Ufkunuzu Genişletecek 20 Film ve Dizi Önerisi

Ufkunuzu Genişletecek 20 Film ve Dizi Önerisi
  • 4
    0
    0
    0
  • 1.) 2001: A Space Odyssey (1968)

    2001: A Space Odyssey, 1968 yılında Stanley Kubrick tarafından yönetilen bilimkurgu filmidir. Senaryosu Kubrick ve ünlü bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke tarafından kaleme alınmıştır. Film insanın evrimi, teknoloji, yapay zeka tematik unsurlarını işler ve bilimsel gerçekliği, öncü görsel efektleri, provokatif belirsizliği ve bazı yorumculara göre içerdiği gerçeküstü betimleme, geleneksel anlatım teknikleri yerine sessizlik ve asgari düzeydeki karşılıklı konuşmaları ile ün yapmıştır. Gösterildiğinde aldığı çeşitli eleştirilere rağmen, günümüzde 2001: A Space Odyssey eleştirmenler ve izleyiciler tarafından gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olarak kabul edilmektedir. Dört dalda Oscar'a aday oldu ve görsel efekt Oscar'ını kazandı.

    Film durağan ilerlese de çok fazla sübliminal öğe içerdiği için anlayana kadar zihniniz bir hayli yoruluyor. Film 3 ayrı bölümden oluşuyor ve bu 3 bölüm arasındaki bağlantı izleyicilere bırakılıyor. Filmde Nietzche felsefesini görmek de mümkün.

     

    2.) Stalker (1979)

    Rus yönetmen Andrey Tarkovski'nin beşinci uzun metrajlı filmidir. Film, Sovyet sinemasının ve bilimkurgu türünün bir klasiği olarak kabul edilir. Film konusuna gelirsek kıyamet sonrası gelecekte, isimsiz bir ülkenin Zone adı verile bir alanında açıklanması güç olaylar meydana gelmektedir. Dünya dışı bir uygarlığın ziyareti mi, yoksa garip bir göktaşı çarpması mı, kimse bilmiyordur. Bu alanın ortasında yer alan bir odada insanlığın en derin tutkularını gerçek yapacağı söylenen bir güç vardır. Dikenli teller ve askerlerle korunan Zone'a sadece zihinsel güçleri ve yeterli cesaretleri olan Stalker'lar girebilmekte ve eşlik ettikleri insanları odadaki güçle yüzleşmeye götürmektedirler. Kahramanımız da böyle bir Stalker'dır. Karısının itirazlarına rağmen bir bilimadamı bir de yazarı yanına alarak hayatının yolculuğuna çıkar.

    Çekimler tamamlandıktan sonra film bir laboratuvar kazası sonucu harap olmuş ve çekimler tekrarlanmıştır. İkinci çekimler başladığında mevsimin müsait olmaması sebebiyle aynı sahnelerin tekrar tekrar çekilmesi sinir bozucuydu. Bu nedenle filmdeki karakterlerin korkmuş ve kederli halleri aslında tam anlamıyla bir rol değildir. Yaklaşık üç saat süren film yoğun olarak modern bilim ve soyut bilgi arasındaki kavramlara değiniyor.

     

    3.) Brazil (1985)

    Kurmaca bir zaman ve mekanda geçen kara komedi türünde bir Terry Gilliam filmidir. Senaryo yazarları ise Terry Gilliam, Charles McKeown ve Tom Stoppard'dır. Gilliam, filmde yer alan kurgusal totaliter hükümeti, yarattığı baskıyı, günlük hayata adam akıllı girmiş ve kanıksanmış olan terörü kurgularken 1939 yılına ait 'Aquarela do Brasil' adlı müzik parçasından esinlenmiştir. Muazzam derecede yaratıcı ve etkileyici görselliğiyle farklı bir seyir zevki sunan "Brazil", devlet yönetiminin tam bir kâbusa dönüştüğü, bürokrasinin insanlığı tehdit ettiği bir dünya tasvir ediyor. Bilgi bakanlığında memur olarak çalışan Sam (Jonathan Pryce), yaşantısından o kadar bunalmıştır ki tek sığınacak yer düşleridir artık. Kuşlar kadar özgür olduğu, çekici kadınların da yer aldığı bu hayallerin yetmediği noktada yani gerçek hayatta ise en büyük eğlencesi arkadaşlarıyla otoriteden gizli gizli eski dizileri seyretmektir. Ortam öyle bir hal almıştır ki tamirat yapmak bile yasaktır. Bu yüzden tamirci Harry (De Niro) bile işini kimselere çaktırmadan gizlice yapmak zorundadır. Bu durum giderek Sam'in dengesini bozacak, hayalleriyle gerçekler birbirine girerken hayatı da parçalanmaya başlayacaktır.

