Tavan. Alarmım çalıyor ama duyan kim, annem yine başımda. T-shirtsüz uyumuşum, göğüs kafesim ağrıyor, ha bir de öksürük. Elime ilk geleni üzerime geçirip yüzümü yıkıyorum, su sanki biraz soğuk. Annem sesleniyor, kahvaltı hazırmış. Ben kahvaltı sevmem ki, ama beyaz peyniri severim yalan yok. “Keşke karpuz olsaydı” diyorum domatesi katık ederken. Tv açık, spiker gazeteleri okuyor. Birini öldürmüşler yine, “şerefsizler” diyorum içimden. Aslında pek de alışılmadık bir şey değil. Uykum var hala, yarım gözle bakıyorum etrafa. Her gün olduğu gibi geç uyudum, hatta bir kaç saat önce. Ben gündüzden çok geceyi seviyorum, belki insanları daha güzel diye. Reçel damlıyor tişörtüme, çilek reçeli. “Siktir et” diyorum içimden, parmağımla iyice yayarken. Galiba biraz pasaklıyım, hatta baya. Saat -07:33-. Çok zamanım yok, biraz da uyuşuğum sanki.
T-shirt. Evet her günkü gibi T-shirt giyiyorum. T-shirtleri severim ben, belki delilikten. Pazardan aldığım kotumu giyiyorum altına. İyi dayandı sağlammış baya. Kaban alsam mı diye düşünüyorum, üşümem ben pek. Almıyorum, tüm gün elimde taşıyamam hiç. Hazırım galiba. Annemin çöpünü almayı beklerken ayakkabılarımı bağladım ve aynaya bakıyorum. Saçlarım dökülüyor, biraz daha kilo aldım sanki. Yolda köyden biriyle karşılaşıyorum. Sana da günaydın.
Köyceğiz. Etrafımda 3 kişi var. Teyze nereye gidiyorsa artık bu saatte. Çocuk galiba liseli, elinde kitap defter. Ben hiç saçlarımı tarayıp çıkmadım evden. Adam bariz işe gidiyor, uykulu, acaba elindeki poşette ne var. Galiba ilk sigarasını içiyor, ne kadar güzel bir kız. Saçları uzun ama sarı, ben kestane severim hem. İnce bir sweat giymiş, hava da serin, üşür mü acaba. Elinde bir kitap. Uzun zamandır kitap okumuyorum, almalıyım en güzel kapaklısından bir tane. Telefonumun şarjı az, müzik dinlerim ben de. Bir adam söylüyor “boşluklardasın, görünmemelerdesin, havalardasın, enselerde gezmelerdesin, morlukların sızıntılarındasın, yer değiştirmelerdesin, dudakların öptüğü benlerdesin, erken yok olmalardasın, en güzel boyunlardasın, nefeslerin fısıldamalarındasın.
"what is a breath behind your neck" - - Zibidi dediğim adamı seviyorum birden.
Vitrin. Gömlek gördüm yine, evet desenlilerden. Satış görevlilerini sevmem aslında, ama kibarım. Her zamanki gibi lacivert olanlara kayıyor gözüm. Maviyi de severim aslında, ama en sevdiğim siyah. Yüksek sesli müzik var, benim kafam kaldırmaz ki. Galiba yaşlandım, hep indie hep indie.
Banka. Sevmem aslında fatura yatırmayı, pide kuyruğunu severim ama. 303, Allah’tan çok kişi yok önümde. Kız. Siyah saçlı bu sefer, biraz da boyu boyuma sanki. Dudağının üzerinde ben mi var, asimetrik yüzler çok şirin oluyor. Tırnağının ojesi çıkmış biraz, tırnak mı yiyor acaba. En azından sıkılmam, sırası benden sonra. Bu biraz daha temkinli, ince bir hırka var üzerinde, keşke lacivert olsaydı. Elindeki sigara pakedi mi onun, çok içmese bari. Neyse sıram geldi, ufak öksür boğazını temizle. Haha korkarım ben sesimin çatallaşmasından.
…………………………………………………………………………….………………
Odam. Annem bilgisayarı kapatıcam diye her zamanki gibi reset düğmesine basmış. 3 gündür izlerken uyuyakaldığım film, evet sıkıcı. 1 2 3. Play.
Yorum Bırakın