Mark Twain'in "İnsan Nedir?" Kitabı Aracılığı ile Bir İç Gözlem

Mark Twain'in "İnsan Nedir?" Kitabı Aracılığı ile Bir İç Gözlem
  • 7
    0
    0
    0
  • Halley kuyruklu yıldızının dünyadan göründüğü gün doğan Mark Twain, bir kahin edası ile bu yıldızın tekrar göründüğü gün öleceğini tahmin etmiş ve garip bir şekilde kehanetini tutturmuş biridir.  Düşünceleri ile fark yaratan ve çağının ilerisinde eserler verdiği konusunda ses getiren yazar "İnsan Nedir?" kitabını sadece 250 kişiye dağıtılmak üzere "anonim" olarak yayınlamıştır.

    Kitap "Genç Adam" ve "Yaşlı Adam" arasında geçen diyaloglar çevresinde şekillenmiş ve "insanı" konu almıştır. Genç adam deneyimsiz ve hayat görüşünü yeni şekillendirmekte olan açık fikirli birini temsil etmesine karşın Yaşlı Adam hayatı görüp geçirmiş ve yaşantıları sonucu kendi hakikatine ulaşmış birini temsil etmektedir.  Konumuza gelecek olursak Yaşlı Adam "insan"ı yapısı, kalıtımı, yaşam alanı ve ilişkileri etkisiyle "dıştan unsurlar" tarafından şekillendirilen bir makineye benzetmektedir.  Düşüncelerin şekillendiği malzemenin dahi insanın kendisi tarafından yaratılmasının mümkün olmadığını öne süren Yaşlı Adam, fikirlerin kitaplardan, konuşmalardan, izlenimlerden, hislerden oluştuğunu ve bunun en ufak mikroskobik parçasının bile kişinin kendisi tarafından yaratılamayacağını; bunun ancak ve ancak kusursuz tasarlanmış bir zihinsel mekanizmanın ürünü olarak ortaya çıkacağını savunmuştur. Dolayısıyla Yaşlı Adam'a göre insan hiçbir düşüncenin sahibi değildir, akıl üzerinde hiçbir yetkiye sahip değildir. Tıpkı makineler gibi, akıl da dışarıdan bir müdahale ile çalıştırılır.

    İnsanın aklın işleyişi konusunda aciz olduğunun ve onun çalışmasına müdahale edemediğinin en önemli örneği uyku döngüsüdür. Kimi zaman insan istediği kadar yorgun ve bitap düşmüş bir şekilde uyumaya çalışsın; yine de zihin buna izin vermezse uykuya dalmak zordur. Uç uca eklenen ve birbiri ardına sıralanan düşünceler akıp dururken bu otomatik bir makine gibi çalışan aklı engellemenin bir yolu yoktur.

    Aynı zamanda Yaşlı Adam insanın yegane güdüsünün "kendi onayını güvence altına almak" olduğunu ve başkasına yapılan her iyiliğin aslında kişinin kendi "iyi oluş"una hizmet ettiğini ileri sürmüştür. Bunu somutlaştırmak için kitapta yer alan örnek metinden bahsetmek gerekirse; ayazda ve kar altına üç mil uzaklıktaki evine gitmek üzere at arabasına binmek üzere olan birinin yanına gelen ve aç olduğunu söyleyen yaşlı kadına hiç tereddüt etmeden son parasını vermesi ve fırtınanın içinden geçerek zar zor evine doğru yürümesi yürekleri ısıtan "iyilik" temalı bir hikayeymiş gibi görünebilir. Fakat Yaşlı Adam'a göre burada iki seçenek vardır: ya kişi kendisinden istenen yardımı geri çevirerek konforlu ve güvenli bir şekilde evine ulaşıp "mutlu" hissedecektir ya da ihtiyacı olan birine iyilik yaparak onun zorlu hayatında az da olsa bir yardımı olduğu için "mutlu" hissedecektir. Kişi aslında seçtiği her iki olayda da kendi mutluluğunu hedeflemektedir. İç huzurunu sağlayabilmek için zihninin sesini dinlemekte, ona söyleneni yapmaktadır.

    Akıl kavramı, doğru ve yanlışı ayırt etmeye, bireyin kendi seçimlerini yapabilmesine olanak sağladığı için insana bahşedilen ve insanı hayvandan üstün kılan bir genel geçer olgu olarak kabul edilir. Fakat insanın yanlış yapabiliyor oluşu; yanlış yapamayan bir hayvana göre daha aşağılık olduğu anlamına mı gelmektedir? Yaşlı adam bu ikilemi öne sürerek insan zihni ile fare zihninin özünde eş makineler olduğu sadece kapasitelerinin farklı olduğu görüşündedir. Birinin işlevleri daha geniş ve detaylıyken, diğerininki daha basit ve sınırlıdır. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda yaşlı adam, insanın bu makine işleyişinde kendini üstün görmesini yersiz bulur.

    Mark Twain 1906 yılında kitabını yayımlamadan önce kendisinin de üyesi olduğu Monday Evening Club'a kitabını "Mutluluk Nedir?" ismiyle sunmuş fakat üyeler tarafından bu kitap karamsar ve soğuk bulunmuştur. Kitabın ortaya çıktığı dönemde bu denli eleştirilmesi ve karamsar bulunması aslında insanın seçtiği her eylemin kendine hizmet ettiğine yönelik yaptığı çarpıcı tespitlerdir. Twain,  çocukluktan beri içinde büyütüldüğümüz "üstün varlık" öğretisinin kusurlu yanlarını bir bir ortaya çıkartarak aslında eylemlerimizin yönetiminin bizim elimizde olmadığını, davranışlarımızın, hareketlerimizin dış unsurlar tarafından şekillendirildiğini ileri sürmüştür. İnsan organizmasının öyle görülmese dahi daimi amacının kendini memnun etmek olduğunu söyleyerek insanoğlunun özünde bencil bir varlık olduğunu iddia etmiştir. İnsanı hayvandan üstün kılan ve insana "seçim" hakkı bahşeden aklın, yapılan eylemler kötü olduğunda da yüceltilmesi gereken bir konu olup olmadığı ikilemini öne sürerek; insan hayvan üstünlüğüne karar verirken aklın önemli bir husus olmadığına vurgu yapmıştır. Kitabın her satırı, insanı farklı bir düşünce evrenine yöneltmekte ve kendisini sorgulamasına sebep olmaktadır.  Bizi eyleme yönelten amaçlar üzerinde farklı bakış açıları sunarak insana kendini gözlemlemesi için yeni pencereler aralamaktadır. Aynı zamanda bu kitap Twain'in seneler boyunca üzerinde düşündüğü yılda bir iki kez üzerinde incelemeler yaptığı bir eser olması yönünden, Twain'in iç dünyasını anlamak için muazzam bir kitap olma özelliği göstermektedir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.