Eski Türk Selanik'te, güzel bir bahçe vardı; Beyaz-Kule bahçesi. Bu bahçede ılık yaz günlerde, hemen hemen her akşam buluşurduk;
Ziya, Canib ve ben. Zaman olur, Talat Paşa da gelirdi oraya. Konularımız, edebiyat, felsefe, sosyoloji olurdu.
Bir akşam, Ziya Gökalp, üzüle büzüle Canib' den bir ricada bulundu; Ben kendime bir ad bulamıyorum. Gökalp adını bana bırakabilir
misiniz?
Canib, gülümsüyerek cevap verir;
Elbette. Uğurlu olsun. Buyrun...
Friedrich Nietzsche'nin diliyle söylemek gerekirse, Ziya'nın GökalpIiği böyle başladı işte diyebilirim.
Ziya, o akşam, yeni bir destanını okudu bize.. Büyük Türk kahramanlarını anlatıyordu bu destan..
Yorum Bırakın