Bu evrende zamanı doğrusal ilerliyormuş gibi yaşarız fakat kendi uzay-zamanımızın dışında, dördüncü boyuttaki bir perspektiften "Zaman" var olmazdı. Eğer o perspektiften bakabilseydik görürdük ki uzay-zamanımız basık bir hâlde. Tıpkı uzayda üst üste binen, maddeden yontulmuş bir heykel gibi... Bilinçliliğimiz, pistteki arabalar misali hayatlarımızda daireler çiziyor. Bizim boyutumuzun dışındaki her şey ki bu da "Sonsuzluk" oluyor. Bize bakan "Sonsuzluk". Bizim için bir küre, onlar için bir çember.
"Zaman, düz bir çemberdir. Yaptığımız veya yapacaığımız her şeyi tekrar, tekrar ve tekrar yapacağız ta ki sonsuza dek"
Zamanın olmadığı sonsuzlukta ise hiçbir şey büyümez, hiçbir şey gelişmez ve hiçbir şey değişmez. Ölüm, zamanı yarattı, öldüreceği şeylerin büyümesi ve gelişmesi için.
Tekrar hayata geliyorsun... ama aynı hayata, hep doğduğun hayata. Hayatlarımızı hatırlayamıyoruz, hayatlarımızı değiştiremiyoruz. İşte bu da hayatın korkunç ve gizli kaderidir. Kapana kısılmışsınızdır... hep uyandığınızda kendinizi içinde bulduğunuz kabus tarafından.
Zaman, insan zihninden bağımsız bir gerçekliğe sahip değildir.İnsanın bakış açısı zamansaldır. Dolayısıyla zaman insanın bakış açısına ait bir şeydir. Geçmiştekilere ilişkin şimdiki zaman bir anı, şimdikilere ilişkin şimdiki zaman bir anlık görür. Gelecektekilere iliklin şimdiki zaman da beklenti olarak vardır. Augustinus’un zaman anlayışına baktığımızda birinci olarak karşımıza Tanrı’nın ebediliği çıkar. İkinci olarak Tanrı’nın dünyayı belli bir zaman noktasında yarattığıdır. Zamanın dünyadan ayrı bir gerçekliği yoktur çünkü zaman dünya ile aynı anda yaratılmıştır.
Zaman, ister varlığa ister insana bağlı bir şey olsun şurası muhakkak ki insan ile ortaya çıkar ve insanla anlam kazanır. Zaman algısı insan yaşamında çok önemli değişimlere neden olur. Zamanın insan üzerinde yapıcı veya yıkıcı bir etkisi vardır. Yıkıcı etkisi diyorum çünkü belli bir süreden sonra gelişim yerini gerilemeye bırakabiliyor.
Tanrı sadece şekil veren bir varlıktır yoktan yaratan değil. Buna bağlı olarak o da döngüsel bir zaman kabul etmiştir. İlk hareketle birlikte başlayan devinimle zaman anlaşılır olmuştur.
Yorum Bırakın