Selam Görsel Severler.
Görsel bir çağda yaşıyoruz. Doğamız gereği her şeyi duyumsuyoruz ve bunu da görsel duyunun en popüler yoluyla yapıyoruz. Filmler ile. 2 dakikalık hikayevari bir videodan 3 saatlik başyapıt bir sinema filmine kadar her şeyi izliyoruz ve izlenceleri deneyimliyoruz. Peki bu izlence, bir kişinin fikir tozundan, milyonların izlediği beyazperdeye kadar nasıl form değiştiriyor, nasıl üretiliyor? Bu kısa yazı da bu süreci bilgim elverdiği kadarıyla anlatacağım.
FİKİR
Film süreçlerinin hepsi küçük bir fikirden yola çıkarak başlar. Kitap uyarlaması bir filmin ilk adımı, kitabı okuyan kişinin “Bundan ne film olur be!” ünleminin beyne sirayeti ile atılır. Ya da bir komedi filminin ilk düşüncesi, komik bir olayla akla gelir. Bu fikir, fikir sahibinin, fikri paylaşması ile üretilecek bir iş halini alır. Fikir paylaşılır, paylaşılan fikir üzerine birçok fikir daha eklenir, düşünülür ve bu düşüncelerin hepsi somutlaştırılmaya başlanır. Bu somutlaştırma olayı en basitinden yazıya dökülerek yapılır, bu da bize ikinci adımda olduğumuzu gösterir.
SENARYO
Senaryo, bahsi geçen fikrin bir iş halini alması için gereken ikinci adımdır. Senaryo kısaca, kurallara bağlı yazılan, fikri bir çerçeve gerçekliğine oturtan metindir. Tıpkı bir elektronik aletin kurulumu için her türlü detayı bulabileceğin bir kullanma kılavuzu gibidir, tek farkı bu kullanma kılavuzu okunmak zorundadır. Amerikalı senarist ve profesör Will Nedved senaryo için “Sözel Matematik” der. Belli denklemlere göre yazılan senaryo, profesyonel film üretim sürecinin en çok kafa yorulan kısmıdır. Senaryo denkleminin işleyebilmesi için çok basit unsurlar gerekir, ama bu unsurları oluşturmak oldukça zorlayıcıdır. Örneğin senaryonun kolay anlaşılması gerekir, sanki okuyumuyorsun da dinliyorsun hissini almalısın. Değişken, ilerleyen aşamalarda üzerinde oynanabilir bir hali olmalıdır senaryonun. Detayları olmasına rağmen, okuyanın da detay ekleyebilmesi için “rahat düşünme alanı” bulunması gerekir. Öyle ki 70-75 sayfalık bir senaryo üzerinden 2 buçuk saatlik filmler çekilir. Karakter detaylarının ve olay-karakter ilişkisinin net olması gerekir. Senaryo yazmadan önce hemen hemen her senarist “5 Vuruş (5 Beats)” tekniğini kullanır. Bu teknik senaryonun giriş, gelişme, sonuç bölümünün oluşmasını sağlayan bir iskelettir. Birinci vuruş, “Inciting Incident” dediğimiz teşvik olayıdır. Olayın veya durumun başladığı, karakterleri tanıdığımız, genellikle filmin ilk yarım saatinin oluştuğu bölümdür. İkinci vuruş, “Act 1- Dramatic Question” denilen birinci perde bölümüdür. Bu vuruşta hikayenin esas sorusu sorulur ve örgüye ufak ufak düğümler atılmaya başlanır. Üçüncü vuruş, “Midpoint”, yani orta noktadır. Bu orta nokta gelişme bölümüdür, olay net şekilde anlaşılır, karakter ilişkilerinde değişimler yaşanır ve düğüm olan örgüyü çözmek için elimize ipuçları geçmiş olur. Dördüncü nokta “Act 2 - Climax”, yani ikinci perdedir, olayın veya durumun en üst noktasıdır. Eğer bir aksiyon filminden bahsediyorsak en büyük aksiyon dördüncü vurguda yer alır, yada bir drama filminde en büyük kavga bu vurguda verilir. Son vuruş “Conclusion” yani sonuç kısmıdır. Düğüm olan olay örgüsü çözülür, karakterin film içi yolculuğu sona gelir ve durum izleyici tarafından anlaşılır. Bu bahsettiğim 5 Beats tekniği en çok kullanılan senaryo yazım tekniğidir. Senaryo yazmanın birçok kuralı olmasıyla beraber, yazar, kendi üslup ve özgünlüğü ile kendi kurallarını da oluşturabilir yazarken.