    Endüstrileşme, terör, devlet otoritesi, bürokrasi ve aşk üzerine bilimkurgusal, fantastik bir kara komedi diyebileceğimiz "Brazil", aslında George Orwell'in "1984"ünden esinlenen, bu arada Kafka'ya da selam yollayan bir yapıt. Öte yandan "1984" ne kadar kasvetli ve karanlıksa "Brazil" o denli renkli ve gösterişli bir film.

     

    4.) Dark City (1998)

    Dark City; Lem Dobbs, David S. Goyer ve Alex Proyas tarafından kaleme alınmış ve Alex Proyas tarafından yönetilmiş 1998 yapımı bir bilimkurgu-gerilim-suç filmidir. Filmde başkarakterimiz John Murdoch tuhaf bir otel odasında gözünü açar ve vahşice işlenmiş bir dizi cinayetin zanlısı olarak arandığını öğrenir. Esas sorun hiçbir şey hatırlamıyor olmasıdır. Peşinde sadece polis değil, gizemli yabancılar da vardır. Murdoch kaçarken bir yandan da kişiliğindeki karmaşık bir sırrı çözmeye uğraşır. Ancak bazı sırlar ölümcül olabilir. İnsanoğlunun yaşadığı hayatı sorgulaması, bir başka hayat arayışı, dış dünyanın sadece algılara dayandığı gerçeği gibi birçok husus bu filmde gözler önüne serilmiştir.

     

    5.) Westworld (2016-2022)

    Westworld, Jonathan Nolan ve eşi Lisa Joy'un HBO için oluşturdukları 2 Ekim 2016 tarihinde yayına giren bilimkurgu- gerilim türünde televizyon dizisidir. Dizi yazar Michael Crichton'un 1973'te yazıp yönettiği aynı adlı filmden uyarlamadır. Nolan eşi Joy'un yanı sıra yönetici ve yapımcı olarak görev alırken J. J. Abrams ve Bryan Burk, Nolan ile birlikte konuyu yönetmektedir. Dizinin Westworld adlı parkta gelecekçi temasının hikâyesi ''yapay zekanın doğuşu ve günahın geleceği hakkında karanlık bir macera'' olarak tanımlandı.

    Westworld, geleceğin dünyasından heyecan ve macera arayan insanlar için özel olarak kurulmuş bir tür panayır, eğlence yeri gibi dizayn edilmiş özel bir kasabadır. Macera için burayı ziyaret eden zengin müşteriler, farklı zaman dilimlerine (Roma İmparatorluğu, Orta Çağ, Vahşi Batı) gidip robot-kovboylarla savaşabilmektedirler. Ancak bir gün parkın ana bilgisayarında yaşanan bir sorun nedeniyle robotlar serbest kalır. O sırada parkta olan iki misafir, robotların 1 numaralı hedefi haline gelmiştir.

     

    6.) Solaris (1972)

    Solaris, 1972 yapımı Sovyet sanat filmidir. Stanisław Lem'in aynı adlı romanından uyarlanan yapımın yönetmenliğini Andrey Tarkovski üstlenmiştir. Kendisi yaşayan dev bir bilinç olan sularla kaplı Solaris gezegeni, Dünya'dan gelen insanların bilincinde ve bilinçaltında oyunlar oynayarak hafızalarında kalmış olayları maddeleştirmektedir. Bu tuhaf gezegeni araştırmak için kurulmuş üsse, açıklanamaz bir şekilde ölen meslektaşının yerini almak üzere gönderilen filmin kahramanı, gezegenin esrarına cezbolurken, kendi geçmişinin hayaletleriyle de yüzleşmek zorunda kalacaktır.

