Kimsenin bir başkasını gerçekten sevdiği yok.
Herkes kendine seviyor işin özünde, bunun dışında kalan kişi sayısı o kadar az ki istisnasi olarak değerlendirmeye yetiyor. - İstisnalar kaideyi bozmaz!
Birine, bir şeye, bir duruma işaret ederek bahsedilen o sevgi, kişinin kendisiyle ilintili yalnızca, işaret ettiğine bakıp aldanmanın manası yok. Bu illüzyonun üzerinde durmayın rica ediyorum. Aşağıda basitçe örneklendirmeye çalışacağım ama işinin ustaları bile tam olarak ifade edememişken, beyhude bir deneme olacak benim yaptığım.
Seni seviyorum; Seninleyken olduğum hali, durumu, bu tecrübeyi, bu ruh halini yani senin varlığının etkisinin bende yarattıklarını seviyorum.
Seni, sen yokken de seviyorum; (bazen birlikte olmadığın birine, bir şeye, bir duruma) Yokluğunun yarattığı melankoliyi, acıyı, acıdan beslenmeyi, acıdan beslenen olmayı seviyorum, bu yokluğun beni şuan böyle tanımlamasını, bu kişi olmayı seviyorum, sen olsan göründüğüm şey aynı derece de tatmin etmez beni, olmaman halinde görününen beni, yani beni seviyorum.
Seni sevmiyorum dediğinizde de aynı şeydir aslında.
Konuyu hem pozitif hem negatif olarak ele aldığınızda daha net görünür.
İnsan, sevdiği şeye sevmiyorum, sevmediği şeye seviyorum der.
Uzatmanın manası yok, iki küçük örnekle bahsetmeye çalıştığım şey işin derinlerinde, özünde kimsenin kimseyi gerçekten sevmediği. Ya da bunu daha pozitif, daha minnoş görünecek şekilde söylemek gerekirse, sevgi denen şey, insanın yalnız kendisini karakterize etme ve tanımlamaya çalışmasının en bilinen yolu.
Önce kendi tatmini, sonra başklarının gözünde işaret ettiği kişi olarak kabul görmenin yaşattığı tatmin.
Her iki şekilde de sadece 'BEN' ve 'BENİM' !
Sevgi durduğun yeri işaretlemek.
Sevgi kendine rol seçmek.
Sevgi kendini ne şekilde beslemek istediğinle ilgili çoktan seçmeli bir menü.
Sevgi kendinle arasının nasıl olacağını belirleme hali.
Seni Seviyorum!
Hayır, beni sevdiğini söyleyerek kendini bu şekilde tanımladığın halini, bunu söylediğin ve bu şekilde görünmenin sen de yaşattığı duyguyu, kişisel tatminini seviyorsun.
Seni Sevmiyorum!
Sevmen benimle ilgili olmadığı için sevmemen de yine benimle ilgili değil.
Her koşulda, nereye kadar gidersen, nereye kadar inersen in, başladığı ve bittiği yer aynı; BEN ve BENİM.
Yazmayı seviyorum!
Kendimi ifade ediyorum, kendimi ifade ettiğimi sanıyorum, kendimi ifade ettiğimi düşünmek ve sanmak beni tatmin ediyor... Bunu başka herhangi bir şey ile de yapabilirim, yapabilirsiniz, yapılabilir.
Artık yazmayı sevmiyorum!
Yeni bir şeyle tatmin oluyorum ya da eskiyi boklayarak bir tatmin alanı yaratıyorum, yazmayı tercih etmiyorum, artık sevmediğimi söylediğimde yaşattığım meraktan haz duyuyorum. etc..
Ben ve Haz-al !
Veysel'e selam olsun!
Yorum Bırakın