Öncelikle birkaç fotoğrafa bakalım. Bu fotoğraf size nasıl hissettiriyor? 

Peki bu?

Bu fotoğraf nasıl hissettiriyor?

Ya da bu fotoğraf?

Bazı fotoğraflar insanda tedirginlik, huzursuzluk hissini yaratıyor. Boş bir lunapark, tatil dönemindeki bir okulun bahçesi, sessizliğin hakim olduğu otel ya da hastane koridorları... Hepsinin ortak noktası insanı güvende hissettirmemesi. Peki buna ne sebep oluyor? Bu fotoğraflar ya da anılar bize neden böyle hissettiriyor? Öncelikle Liminal Space kavramı üzerinden gidelim. Yukarıda belirttiğimiz teknikte çekilmiş fotoğraflara bu isim veriliyor ve Türkçe karşılığına ''Eşikte Olma, Eşiktelik'' diyebiliriz.

Bu fotoğrafların en büyük ortak noktası fotoğraflarda insan olmaması. Dolayısıyla bu fotoğraflar bizde terk edilmişlik hissini uyandırıyor. Eşikte Olma kavramına yakından bakalım. Örneğin bir alışveriş merkezinin otoparkı bizim için eşik noktası, yani geçiş alanıdır. Ana hedefimiz alışveriş merkezidir. Bir okulun ya da hastanenin koridorları için de eşik noktası diyebiliriz. Beynimiz bu eşik noktasından bir an önce uzaklaşmak ve ana hedefine ulaşmak ister. Eşik noktaları çoğunlukla tekrar eden örüntülerden oluşur. Bir otopark insana baştan sona aynıymış gibi gelir. Hastene koridorları sanki birbirinin aynısıdır. Bir altgeçit birbirine aynı uzaklıktaki ışıklardan ya da şekillerden oluşur. Otel koridorlarının sıralı biçimde dizilmiş kapıları aynı hissi yaratır. Bu alanlarda planlanandan daha fazla kalmak birçok insanda derin duygulara ve huzursuzluğa neden olur.

Ayrıca kişi tüm bunlarından dışında beyninde liminal alanlar oluşturabilir. Yeni bir şehre taşınmak, yeni bir ilişkiye başlamak ya da ayrılmak, yeni bir işe başlamak, istemediği ortamda bulunmak bunun bazı örnekleridir. Her zaman dolu olmayı gördüğümüz alanları boş görmek de zihnimizde liminal alanlar oluşturur. Örneğin bir AVM'yi gece kimse yokken ama tüm ışıklar ve mağazalar açıkken gezdiğinizi düşünün. Bunun en iyi örneklerinden biri havalimanlarında yaşanılabilir. Çok az insanın olduğu saatlerde havalimanlarında bu duygu üst perdeden hissedilir.

1980 yapımı The Shining (Cinnet) filminde Liminal Space tekniğine çokça yer verilmiş, oldukça iyi bir gerilim atmosferi yaratılmıştı.