Bu illüstrasyon gerek duygusal manada gerek yaşama ilişkin bir çok mesele ile ilişkilendirmek mümkün. Ama illüstrasyondan biraz uzaklaşmak pahasına da olsa palyaço figürenden, anatomik kalpten dayanak alarak bilim ve şartlanlık kavramının derinliğine bakacağız:
Bilim Nedir? Ne Değildir?
İlk durağımız bu soru. Bilim, latince scientia yani bilgi sözcüğünden türemiştir. Bundan dolayı bilim kavramını anlamak için bilgi sözcüğünün derinliklerine inmekte de yarar vardır. Emile Brehiere göre, Bilgi eşyanın yüzeyinde dolaşmaz; bilgi, varlığın içerisinde ve derinliklerindedir. Brehiere’nin bilgi üzerine söylediği bu sözlerden yola çıkarak şunu diyebiliriz, insanın varlığının sürdürebilmesi “bilme”sine bağlıdır “Bilme”de ancak “bilgi” ile gerçekleşebilir. Yani varlığın içerisinde ve derinliklerinde bilgi vardır. Ama bilimin içinde sadece bilgi vardır dersek bu doğru olmaz keza ünlü gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan’ın (1934-1996) tanımlamasıyla “Bilim, bir bilgi bütünü olmaktan çok bir düşünme biçimidir”. Yani bilim kavramı daha derin ve katmanlıdır. Bu duruma şair Friedrich von Schiller şöyle diyor: ‘Bilim kimilerine göre yüce bir tanrıçadır, kimileri içinse tereyağı sağlayan bir inek. Schiller’in bu tanımlaması bilimin inceleme konusu ve yöntemi bakımından sınırları kesin olan bir etkinlik değil, çok yönlü, sınırları yer yer belirsiz, karmaşık bir oluşum olduğunu kanıtlar nitelikte. Karmaşık bir oluşum olduğunun altını çiziyorum çünkü gözlemlenebilir fiziksel kanıtlarla doğanın ve doğal olayların işleyişini anlamak ve anlaşılır kılmak amacıyla yapılan düzenlenmiş insani bir çaba vardır bilimde. Ve bu çaba süreçtir, sistematiği vardır.
Bilimin ne olduğunu anlamaya çalışırken tersten gidecek olursak bilim ne değildir bu soruyu cevaplamak gerek. Bilimin estetik olması ya da duygu ve düşünceleri aktarması gerekmez. Bilim birebir gerçeğin kendisi olmayıp, kesin de değildir. Çünkü bilim donmuş, statik bir etkinlik değil, sürekli, artan bir hız ile gelişen, değişen bir etkinliktir. Bilimin değişebilirliği, güncellenebilirliğini pekiştirmek üzerine şöyle bir anekdottan yararlanabiliriz: Öğrenci profesöre sorar:
“Bilim nedir?”
Profesör yanıtlar: “Bilim karanlık bir odada siyah bir kediyi aramaktır”.
Aradan biraz zaman geçer, meraklı öğrenci yine sorar: “Hocam felsefe nedir?"
Profesör, “Felsefe...”der ve biraz duraklayıp ekler: “Felsefe, karanlık bir odada siyah bir kediyi aramaktır, odada bir kedi olmadığı halde".
Öğrencinin merakı sona ermez, aklına üçüncü bir soru gelir, belki de en zor olduğunu düşündüğü soru sunu sorar: “Pekâlâ,psikanaliz nedir?”
Profesör duraksamadan cevaplar: “Psikanaliz, karanlık bir odada siyah bir kediyi aramaktır, odada bir kedi olmadığı halde ve eninde sonunda bir şekilde kediyi bulmaktır.” (Türkçapar, 2018)
Devamı olacak...
Elbette. İyi günler dilerim