    Varoluşu sorgulayarak seyircinin aklını zorlayan film hayal, gerçek, rüya gibi kavramların arasında sıkışması sebebiyleizleyicinin merakını sonuna kadar sürdürmesini sağlıyor.

     

    7.) Severance (2022- )

    Severance, Dan Erickson tarafından yaratılan ve Ben Stiller ve Aoife McArdle tarafından yönetilen bir Amerikan bilimkurgu- psikolojik gerilim türünde televizyon dizisidir. Dizi, iş ve özel yaşam anılarını ayıran bir prosedürle iş-yaşam dengesini yeni bir düzeye taşımayı amaçlayan Lumen Industries şirketinde yaşananlara odaklanıyor. Çalışanlar bu ayrıma dünden razı biçimde başlıyor işe ki olayın püf noktası da bu gönüllü hapislik ve kendinden kopma halidir. Günlük yaşamın yas, kayıp gibi ağır travmalarıyla, büyük sabır isteyen süreçleriyle mesafelenmek isteyen insanlar, çareyi günün sekiz saatinde kendini anılarına kapatmakta buluyor. Mark, anıları iş ve özel yaşamları arasında cerrahi olarak bölünmüş bir ofis ekibine liderlik etmektedir. Gizemli bir iş arkadaşı iş dışında göründüğünde, işleri hakkındaki gerçeği keşfetmek için bir adım atar. Dizi günümüzün iş dünyasına, insan ilişkilerine eleştirisel bakışlar atarak birçok gönderme yapmaktadır.

     

    8.) Twelve Monkeys (1995)

    Terry Gilliam'ın yapımı olan Twelve Monkeys filminin başrollerinde Brad Pitt, Bruce Willis ve Madeleine Stowe yer almıştır. Film "Cassandra Kompleksi" tabanına oturtulmuş, geleceği görmenin ödül değil ıstırap verici bir deneyim olabileceği temelinden hareket edilmiştir. Filmde ölümcül bir virüs tüm dünyayı tehdit etmektedir. 1996'da 5 milyar kişinin ölümüne neden olan bu virüs, 2035'te dünya nüfusunun yalnızca yüzde birini hayatta bırakmıştır. Bu virüsün etkilerinden korunabilmek için insanlar yer altında koloniler kurarak yaşamaya başlar. Bu virüsün üstesinden gelebilmek için mahkumlardan James Cole, zaman makinesiyle geçmişe gönderilir. Yanlışlıkla 1990 yılına gönderilen Cole, bilimadamları için virüs hakkında araştırma yapar. Daha sonra zaman yolculuğunu sürdüren Cole, 1996'da akıl hastanesine alınır. Burada Dr. Kathryn Railly ile tanışan Cole, onu içinde bulundukları duruma inandırmaya başlar.

    Filmde kapitalizm, insanlığın sonu (bir nevi insanların kıyameti), psikoloji ve zaman kavramı derinlemesine işlenmektedir. Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Brad Pitt) ve En İyi Kostüm Dizaynı (Julie Weiss) dallarında Oscar'a aday olmuştur. 

