Dikkat Spoiler İçerir!
Bütün bir dünyanın yıllardır büyük bir merak ve özlemle beklediği, Orta Dünya’nın yeni eseri olan Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizimizin ilk sezonunu geride bıraktık. Özellikle fantastik bilimkurgunun ve bu türün kurucusu olan Tolkien’in meraklıları tarafından büyük bir merakla beklenen dizi; beraberinde birçok soru işaretini ve eleştiriyi de yanında getirmiş oldu. Şimdi gelin dizi ve Orta Dünya hakkında biraz inceleme yapalım.
Dizimiz genel olarak evrenin 2. Çağı yani yüzük yapım aşamalarını, Melkor’un düştükten sonra en büyük hizmetkarı olan Sauron’un egemenliğini ve türlü oyunlarını hayata geçirdiği süreci anlatmaktaydı. Ağaçların ve lambaların devri bitmiş, büyük düşman Melkor hezimete uğratılıp, dünya dışına -boşluğa- sürülmüş ve dünya tekrardan bir nefes almış durumdadır bu zaman diliminde. Lakin sıkıntıların baş göstermesi de hizmetkar ve ileride kendisine Karanlıklar Efendisi diyecek olan, tek ve en güçlü yüzüğün sahibi Sauron’un tekrar ortaya çıkışı ile olmuştur.
Konulara ve karakterlere dalmadan önce dizi kalitesinden bahsedecek olursak; gerçekten çok başarılı olduğu söylenebilir. Efektler, dizide gösterilen mekanlar büyük bir kaliteyi gözler önüne sermektedir. Aynı zamanda kostümler bakımından da başarılı olduğunu söylemek pek tabi yanlış olmayacaktır. Lakin bazı hayran ve eleştirmenlere göre dizinin tek başarılı olduğu kısım da bundan ibarettir.
Beş yıl önce dizinin yapılacağı ilk duyurulduğunda bu bazı kesimler tarafından büyük bir sevinçle karşılanırken, bir takım kişiler de büyük kaygılar gütmeye başladılar. Özellikle kitap okuyucuları anlatılacak olan evreni daha iyi bildiklerinden “Acaba başarabilirler mi?” sorusunu sormadan edemediler. Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit filmlerine bakıldığı zaman kitaptan ayrı ortaya çıkan birkaç şeyi görmek mümkün oluyor. Yine de bu kalite bakımından ya da hikayenin aslına zarar veren bir sıkıntı doğurmadığından çok göze batmadı. Yine de bu filmler bile bazı noktalarda çok ciddi eleştiri yağmuruna tutuldular. Ancak hiçbiri bu dizi kadar yoğun bir negatif düşünce zincirini yaşamadı. Şimdi dizinin eleştirildiği birkaç noktaya parmak basalım.
Bitmek Bilmeyen Gizemler:
Dizi ilk bölümünden bu yana sürekli olarak geçmişini ve kim olduğunu tam olarak bilemediğimiz karakterler yığdı önümüze. Örneğin; Meteor Adam, Adar, Halbrand gibi karakterlerin kim oldukları sezon finaline kadar anlaşılamadı. Bu noktada izleyici de okuyucu da ekstra bir çaba sarfederek bu karakterlerin kim olduklarını çözmeye çalıştı. Dizinin sezon finalinde anladık ki Meteor Adam aslında Gandalf, Halbrand ise Sauron’dur. Tabi bunu çözmek bir yana dursun, yüzüklerin yapım aşamasını anlatan bir evrende o yüzüklerin mimarının neden bu kadar geç ortaya çıktığı da kafaları biraz bulandırdı. Aslında okuyucular açısından bu karakterleri tahmin etmek izleyicilere oranla biraz daha kolay olmuştur. Bunun sebebi de karakterlerin özelliklerinin kitaplarda daha net bir şekilde ortaya çıkmasından kaynaklıdır. Aslında dizi karakterleri direkt olarak söylemek yerine, onların göze çarpan özelliklerini ortaya dökerek kim olduklarını seyircinin çözmesini beklemiştir.
Örneğin Meteor Adam’ın hobbitlere olan yakınlığı, söylemiş olduğu birkaç sözden ve güve gibi hayvan sembollerinin ortaya çıkışı bu karakterin Gandalf olduğunu bize anlatmıştır ancak açıklamamıştır. Aynı şekilde Halbrand’ın demirciliğe olan yatkınlığı, özel madenler hakkında bilgi sahibi olup, manipüle özelliğini göstermesi de bu karakterin Sauron olduğunu yine aynı şekilde anlatmış ancak açıklamamıştır.
Bunun yanında hala daha gizemi çözülemeyen karakterler de mevcut. Örneğin Adar isimli kişinin kim olduğu hala bilinmemekte.
Bilinenin Dışında:
Adar’dan söz açılmışken bu karakter bilinen tüm çağlarda eşi benzeri görülmemiş bir kişi olma özelliğini taşıyor. Bu karakteri izlediğimizde sürekli olarak gözü yaşlı, duygusal ve orklara karşı bir babacan tavır içerisinde olduğunu seyrediyoruz. Aynı şekilde orkların da ona karşı “baba” diye seslenişleri, tabiri caiz ise gözüne titremeleri ve ona olan sevgileri bir tuhaf. Bunun sebebi de bilinen orkların bu tarz bir duygusallık beslememesi.
