Kaygı-Belirsizlik-Kararsızlık üçgenini daha somut kılmak için biraz kimyadan yardım alalım. 

Öncelikle resme şöyle uzaktan bir bakalım. Kimyasal bir metot karşımıza çıkıyor. Evet ama nedir bu metot ve bu metodun mahiyeti nedir?

Bu resimde şematize edilen basit bir damıtma işlemi. Kısaca amacı ise karışımları ayırmak. Daha net bir ifadeyle damıtma ya da distilasyon, iki veya daha fazla bileşen içeren bir karışımın ısıtılıp, buhar ve sıvı faz oluşturmak suretiyle daha uçucu bileşence zengin karışımların elde edilmesini sağlayan ayırma işlemidir diyebiliriz.

 

Yukarıda basit bir damıtma düzeneğini görüyorsunuz. Şimdi yavaştan resmimizi okumaya başlayalım.

Resmimizde ısıtıcı olarak tarif edilen kaygıdır. Isıtcının üzerinde erlenmayer  içinde muhafaza olan ayrılacak karışımımız ise kararsızlık. Ve damıtma işleminde ayrılacak toplanma kabında toplanacak balon joje içinde tasvir edilen ise belirsizlik. 

Şimdi bunun resmeden düzenekle uyuşmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Haklısınız da. Ancak aynı olmaması ile ve yaratılan bu farklılıkla verilmek istenen bir mesaj  var.

Evet kaygımız bizi tetiklemeye başlıyor.  Kaygımız çok güçlü bir ısı kaynağı. Hayatımızda bir çok parametreden bileşenden oluşan kararsızlığımızın üzerine etki etmeye başlıyor. Kararsızlığımızın için de yok yok mutsuzluk, ümitsizlik, yalnızlık, tedirginlik ve en kilidi belirsizlik var.

Şimdi resmi daha iyi anlamak için ufak bir kimya hatırlatması yapmalıyız. Sıvı karışımların damıtma yöntemiyle ayrıştırılması karışımı oluşturan maddelerin kaynama sıcaklıklarının farklı olmasıyla mümkündür. Klasik bir örnek  verecek olursak suyun, alkolün veya petrolün kaynama sıcaklıkları farklıdır. Kayanama yani buharlaşma sıcaklığı daha az olanlarlar o sıcaklığa gelindiğinde kaynayacak ve buharlaşmaya başlayacak ama diğer madde hala kaynama sıcaklığına gelmediği için buharlaşmayacak. İşte bu şekilde  sıcaklığı hep ilk maddemizin kaynama sıcaklığında tutarak o maddenin tamamen buharlaşmasını sağlayıp, o buharı soğutarak ayrı bir kaba toplarız.( belirsizliğin toplanması gibi)

Buharlaşma sıcaklığı az olanlar uçup gidiyor, buhar olarak ayırıyoruz dedik. Kaygımız kararsızlığımızı bileşenlerine ayırıyor ve bu aşamada mutsuzluk, ümitsizlik, yalnızlık, tedirginlik sırasıyla uçup gidecek. Ama en kilit dediğimiz buharlaşma sıcaklığı en yüksek olan belirsizlik kalacak. Hayatta hep bir köşede durduğu gibi o ağırlığıyla duracak. Ve ayrılan sıvı belirsizlik olacak.

Buraya kadar evet kararsızlığımızı başarıyla damıttık. Ama dikkat! Belirsizliğin tekrar kaygı ile bir ilişkisi var resmimizde. İşte bu kimyadan bağımsız ama hayatta gerçek dediğimiz nokta. Belirsizliklerimiz maalesef ki kaygımız daha da ateşler ve sürekli ısıtıcımızı harlar. Bu belirsizlik tufanı da bizim kaygı sahibi olmamıza, onu biriktirmemize neden olur. İşte o yüzden kaygı erlenmayer toplanma kabında resmedilmiş. Kaygı günün sonunda yine içimizde toplanıyor.

Demek mi Hayatımızı Distile ettiğimizde şunu diyebiliriz Charles Dickens haklı:

"Dayanamadığım bir şey varsa o da şu belirsizlik."