürünüyoruz. Sekreterin önündeki kuyrukta her gün bekleyerek aksak bürokrasiyi tadıyoruz. James Cunningham'ın verdiği görevleri tamamlayıp terfi istiyoruz ve 1. katta başladığımız görevimize sırasıyla 12. 25. ve 37. katta devam ediyoruz. Bakanlıkta yukarı çıktıkça iş yükümüz artıyor ve yozlaşmaya daha fazla maruz kalıyoruz.
    Oyunun sonunda bütün cevapları alıyoruz. Bakanlık içerisinde Büyük Önder'i indirmek isteyen bir Beyin Takımı olduğunu öğreniyoruz. Ardından Heimdall Projesi'nin ne olduğunu öğrenip şaşkınlık içerisinde debelenirken Büyük Önder ile tanışıyoruz. Tüm bunların ardından bize babamızın kamera kayıtları izletiliyor ve tüm sır perdesi açılıyor. (Daha fazla detay vermeyeceğim, oynayıp görmek isteyenler için spoiler olmasın.)


    Distopik Roman sever olarak oynayıp deneyimlemek keyifliydi. Beholder'ın bir de kısa filmi var. Atmosferi tatmak isteyenler için YouTube linkini bırakıyorum. Keyifli izlemeler.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.