     

    9.) Battlestar Galactica (2004-2009)

    Battlestar Galactica, askerî bilimkurgu ve drama türündeki televizyon dizisi ve Battlestar Galactica serisinin bir parçasıdır. 1978'de Glen A. Larson tarafından yaratılan orijinal Battlestar Galactica televizyon dizisinin David Eick ve Ronald D. Moore tarafından oluşturulan yeni nesil çekimidir. Peabody Ödülleri, Television Critics Association Yılın Ödülü Programı ve Emmy adaylıkları ile yazarlar tarafından olumlu eleştiriler aldı. Dizide 12 Koloni’de yaşayan insanlar, düşmanları Cylonlar ile 40 yılı aşkın bir süredir barış içinde yaşamaktadır. Ancak Cylonlar’ın gerçekleştirdikleri sinsi saldırıyla, kolonilerin savunma sistemleri etkisiz hale getirilip nüfusun yoğunlaştığı tüm merkezlerin nükleer silahlar ile yok edilmesi her şeyin birdenbire değişmesine sebep olacaktır. Aslında Cylonlar, yıllar önce insanlar tarafından yapay zekâ kullanılarak üretilmiş sofistike robotlardır. Ancak zaman içinde kendi zekâ ve bilinçleri oluşmuş; efendilerine karşı örgütlenerek ilk İnsan/Cylon savaşının başlamasına neden olmuştur.

    Kendi yarattıkları makinelerin özgürlük ve intikam arzusuyla, yuvası olan dünyayı ve kolonileri kaybeden insanlar uzayın derinliklerinde kendilerine hem yeni bir yuva arıyorlar hem de kendi yarattıkları ve anlaşılan insan görünümlü olan Cylonlar'ın kimlik ve insan olmak, bir inanan olmak, çok tanrıya değil tek tanrıya inanmak gibi başlarına açtıkları meselelerle de yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Dizi boyunca bütün politik krizler, bütün psikolojik krizler insanların ait olmak, kim olduklarını bilmek ve bu kimliği yüceltmek ve onu ait olduğu doğru çerçeveye yerleştirmek için yaşanıyor: Galactica uzayın derinliklerinde bir yuva arayışı olduğu kadar gemi içerisinde bir kimlik arayışı da bir yandan; bir yandan bir yaratıcı arayışı; hepsi eninde sonunda kim olduğunu bulmak ve olduğun kimlikle ait olmak arayışı.

     

    10.) Minority Report (2002)

    Minority Report, Philip K. Dick'in kısa hikâyesinden aynı adla senaryolaştırılan ve Steven Spielberg tarafından yönetilen 2002 ABD yapımı bir bilimkurgu filmidir. Film, 2054'te Washington DC'de geçiyor. Dedektif John Anderton, psişik güçlere sahip kahinler ve bazı teknolojik aygıtlar sayesinde cinayetleri daha işlenmeden önce farkedip suçluları yakalayan özel bir polis biriminin başındadır. Anderton'ın kusursuz işlediğine inandığı sistem, birdenbire tersine döner. Anderton'ın şefi olduğu birim, cinayet suçlamasıyla onun peşine düşer.

    Film adalet ve suç sistemini ağır şekilde eleştirmektedir. Suç öncesi sistemini kurmak için 1 kişinin ölmesi gerekmektedir. Gelecekte olan bir sürü cinayeti engellemek için 1 kişi feda edilebilir mi? Peki bu suç öncesi sistemini kuran insan kötü müdür?

     

    11.) Ready Player One (2018)

    Ready Player One, yönetmenliği Steven Spielberg tarafından gerçekleştirilen ve Ernest Cline'nin aynı isimli romanından uyarlanan 2018 çıkışlı Amerikan yapımı bilimkurgu-macera filmidir. Filmde, 2045 yılında dünya yaşanmaz bir hale gelince insanlar gündelik hayat dertlerinden uzaklaşabilmek için OASIS adlı bir sanal gerçeklik oyunuyla varoluşlarına bir anlam katabilmeye başlamıştır. OASIS dünyasının mucidi James Halliday (Mark Rylance), gerçek bir dahidir. Ancak Halliday öldükten sonra OASIS dünyasının içindeki bir yere bir 'anahtar' gizlediğini, onu bulanın hem 500 milyar $'a hem de OASIS dünyasının tam kontrolüne sahip olacağını anlattığı ölümünden önce kaydedilmiş bir videosu ortaya çıkar. Bunun ardından herkes harıl harıl anahtarı aramaya başlar. Colombus, Ohio'da yaşayan genç Wade Watts (Tye Sheridan) da bu yarışa dahil olur ve kısa sürede oyundaki başarısıyla herkesin dikkatini çeker. Ancak OASIS şirketinin yöneticileri büyük ödülü kaptırmaya niyetli değildir ve hem oyunda hem de gerçek hayatta Wade'i durdurabilmek için her şeyi yapacaklardır.