PLANLAMA ve SOMUTLAŞTIRMA
Senaryo yazıldıktan sonra, bunu okuyacak ve filmini yapmak isteyecek birilerinin bulunması söz konusudur, öyle ya eğer kimse bu senaryoyu okumazsa film çekilemez ve senaryo birdenbire çekilememiş bir film olarak kalır ortalık yerde. Okuyan kişi bulunup da senaryo okunduktan sonra, şöyle bir düşünce koşarak gelir okuyan kişinin aklına; “Bu nasıl çekilecek?” Bu noktada yeni bir adımla karşı karşıyadır önce okuyup sonra düşünen kişi; planlama kısmı. Anlatılan olay veya durum ne? Nasıl anlatılacak? Olay veya durumun geçtiği mekan neresi? Zaman, ne zaman? Kim bu olayın kahramanları? Nasıl başlıyor, nasıl bitiyor? Başlangıçla bitişin arasında ne var? BUNU İZLEYEN NEDEN İZLESİN? Bu ve türevi birçok soruya çok basit cevap vermek çok önemlidir. Örneğin Cem Yılmaz, G.O.R.A için “Uzaylılar tarafından kaçırılan halıcı.” diyor. Bu cümle, akla gelen soruların hepsine oldukça basit ve güçlü bir cevaptır. Bu sorulara verilen elle tutulur bir cevaptan sonra iş somutlaştırma kısmına gelir yani düşünceyi film haline getirme. Film çekimi başlamadan önce “pre production” yapmak gerekir. Yani ön prodüksiyon. Bu kısımda senaryo sayesinde oluşan fikirlerin somutlaştırılması gerekir. Çekim listesi (Shot List), Yer Planı (Floor Plan), Hikaye tahtası (Storyboard) oluşturmak, bu düşünceyi somutlaştırmak için yapılan işlemlerdir. Bu işlemler genellikle filmin yapımcısı, yönetmeni, senaristi ve görüntü yönetmeni ile çekirdek bir ekip tarafından yapılır.
Shot List, duyguları, fikirleri ve hareketi daha fazla ifade etmek için kamera açılarının, hareket geçişlerin ve kesimlerinin liste haline getirilmis metnidir. Bu listede hangi olayın ne zaman çekileceği, çekimin komposizyonu, kameranın nereden çekeceği, kamera hareketli ise bu hareketin ne olacağı, kullanılacak ekipmanların ne olacağı yazılıdır.
Floor Plan, filmin mimarı kısmıdır. Çekilecek filmin kuşbakışı çizimidir. Oyuncular nerede duracak, nereden nereye doğru hareket edecek, kamera bu hareketi çekerken nerede olacak, ışık nerede, mekanda neler var ve konumları neler gibi soruların cevaplarını çizdiğimiz filmin şablonudur.
StoryBoard ise filmin ressamlık kısmıdır, çekilecek her sahnenin çizimini barındıran kağıtlara verilen addir. Burada detaylı bir çizimden bahsetmiyorum, gayet basit bir şekilde akıldaki sahnenin kağıda çizilmesidir. Öyle ki Pulp Fiction filminin storyboard çizimi çöp adamlarla yapılmıştır.
Bu toplantılardan ve yapılan işlerden sonra, en baştaki fikir artık somutlaşmıştır ve çekim aşaması başlamaya hazırdır. Film ekibi bulunmalı, prodüksiyona başlamalıdır. Yazımın ikinci bölümünde çekim için gereken diğer her şeyden kısaca bahsedeceğim.
Fikir Günler efendim.
Yorum Bırakın