Doğuşundan beri sinema, kıtalara göre kimlikler oluşturmuştur. Amerikan Sineması, Asya Sineması, Avrupa Sineması, Afrika Sineması, Avustralya Sineması gibi imzalar ve isimlerle ve değişik kalıplarla beyaz perdeye taşınmıştır. Tabiki her kıtanın tarihsel olaylarına, toplumların yaşam tarzlarına, filmcilerin beslendikleri alanlara göre de sinema tarzları farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıkları ve sinema tarzlarını yaratan yönetmenlerden biri olan Fritz Lang ve onun hem Avrupa hem de Amerikan tarzını sentezlediği filmi olan M filminden bahsedeceğim. 

Fritz Lang, Avusturyalı bir yönetmendir. Fakat Avusturya’da kalmak yerine gençlik yıllarında bir Dünya turuna çıkar. Bu sırada da Paris ve Münih’te sanat akademilerinde mimarlık ve resim eğitimi alır. Bu yıllarda da tecrübelerini yaratıcılığıyla birleştirerek senaryolar yazmaya başlar. Kısa bir zaman içinde de Alman Dışavurumcu Sinemasının (German Expressionist) önde gelen akımcılarından biri olur. Fritz Lang toplumsal sorunlara olan duyarlılığı ile tanınan bir yönetmen ve senaristtir. Bu sebeple de filmleri daha gerçekçi bir senaryoya ve görselliğe sahiptir. 

İnsanları hipnoz ederek suç işleyen bir cani olan Dr. Mabuse'un hikayesini anlatan bir psikolojik gerilim filmi olan Dr. Mabuse; bilim kurgu türünün ilk örneklerinden sayılan Metropolis, maden işçilerinin dünyasında geçen The Fury, yönetmenin en bilinen filmlerindendir. Ayrıca Fritz Lang’ın bir filmi daha vardır ki bu film sinema sektörüne “ses” konusunun felsefesini öğretmiştir. “M”. Dilimize “Bir Şehir Katilini Arıyor.” diye çevrilmiştir. Bu film, Almanya, Berlin'de polisin seri cinayetler işleyen bir çocuk katilini yakalamakta yetersiz kalması üzerine tedirgin olan şehirdeki diğer suçluların da insan avına katılmalarını anlatmaktadır. Fritz Lang’ın ilk sesli filmidir ve kendi ifadesiyle en iyi filmidir. M filminin sinema sektörü için önemi, filmde sesin, olay örgüsüne yardımıdır. Başka bir deyişle, günümüzde bir şiddet veya gerginlik göreceksek film bunu bize birkaç saniye önce ses efekti ile haber veriyorsa veya bir komedi unsuru ses efektleri ile güçlendiriliyorsa bu Fritz Lang’in M filmi sayesindedir. Ayrıca M filminin sinemaya kazandırdığı bir konuda “sessizlik” konusudur. Fritz Lang, bilinçli bir sessiz aksiyonun seyircideki heyecanı arttıracağını düşünmüş ve bunu da filmine koymuştur. Filmin bir yerinde, katil takip edildiğini anlamıştır ve onu takip eden kişiden kurtulmaya çalışıyordur. Film içindeki heyecanlı bir sahnedir. Bu sahne boyunca hiç ses yoktur ve bu sessizlik, izleyiciye daha gerçek görünür; izleyiciyi daha çok heyecanlandırır. Aynı zamanda filmde bir dış ses kullanılması o zaman için çok yenilikçi bir teknik olarak kabul edilmişti. Filmin sinemaya kazandırdıkları bunlarla sınırlı değildir. Aynı zamanda M filmi “leitmotif” tekniğinin sinemada ilk görüldüğü filmdir. Belirli bir kişi, nesne, mekan, zaman veya olayla özdeşleşen bir müziğin sürekli kullanımına leitmotif deriz. (Star Wars filmlerinde Darth Vader’in müziği gibi.) M filmindeki leitmotif ise katil ve ıslıktır. Daha fazla spoiler olmaması açısından leitmotif noktasını detaylandırmak istemedim. Film, sinematografi açısından da döneminin oldukça ilerisindeydi. Birçok farklı kamera açısı ile birlikte, çok geniş açılı kareler ve hızlı kamera geçişleri de filme oldukça yakışan tekniklerdir. 

Görselsever herkese ısrarla önerebilirim M filmini. 

Beyazperde günler.