    Film genel olarak sanal bir dünyada geçtiği için tam bir görsel efekt şölenidir. Steven Spielberg filmde, Sanal Gerçeklik'in insanları ne kadar ileri götüreceğini ve insanları nasıl bir etki altına alacağını etkili bir şekilde göstermektedir.

     

    12.) The Expanse (2015-2022)

    The Expanse; Daniel Abraham ve Ty Franck'ın roman serisine dayanan, Mark Fergus ve Hawk Ostby tarafından geliştirilen Amerikan bilimkurgu televizyon dizisidir. Dizi Saturn Ödülü ve Hugo Ödülü adaylığı aldı. Dizide günümüzden 200 yıl sonrasında deneyimli dedektif Miller, oldukça zengin bir ailenin kayıp kızını bulmak için bir uzay gemisi kaptanı olan Jim Holden ile işbirliği yapar. Olayı araştırdıkça kahramanlarımız, insanlık tarihinin en büyük komplolarından biri ile karşı karşıya olduklarını fark ederler. Holden ile Miller'ın Dünya hükümeti, Dış Gezegen devrimcileri ve gizli şirketler arasındaki ince bir çizgide yürümeleri gerekmektedir. Dizinin gerçekçi atmosferi ve mekan dizaynları çok iyi olmasının yanında hikâye politik- gizem havasında ilerlemektedir.

     

    13.) Mr. Nobody (2009)

    Mr. Nobody, Jaco Van Dormael'in yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Jared Leto ve Diane Kruger'ın yer aldığı filmdir. Filmde, 2092'de insanlık, hücrelerin sonsuz yenilenmesiyle ölümlülüğü yenmiştir. Dünyadaki son ölümlü olan 118 yaşındaki Nemo, ölüm döşeğindedir. Nemo küçük bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır. Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar. Hafızası gittikçe zayıflayan Nemo, üç aşkına, ailesinin boşanmasına ve ardından hayatının üç kritik kavşağı olan dokuz, on beş ve otuz dört yaşında yaşadığı zorluklar ele alınır. Bu kritik kavşakların her birinden çıkan alternatif yaşam yolları incelenir. Spekülatif anlatı, genellikle bu çağların her birinde farklı olası bir kararın hareketiyle yön değiştirir. Film doğrusal olmayan anlatı ve çoklu evren hipotez stilini kullanmaktadır.

    Mr. Nobody dünya prömiyerini Altın Osella ve Biografilm Lancia Ödülü aldığı 66. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yaptı. Eleştirel tepkiler genellikle güçlüydü ve film yedi Magritte Ödülüne aday gösterildi ve En İyi Film ve En İyi Yönetmen Van Dormael dahil olmak üzere altı ödül kazandı. Orijinal çıkışından bu yana, Mr. Nobody, felsefesi ve sinematografisi, kişisel karakterleri ve Pierre Van Dormael'in film müziğiyle tanınan kült bir film haline geldi.

     

    14.) Ghost In The Shell (1995)

