Kraliçe II. Elizabeth 8 Eylülde hayatını kaybetti ve 19 Eylülde ise resmi törenlerin ve geçitlerin ardından eşi Prens Philip, annesi Ana Kraliçe Elizabeth ve babası Kral 6. George’un mezarlarının da yer aldığı mezarlığa gömüldü. 

Kraliçe’nin ölümünün ardından dünya ve İngiltere halkı bir devrin son bulduğunu kabul ederken bundan sonrasında ise monarşinin akıbetini merak eder hale geldi. Öyle ki Prens Charles hayatı ve Prensliği boyunca (ailesi gibi) pek çok skandala ve olaya ismini altın harflerle yazdırmış bir kişi. Hal böyle olunca sosyal medyada pek çok insan artık monarşinin devam etmeyeceğini veya edecekse Charles’ın değil oğlu William’ın tahta geçmesi gerektiğini söyledi. Peki Charles’a karşı neden böyle bir nefret geliştirmiş dünya? Gelin hep birlikte Prens Charles’ın neden gerçekten İngiltere Kralı olabileceği konusunda dünyanın şüphesi var hep birlikte bakalım.

1.Lady Diana ile yaşadığı sorunlu evliliği

Birçoğumuz ,biz dünyada yokken, bu evliliği, ayrılıklarını ve tabi ki Lady Diana’nın ölümünü konuşuyordu. Kısaca özet geçmek gerekirse Lady Diana ve Prens Charles, Diana henüz 18 yaşındayken 1981 yılında bütün dünyanın merakla yakından takip ettiği peri masalı gibi bir düğünle dünya evine girdiler. Ancak o dönemde 31 yaşında olan Prensimizin gönlünde kraliyet kurallarına pek de uygun olmayan Camilla Parker Bowles vardı. 1996 yılına kadar süren bu evlilik en sonunda Prens Charles’ın bir televizyon programında eşine sadakatsizlik ettiğini söyleyerek her şeyi ortaya dökmesiyle son bulmuştu. Olabilir Prens ve Prenses de olsanız anlaşamayıp boşanabilirsiniz. Ancak durum sonrasında daha garip bir hal aldı.

Boşanmalarının ertesi yılı Prens Charles ve Lady Diana hayatlarına oldukları gibi devam ederlerken, Lady Diana o dönem birlikte olduğu Dodi el-Fayed’le Paris’te geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Bütün dünya bu haber sonucunda yasa boğulmuşken gözler tabi ki Kraliçeye ve Prens Charles’a çevrildi. Aile bu durumu oldukça serinkanlı karşıladı. Dolayısıyla insanların aklında hala çözülemeyen bu kazanın Kraliyet Ailesi tarafından hazırlanmış bir suikast olduğu konuşuldu. Hala da bu şekilde anılmaya devam ediyor.

2.Camilla Parker Bowles ile olan evliliği

Uzun yıllar boyunca birbirlerini uzaktan sevmiş olan bu kavuşamayan aşıklar nihayet 2005 yılında hayatlarını birleştirdi. O dönemde insanlar yine ikiye bölündü. Kimileri Lady Diana bunun için mi öldü derken kimisi de bu evliliği destekliyordu. Her ne yaşanırsa yaşansın 2005 yılında evlenen çift bugün Kral ve Kraliçe (Consort) olarak anılıyor. 

Camilla Parker Bowles’un daha önce evlenip boşanmış olmasından kaynaklı olarak Kraliyet Ailesi’ne uygun bir profil çizmemesi hem aile için engel taşırken hem de Kraliçe’nin ölümünün ardından bir unvan alıp almayacağı da merak konusuydu. Ancak Kraliçe bu duruma ölümünden bir müddet önce son vermiş ve Camilla’nın kendisinden sonra Kraliçe unvanı alabileceğine onay vermiş.

3.İngiltere halkının Prens William ve Prenses Kate’e daha yakın olması

Kraliçe’nin ölümü arından gözler her ne kadar Prens Charles’a çevrilmiş olsa da Prens William ve eski Düşes yeni Prenses Kate de bir o kadar gündemde. 2011 yılında evlenmiş olan çifti hem medya hem de halk yakından takip ediyor. Örnek bir aile portresi çizen çift haklarında ne kadar kötü haber çıkarsa çıksın çizgilerini (henüz) hiç bozmadı. Duruşları ve Kraliyet içerisinde yer aldıkları konum dolayısıyla Prens Charles’ın hiç krallık yapmadan bu görevini oğluna devretmesini isteyen pek çok insan var.

4. Lady Diana’ya olan yakınlık sürerken Camilla’yı Kraliçe olarak görmek istemeyen bir halkın olması

Yaşanan bütün bu üzücü olayların üzerinden uzun yıllar geçmiş olsa da halk hala Lady Diana’nın yaşadığı acı tecrübe ve hayatına mal olanların sonrasında yaşadığı bu rahatlığı görmek istemediğini dile getiriyor. Eski Cornwall Düşesi yeni Kraliçe (Consort) Camilla olayların nedeni ve evliliği bozan ‘diğer kadın’ olarak görüldüğünden İngiliz halkı bu sefayı Camilla’nın sürmesini istemiyor.

5. Prens Charles’ın iyi bir iş çıkaramayacağını düşünüyorlar

70 yıllık Prenslik hayatında çok önemli işlere imza attığını düşünmedikleri Charles’ın Kral olduğu zamanda monarşiyi çok iyi yönetemeyeceğini düşünülüyor. Monarşiyi yönetmenin zeka, sükûnet, serinkanlılık gerektirdiğini düşünen ve Charles’ın karakterinden kaynaklı bu özellikleri çok taşımadığını aksine huysuz ve bir o kadar da kendini beğenmiş bir havası olmasından kaynaklı kendisinin çok başarılı olamayacağını konusunda pek çok ortak fikir var.

6. Prens Charles’ın ‘züppe’ olduğu düşünülüyor

Gençliğinde eski eşi Lady Diana’nın şimdi ise oğlu Prens William’ın gölgesinden kalan Charles’ın züppe olduğu düşünülüyor. Lady Diana ve Prens William kadar hakla iç içe olamayan ve daha mesafeli duran Charles’ın bu durumu da gözlerden kaçmadı. Halka olan davranışları samimiyet ve merhamet içermemesinden kaynaklı Charles’ın üstü bu konuda da maalesef kırmızı çizgi ile çizilmiş durumda.

7. Daha uzun bir saltanat süresi güven ve tutarlılık sağlar düşüncesi

Kraliçe II. Elizabeth’in 75 yıl süren hükümdarlığından sonra Prens Charles’ın 73 yaşında tahta çıkmasından kaynaklı olarak hükümdarlığının çok kısa olacağını düşünülüyor. Bu kadar kısa sürede tahtta kalacak biri neden tahtta kalsın ki? yorumları yapılırken. Krallığı oğluna devretmesi ve onun uzun yıllar boyu tıpkı Kraliçe gibi hüküm sürmesini isteyen pek çok insan var. Uzun yıllar süren hükümdarlığın daha tutarlı ve daha güvenli olacağı dolayısıyla Charles’ın bu görevi layıkıyla yerine getiremeyeceğinden tahtta hiç geçmeden bırakması isteniyor.

Kısacası eski Prens yeni Kral Charles’ın oldukça fazla işi var. Resmi olarak taç giymeyen Kral’ın şimdiden halkıyla arası biraz açılmış gibi. Umarız taç giyme törenine kadar buzları eritirler.

Kaynak