Orta Dünya evreninde Ork diye bilinen ırk, kirletilmiş ve kötülerin uşakları haline getirilmiş olan bir topluluktur. Saf kötülükten ve nefretten beslenen, amaçları sadece yıkım olan bu topluluğu duygusal olarak göstermek, “Ya onların da duyguları var.” imajı yaratmak çoğu hayran için bir tepki noktası doğurdu. Evrene genel olarak bakıldığında orkların iyi yönleri yoktur. Tolkien onları yaratırken bu özellikleri onlara yüklememiştir. Aslında orklar karanlık tarafın piyonları olmak dışında hiçbir etkiye sahip değildir ve evrende de yıkım haricinde önemli bir rol taşımamaktadır.
Adar da bu noktada bu evrene ‘yakışmaması’ itibari ile birçok tepki doğurmuştur.
Bilinenin dışında olan bir diğer karakter ise Galadriel’dir. Kitaplarda Galadriel için ‘Lorien Leydisi, Galadhrim’in Leydisi, Ormanın Leydisi, Işığın Leydisi’ gibi ibareler geçer. Finarfin ve Earwen’in kızları olan, batıda doğmuş ve ileride üçlerden Nenya’nın taşıyıcısı olan bu karakter de dizi de bambaşka bir şekilde gözükmüştür.
Sadece fimleri izlemiş olan hayranlar için bile bilinen Galadriel tiplemesinin çok dışındadır bu yeni kişi. Çünkü Galadriel özel güçleri, sakinliği, yüksek bilgi ve yaşı, doğumu ve yaşanmışlıkları ile beraber evrenin en güçlü elflerinden birisidir. Aynı zamanda kendisi kadar yaşlı ve güçlü Celeborn’un da eşidir. Ancak dizi de gösterilen karakter hata üstüne hata yapan, söz dinlemez, kendi başına buyruk, kralının sözünden çıkan ve bunun gibi birçok daha ahmakça yanlışlar yapan bir tiplemedir. Hatta dizinin söylemesine göre Sauron’u yok olmaktan kurtaran kişi de bizzat kendisidir!
İşte bu ve buna benzer farklılıklar tüm olayların ortasında bulunan ve diziye kadar farklı, diziden sonra daha farklı gördüğümüz bu karakterin çokça eleştirilmesine neden olmuştur.
Gereksiz Detaylar:
Dizide tüm oluşan olayların hepsinin dışında hobbitlerin atası olan kılayakları seyrediyoruz. Konularla hiçbir alakası olmayan, elma toplamak ve kurtlardan kaçmak dışında hiçbir olaylarını görmediğimiz bu ırkın diziye katkısı da yok denecek kadar azdır. Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit kitaplarında en büyük rolü oynayanların hobbitler olmasından kaynaklı yapımcılar bu ırkı diziye zoraki eklemiş gibi bir hava yaratmıştır. Gandalf’ı ilk olarak onların yanında görmemiz dışında hiçbir olaya etkileri bir sezon boyunca olmamış, sırf Gandalf’ı evrene sürebilmek için basamak niyeti ile diziye eklenmişlerdir.
Olayların yine tümünden bağımsız bir diğer grup ise isimlerini hiçbir zaman adam akıllı öğrenemediğimiz, efendilerinin kim olduklarını kendileri bile bilmeyen, avucunun içinden ateş fırlatıp hobbit erzağı yakan, aşağıda bir örnek fotoğrafını göreceğiniz sinirli büyücü kadınlar.
Anlaşılan o ki bu büyücü kadınlar Sauron'un hizmetkarlarıdır ve onu arayıp Rune'e götürmek için bir araştırma yapmaya başlamışlar. Bu sebepten dolayı da arama yaparken Meteor Adam (Gandalf) gökten düştüğü için onun efendileri olduğuna kanaat getirmiş(!) ve Gandalf'ı alabilmek için bir Hobbit erzağını talan etmişlerdir.
Tabi son bölümde Gandalf'ın güve ile olay çıkarıp, Nori ve arkadaşlarını bunların elinden kurtarması ile beraber de "O bir Istar!" sözü söylenmiş; bununla beraber Meteor Adam'ın büyücü olduğu Amazon tarafından son bölümde duyurulmuş ve konuya ne ara girip ne ara çıktığı, kim oldukları çözülememiş bu büyücü kadınların da sonu gelmiştir.
Yüzük Yapımları:
Dizinin sezon finalinin yaklaşık olarak son 15 dakikasında üçler yani elf yüzüklerinin yapımını izledik. Bu da en az diğerleri kadar hatta daha fazla tepkiye neden oldu. Adı Güç Yüzükleri olan bir yapımda sezonun son bölümünün son dakikalarında oldu bittiye getirilip, seyirci önüne üç tane yüzük konuldu.
2. Sezonun gelişi iki yıl sonra diye açıklandı lakin çoğunluk bakımından artık bu bekleme süreci pek önemli değil. Tolkien çağları anlatırken en az bilgiyi 2. Çağ hakkında vermiştir. Dizinin yapımcılarının da bu boşluktan yararlanarak kendi hayal güçlerine biraz yer verdikleri çok aşikar. Ancak herkes bir Tolkien olamıyor. Bu dizi de bunun bir kanıtı...
Yorum Bırakın