    Ghost In The Shell, animatör Mamoru Oshii'nin anime filmidir. Gösterime girdiğinde büyük gişe hasılatı elde edemese de zamanla onu kült statüsüne getirecek bir hayran kitlesi kazanmıştır. Film 2029 yılındaki bir polisiye öyküsünü anlatmaktadır. 2029 yılında dünya, Net sayesinde sınırsız hale geldi ve insanlar artık sanal dünyada yaşamaya başladılar. Düzen, süper güçlü ve istedikleri yere download olabilen polisler tarafından sağlanıyor. Japonya'da, Dışişleri Bakanlığı tarafından yaratılmış ve net ortamında istediği gibi hareket edebilen Project 2501 kod adlı bir süper ajan, bilgi denizinde kazandığı bilinçle kendisine bir beden arayışına başlar. The Puppet Master (Kuklacı) olarak kendisini tanıtan ajan, onun varlığından habersiz hükümet istihbarat birimleri tarafından bir güvenlik tehditi olarak görülür ve yakalanması için peşine iki ajan takılır. Yarı sibernetik yarı insan olan iki ajandan son derece iyi eğitimli kadın ajan Albay Motoko Kusanagi, Kuklacı'ya ulaşınca onunla aynı bedende buluşmak isteyecektir. Aslında makineler ve canlılar arasındaki farkları inceleyen, gelişen teknoloji ile ruhlarını kaybetmeye başlayan, canlılıklarını sorgulayan karakterlerin hikâyesini anlatan bir filmdir.

     

    15.) A.I. Artificial Intelligence (2001)

    Artificial Intelligence (A.I.), yönetmenliğini Steven Spielberg'in yaptığı bilimkurgu filmidir. Bu yapım, yönetmeni Steven Spielberg'le olduğu kadar başrol oyuncusu Haley Joel Osment ile de dikkat çekiyor. Fütürist bir iklim değişikliği sonrası toplumda geçen film, benzersiz bir şekilde sevme yeteneği ile programlanmış çocuksu bir android olan David'in (Osment) hikâyesini anlatıyor. Belirsiz bir gelecekte insanoğlu, dünyanın çoğunun sular altında kaldığı bir yeryüzünde yaşamaya çalışırken teknolojinin nimetlerinden yararlanarak hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla 'yapay zekalı' robotlar üretirler. David madde ve mana olarak tam bir insan gibi donatılmış bir robottur. Sevmeye programlanmış olan ilk robot çocuk David, o sırada hasta olmasından dolayı tedavisi bulunana kadar çocukları dondurulmuş bir aile tafından deneme süreci olarak evlat edinilir. David, yaşadığı aile ortamında evlatlığın gerektirdiği sevgi ve bakımı kapsayarak, giderek çiftin çocukları haline gelmesine rağmen, umulmadık olaylar hayatı 'Robot David' için imkansız bir duruma sokar.

    74. Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt ve En İyi Orijinal Müzik dallarında aday gösterildi. Dünya çapında 177 eleştirmenin katıldığı 2016 BBC anketinde (A.I.) Artificial Intelligence, 2000'den beri seksen üçüncü en büyük film seçildi.

     

    16.) Gattaca (1997)

    Gattaca, bilimkurgu filmi yazarı Andrew Niccol tarafından yönetilen, başrollerini Ethan Hawke, Uma Thurman ve Jude Law'ın paylaştığı bir bilimkurgu filmidir. Film 1997 yılında Akademi Ödülleri'nde En İyi Sanat Yönetmenliği dalında Oscar Ödülüne aday olmuştur. Filmde, 21. yüzyılda Dünya'da genetik mühendisliği çok ilerlemiştir ve bilimsel olarak kusursuz insanlar yaratılmaya çalışılmaktadır. Özel görevler için yetiştirilen yeni süper insan ırkı yüzünden, normal yollardan dünyaya gelmiş insanlar işsiz kalmakta ve ikinci plana itilmektedir. Hayatın her aşamasında DNAların kimlik görevini üstlendiği bu dönemde kan, saç ve idrar gibi insandan direkt olarak alınmış maddeler belirli makinelere konularak insanların hayatın çeşitli konumlarındaki geçerliliği ölçülmektedir. DNA'ları yetersiz olarak görülen bazı insanlar, toplum içerisinde bir alt sınıf oluşturmaktadır. Onlardan biri olan astronot adayı Vincent, Gattaca şirketinde ancak temizlikçi olarak iş bulabilecekken komadaki bir atletin kan örneklerini ve kimliğini alarak iyi bir pozisyonda işe girer. Fakat şirkette işlenen bir cinayet, olayı araştıran dedektifin dikkatini Vincent'ın üzerinde yoğunlaştırmasına sebep olacaktır.

