Herkese merhaba,

Öncelikle şunu dile getireyim bu yazımda bahsettiklerim tamamen kendi deneyimlerim, gözlemlerim ve çevremde şahit olduklarımdan yola çıkarak yazmaya karar verdiğim şeylerdir. Şimdiden keyifli okumalar.

Muhafazakarlık kelime anlamı olarak ''Tutucu'' manasına gelmektedir. Dindarlık ise inandığınız inancın sizin hayatınızda önemli yere sahip olması demektir.

Baktığımızda ikisi ayrı şeyler olmasına rağmen, günümüz insanları tarafından dinle yeterli kalınmayıp üstüne bir de muhafazakar kimliğe bürünmüş olunması ve bu iki düşünceyi birleştirip benimseyerek hayatlarında uygulamaları hepimizin şahit olduğu bir durumdur. 

Şimdi soruyorum, sadece inanç durumunda değil herhangi bir durumda ''tutucu'' olmak, bir şeyin içimizdeki sevgisinin dışında, onun savunucusu haline gelmek sağlıklı bir hal midir ?

Günümüzde insanlar hangi düşünceyi benimserse benimsesin, insanlık gereği midir bilinmez ama inandığımız ve savunduğumuz bir şeyi karşı tarafa kabul ettirmeye çalışırız. Peki bunu yaparken o düşünce hakkında ne biliriz ? Yani ailemizin inancı gereği bizim uyguladığımız, eğer öyle olmasalardı bizimde öyle olmayacağımız düşüncelerin savunucusu olmak, araştırmamak, okumamak, fakat her şeye rağmen fanatik bir tutum sergilemek ne kadar doğru ?

Bu yazımda istediğim şey sadece insanların bu soruları kendi içersinde kendilerine sormaları. Neye karşı bir tutuculuğunuz var mesela ? Herhangi bir şeye inanmak ve onu savunmak kötü müdür ?

Bu ülkede yaşadığım için bu ülke insanından ve inancından örnek vererek ilerlemek istiyorum. Ülkemizdeki insanların dindar mı yoksa tutucu muhafazakar mı olduğuna gelin beraber karar verelim. İnanç demek umut demek, umut demek insanın yaşamı sevmesi ve yaşama iki elle tutunması demek. 

Örnek verecek olursak inançlı insanların gücünün yetmediği şeylerde el açması ve duaya sığınması bir umut örneğidir. Yani aslında inancın doğrusu yanlışı olmaz, olmamalıdır. Bugün dünya üzerinde farklı şeylere inanan ve o inançlarını onlara bağlayan milyonlarca insan var. Her insan kendi inancını bir başka insana inandırmaya kalksave tutucu tavırla, kendi inancı dışındaki tüm inançları yok saysa, bugün işin içinden çıkabilir miyiz ? 

İnanç görünen bir şey değildir. Bugün bizim insanlarımızın yaptığı şekilde hiç değildir. İnançta gösteriş olmaz, inançta zorbalık olmaz, inançta baskı hiç olmaz.

Günümüzde muhafazakar insanların özellikle ebeveynlerin, kendi tutumlarını çocuklarına baskı yoluyla yaptırmaları kabul edilebilir bir şey değildir. İnsanların birey olduğunu, duygularının ve kendilerine ait düşüncelerinin olduğunu göz ardı edemezsiniz. 

Maalesef bizim toplumlar ''el alem neder ?'' i düşündükleri için genelde bu tarz şeyler çocukların kendi rızasına bırakılmaz ve aile hemen konuya el atar. Zorla kadınların saçlarını kapatmak ve bu uğurda muhafazakar tutum sergilemek hakikaten en büyük günah ve yanlıştır. 

Bugün İran'daki bozuk sistem yüzünden kadınların çektiği ortada. Yine bugün Pakistan, Afganistan, Suriye halkının hali de ortada. İnanç insanı yaşamaktan ve hayattan soğutmaz. Eğer bugün yetişkin bir kadın kararlarını hala ailesi nezdinde değerlendirip veriyorsa burada bir yanlışlık vardır.

İşte burada dile getirmek istediğim şey ''Muhafazakarlığın'' gerçekten toplumlara büyük zarar verdiği yönündedir. Bugün bütün inançların savunucularını bir araya getirin, emin olun hepsi bir diğerine acıyarak bakar. Hepsine göre bir diğeri yanacaktır ve inancı doğru olmadığı gibi vay halinedir. 

Çok sevdiğim ve doğru olduğunu düşündüğüm bir sözle yazıma son vermek istiyorum

''Muhafazakarlık, geleneğin muhafaza edilmesine değil, katledilmesine bağlıdır.''