bir veda için mektup

bir veda için mektup
  • 10
    0
    1
    0
  • Mazur gör sana bunları yazmamı, sana bir sorumluluk yüklemek istediğimden değil anlatmanın daha doğru olacağına karar verdiğimden. Kimin için doğru… Bilemiyorum. Tamamlamaya çok korktuğum bir cümle var, kaç kere dilimin ucuna gelse de söyleyemedim kendime. Tüm bu olanlar senin suçun değil, benim suçum. Zoru görünce peşinden giden, zora vurgun olan benim. Nerede ve nasıl başladı, fark edemedim. Fakat bugün gün boyu akla yatar bir nedeni yokken üstelik seni yeni görmüşken, seni çok özledim. Dayanılacak gibi değildi, akıl işi değildi. Gözlerim her yerde seni aradı da tek kelime edemedim, neredesin diye soramadım, yanına gelemedim. Bir bahane uydursan da gitsen yanına dedim, yapamadım. Korktum bunu yapmaktan, korktum bunun bir alışkanlığa dönüşmesinden, korktum ileriye sürmeye ve orada yalnız olduğumu fark etmeye. Çok korktum. Sana söyleyebilmek istedim, ben bugün gün boyu seni özledim üstelik yoktu akla yatar bir nedenim ama gün boyu seni görmek istedim. 

    Sonra seni gördüm uzaktan, tesadüf eseri ve fark ettim. Sen beni ortada bir neden yokken üstelik akla da hiç yatmazken özlemedin. İleriye gittim, yapamazdın bunu çünkü sen beni hiç özlemedin. Çünkü sen aynı hissetmedin. Gün boyu aklına gelmedim, yolda konuşurken arkadaşınla sessizce gözlerinle beni aramadın, hesaplamadın geçebileceğim yerleri, komik bir şey olduğunda gülüyor muyum diye belli etmeden bana bakmaya çalışmadın, başka kimsenin fark edemeyeceği komik alışkanlıklarımı fark etmedin, sen beni uzun süre göremeyeceğini bildiğinden kendini beni görememeye alıştırmaya çalışmadın. Sen beni dinlemedin bile, anlamaya çalışmadın, göremedin farklı olduğumu çünkü göremezdin, sana göre öyle değildim. Gelmedi aklına, kızmadım sana. Kızmadım. Ben söylediğimde duymadın ama o söylediğinde güldün, bir kere olur kızmam buna dedim kendime, kaç kere oldu kızamadım. Zaten sen bana hiç ona baktığın gibi bakmadın, benim yanımda hiç onun yanında olduğun kadar mutlu olmadın. Hep biraz rahatsızdın, hep tek kalmaktan kaçındın, hep biraz yalancıydı sohbetlerin bir an önce kesilmek ister gibi. Sen hatırlamazsın ama ben unutmam, benim hakkımda bir kere bile güzel bir şey söylemedin, oysa ne bonkördün sen. Parlaktır senin paketin, sevilmek için yapılmıştır, seni sevmek zaten çok kolaydır. Fakat anlaşılmazdır benim paketim ve biraz eksiktir, kasti, sevilmek için yaratılmamıştır. Ondan kızamadım sana, bilirdim çünkü bazılarımız sevilmek için yaratılmamıştır. Ben sevilmek için yaratılmadım ve bu uzun süredir sorun değil. Sorun değil ama hala biraz aptalım ben, kaç kere uyarsam da kendimi, geri tutsam da bazen bir sanrı görürüm çok inanmak istediğimden. İnanmak isteyince inanmak çok kolaydır, ben de bir sanrıya kapılırım sanki, sanki beni sevmek mümkünmüş de sevecekmiş gibi biri. Uyanırım sonra bu rüyadan çığlıklarla çünkü bu bir kâbustur aslında, daha çok acıtabilmek için bazen tatlı bir buse bırakır yanağıma. Ben sevgiye küsümdür çünkü ne kadar arayıp dursam da gelmemiştir hiç o bana ama yine de beklerim bazen benimle barışmaya gelmesini, onun gelmesini, beklemediğim bir anda. Bilirim gelmeyeceğini, bilirim de yine de beklerim. Kızmadım sana ama neden bir kere olsun gelmedim aklına? Kızmadım sana ama neden bir kere olsun aramadı beni gözlerin o yukarıdaki yolda? Hiç mi mümkün değildir? Bilirim çünkü bazılarımız sevilmek için yaratılmamıştır. Sen susundur, ben ateş. Ben yanarım, sen söndürmezsin. Anlatmak istedim sana saatlerce ve ağlamak istedim ama ben ikisini yapmayı da pek beceremezdim, affet beni. Sonra bıraktım sana dair şeyleri yani öyle karar verdim. Duvar örmeye başladım aramıza ve bence sen bunu da görmedin, göremezdin çünkü hiç o tarafa bakmadın. 

    Şimdi ördüğüm duvarın arkasından sesleniyorum sana, bu bir veda. Ben seni süslü paketinden dolayı değil, öyle değil, aksine ben o pakete hep biraz düşman oldum. Ben seni boşluğuna gelip söylediğin o sözünden, üzüldüğünde kapatmaya çalıştığın yüzünden, kendinden duyduğun anlık şüphenden, hiç anlatamadığın o hikâyenden, aksi olduğunu bildiğin halde önce kendini ikna etmek istercesine dediğin o geçerden… Ve şimdi çıkıyorum hayatından yavaşça sana haber vermeden, artık beni eskisi kadar görmeyeceksin öyle, endişelenme. Bilirim insan kendini ne kadar geri tutsa da dayanamaz yüreği, tutamaz da kendini gelir, senin bana hiç gelmeyişinden bilirim. Yavaşça, iz bırakmadan silinecek izim. Söz veriyorum. Artık oturabilirsin birlikte oturmak istediklerinle, zorunlulukla girdiğim hayatından bugün çıkıyorum. Korkma delik değildir benim aramıza ördüğüm duvarım, kaçmam. Dilerim bir gün bulursun o gerçek sevgiyi, tıpkı hak ettiğin gibi. Gerçi bence buldun sanırım, gördüm seni onun yanında gülerken, diğer gülüşlerine benzemiyordu. Korkma, anlatmadım kimseye, ben hep seni sessizce korurum öyle değilmiş gibi göstererek, anlatmam kimseye. 

    Üç, iki, bir.

    Perde açılır oyun başlar.

    Hoşça kal.


    Yorumlar (1)
    • BİZLERİNDE GERÇEKTEN SEVİLDİĞİMİZ İİŞKİLERİN İÇİNDE OLMASI DİLEĞİYLE ....

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.