    'Kişiyi ayakta tutan beden mi yoksa ruh mu?' sorgusunun ve bilim ve mükemmeliyetlik sorgusunun yapıldığı filmde şu replik üzerinde düşündürmektedir: "Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Ben anlaşmadan kârlı çıkan tarafım. Ben sana sadece bedenimi ödünç verdim. Sense bana rüyanı."

     

    17.) Snowpiercer (2013)

    Snowpiercer, Le Transperceneige isimli Fransız çizgi romandan uyarlanmış olmakla birlikte, Güney Koreli yönetmen ve senarist Bong Joon-ho'un ilk İngilizce filmidir. Filmde, 2014 yılında 79 ülke tarafından ortak alınan bir karar ile küresel ısınmaya karşı kimyasal bir savaş başlatılır. Atmosfere saçılan ve küresel ısınmayı durdurup dünyayı soğutması planlanan maddeler bir felakete sebep olur ve dünya yeni buz çağına girer. Bu felaketi takip eden 17. yılda, her şeyin donduğu dünya yüzeyinde 2031 yılında yalnızca 1000 kadar insan yaşamaktadır. Bu insanlar Snowpiercer adlı devirdaim makinesi ile çalışan bir trende birlikte yaşamaktadırlar. Trendeki şartlar burada yaşamak zorunda kalan insanlar arasında ağır bir sınıf sisteminin uygulanmasına yol açmıştır. Trenin son kısmında acınacak şartlar halinde yaşayan insanlar sık sık isyana kalkışmışlarsa da başarı sağlayamamışlardır. İsyancı Curtis de böyle bir plan yaparak trenin ön kısımlarına giderek trenin merkezi olan makineyi fethetmek istemektedir.

    Filmde güçlü olan insanların umarsızca kaliteli ürünler tüketip diğer zor şartlarda hayatını sürdürmeye çalışan azınlığı düşünmediği, hatta çıkarları doğrultusunda onları kullanmaya devam etmeleri net bir şekilde aktarılıyor.

     

    18.) Children of Men (2006)

    Children of Men, bilimkurgu temalı, senaryosu P.D. James'in 1992 yılında yayımladığı aynı isimli eserinden uyarlanan sinema filmidir. Film, 2027 yılında Londra'da geçmektedir. Theo Faron geleceğin bu dağılmış dünyasında kendi halinde yaşayan bir adamdır. Dünya'da büyük yıkımlar yaşanmış ve en sağlıklı kalmış yer olarak İngiltere göze çarpmaktadır. Bu nedenle ülkeye her yerden ciddi bir mülteci akını olmuştur. Ayrıca kısırlık dünyanın üstüne bir felaket olarak çöreklenmiş ve yaşayan en genç insanların yaşı 18 civarına çıkmıştır. Açıklanamayan evrensel çocuksuzluk her geçen yıl beşeriyet sınırlarını, gelecekteki tüm haklarından vazgeçirmeye yaklaştırmıştır. Çoğu insan kaçınılmazı benimsemeyi seçip ayrılıkçılığın, kanunsuzluğun ve nihilizmin içine çekilirken diğerleri birleşik bir gezegen ve yavaş yavaş azalan nüfus için mücadeleye devam eder.

    İlk insandan beri yok olmaya başlayan Dünya, insanların açgözlülüğü nedeniyle ona verdiği zararı eninde sonunda kaldıramayacak. İnkâr edemediğimiz sonuçlar kendilerini göstermeye başlıyor. Dünya'yı içinde yaşanamayacak bir yere dönüştürmek zorunda mıyız? Film bunları açıkça gözler önüne seriyor.

     

    19.) The Thirteenth Floor (1999)

    The Thirteenth Floor, Josef Rusnak'ın yönettiği ve yapımcıları arasında Roland Emmerich'in bulunduğu filmdir. Fİlm, Daniel F. Galouye'un 'Simulacron-3' adlı romanından ve Rainer Werner Fassbinder'in 'Welt am Draht' (Kablodaki Dünya) adlı Alman televizyonu mini dizisinden esinler taşır. Film, aynı sene gösterime girmiş The Matrix ile eXistenZ ve bir sene önce gösterime girmiş Dark City gibi varoluşçu temalara sahip filmlerle konusu itibarıyla büyük paralellikler taşımaktadır. Filmde, büyük bir teknoloji şirketinin sahibi olan Hannon Fuller dahil olanları 1937 yılının Los Angeles'ına götüren o zamana dek yapılmış en iyi sanal gerçeklik simülasyonunu geliştirmektedir. Ancak simülasyonun bir testi sırasında Fuller öldürülür ve onun en yakınındaki kişi olan Douglas Hall da birinci şüpheli haline gelmiştir. Hafızasında ciddi boşluklar bulunan Douglas bile kendi masumiyetinden şüphe duymaktadır. Bunlar olurken Paris'ten çıkagelen gizemli güzel Jane, Hannon'un kızı olduğunu iddia etmektedir ve Douglas'a da fena halde çekici gelmektedir. İkili yakınlaşmıştır, ancak hâlâ Douglas bir numaralı şüphelidir. Bu yüzden iş arkadaşı Jason Whitney'nin yardımıyla sanal dünyaya girip Fuller'dan bir mesaj aramaya başlar. Ancak karşılaştığı emareler tek bir şeye işaret etmeye başlayacaktır: Douglas'ın en korkunç kabusunda bile görmek istemeyeceği bir şeye...

    The Thirteenth Floor, özellikle şaşırtıcı finali ile tüm düğümleri çözen, insan beynini yoran ve olan biteni anladığınızda o keyifle bir süre tekrar zihninizde yaşatan özelliklere sahip olan bir filmdir.

     

    20.) Total Recall (1990)

    Total Recall, bilimkurgu-aksiyon türünde bir filmdir ve başrolünde Arnold Schwarzenegger ile Sharon Stone yer almıştır. Oscar ödüllü filmin hikâyesi Philip K. Dick'in 'We Can Remember It For You Wholesale' adlı hikâyesine dayanmaktadır. Yönetmenliğini Paul Verhoeven'ın yaptığı filmin senaryosu Ronald Shusett ve Dan O'Bannon tarafından yazılmıştır. Fİlmde, 2084 yılında Douglas Quaid beynine yüklenen hayatta Lori ile evli bir inşaat işçisidir. Ancak rüyalarında Mars'a gittiğini ve orada olduğunu gören Quaid, insanları sanal olarak tatile yollayan Recall isimli bir şirketten Mars tatili satın alır. Yükleme işlemleri sırasında oluşan bir arızada Quaid'in zihni altüst olur. Kendini bir gizli ajan olarak, Mars'ın zalim hâkimi Coogan'a karşı mücadele ederken bulur. Eski dostlar, hatta karısı bile aniden ona düşman olmuştur. Fakat Quaid'in tüm bu yaşadıkları gerçek midir? Eski anılarını mı hatırlamaktadır? Yoksa anı transferi sırasında yaşadıkları yüzünden bir hayal mi görmektedir? Douglas Quaid bu gerçekler ve hayallerden örülü dünyada bir çıkış yolu bulmaya çalışır. 

    Film, içerisindeki öngörü yetenekleriyle yaratılan teknolojik gelişmeler ve yaratıcı fikirlerle bir başyapıt niteliği taşıyor. Filmde görüntülü telefonlar, X-Ray cihazındaki gelişmişlik, hologram ve günümüzde artık kullanılabilen bir teknoloji harikası hologramlı oyunu görüyoruz.

     

    Dipnot: Interstellar, The Matrix, Terminator, Blade Runner (1982), Black Mirror, Platform, Dune (2021) gibi yapımlar çok popüler olduğu düşünüldüğü için listeye dahil edilmemiştir. Bu yapımları hâlâ izlemediyseniz şiddetle izlemeniz tavsiye edilir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.