Advertisement Tracker

Osmanlı'da Halifelik ve Din Sömürüsü

Osmanlı'da Halifelik ve Din Sömürüsü
  • 3
    0
    1
    0
  •    Halifelik hakkında MEB’in hazırladığı müfredatta “Yavuz 1517’de halifeliği Memlükler’den, Osmanlı’ya geçirdi” diye yazar. Bazı tarihçiler bu tezi desteklerken bazıları Yavuz’un halifeliği tekrardan Mısır’a devrettiğini yazar. Benim kendi yaptığım çıkarım şu şekilde; Yavuz’un gerçekten de ilk halife olduğuna dair resmi bir evrak göremiyoruz. Bu yüzden daha ileri tarihe bırakılabilir. Benim kanaatimce, velev ki Yavuz halifeliği aldı, daha erken bir batış söz konusu olabilirdi Osmanlı’da. Yavuz öldükten 400-500 sene sonra Osmanlı yıkıldı. Dünya üzerindeki halifelik tarihine göre bu çok uzun bir süredir. Mesela “Cumhuriyet Dönemi” olarak tanımlanabilen 4 halife döneminde bile taht kavgası oluşmuştur. 4 halife döneminde bile taht kavgası oluyorsa bu halifelik diye tanımlanan sistem nasıl olacakta 400-500 sene dayanabilecek? Daha sonraki dönemleri ele aldığımızda ilk olarak 18. yy.’da ortaya çıkmıştır. Aynen öylece 3 Mart 1924’e kadar devam etmiş ve halifelik kaldırılmıştır.

       Bir önceki yazım da din sömürüsü hakkında ufak bir girizgâhta bulunmuştum. Şimdi burada dinin sömürülmesinin kökünü yazmayı makul gördüm. Halifeliğin ne olduğunu daha iyi anlamamız için minik bir özet geçeceğim.


       HALİFELİK

       “Peygamber’in elçisi” kavramını kendilerine sarf eden insanların oluşturduğu siyasal bir makamdır. İlk olarak 4 halife döneminde yaşandığı bilinir, bunlar Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali’dir. Hikayeleri pek iç açıcı değildir çünkü bu siyasal kurum için halifeler öldürülmüştür, kavga çıkmıştır. Din bunu emretmemiştir; peygamberin bir yardımcı yoktur ve olamaz. Olması gereken bütün Müslüman âleminin ona saygı ile bakıp sahip çıkmasıdır; siyasi amaçlarından mütevellit bir şahsı tahtta oturtmak değildir. Bugün Türkiye’de bu makamın yürümemesi her türlü yönden hayra alamettir. Çünkü savaş tarihine baktığımızda emperyalist güçlerin dini ve halifeyi nasıl kullandıklarını çok iyi biliyoruz. Merhum Uğur Mumcu şu şekilde özetlemiştir:

       “Mustafa Kemal’i laikliğe yönelten ana neden, Kurtuluş Savaşı sırasında dinin nasıl İngilizlerin, İngiliz işgal kuvvetlerinin elinde kullanıldığını görmekten kaynaklanır. Örneğin 1. Dünya Savaşı’nın sonunda Hazreti Muhammed’in torunu olduğunu ileri süren Mekke Şerifi Hüseyin, ki gayet iyi bilirler, İngiliz entelijans servisinin ajanıydı. Altınlar alırdı, oradan yönetilirdi. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, bu savaşlarda dinin nasıl emperyalist güçler tarafından kullanıldığını gördü ve o nedenle din duyguları ve dince kutsal kavramlar üzerindeki siyasal ve ticari amaçları ortadan kaldırmak istediler.”

       Halifeliğin kaldırılması “tam bağımsızlık” ateşinin yanmasını sağlamıştır. Hilafet makamının metodolojisi ve sosyolojisi Kemalizm’in ulus-devlet sosyolojisine terstir. “Ümmet” ve sosyolojik kuram olan “Asil Unsur, Kurucu Kültür” denklemi birbirlerine ters düşerler. Türkiye her ne kadar laikleştirilse de Turgut Özal döneminde başlayan “Yeni Osmanlı” akımı Kemalizm’in ulus-devlet projesi ile çelişe gelmiştir. Ümmetçi ve cemaatçi yapı için ayaklanma söz konusu olmuştur, direniş havası esen bir rüzgâr gibiydi. Bu apayrı ve sosyolojik bir kuram olduğundan fazla konuyu açmaya gerek yok. Cemaat konusunda ise bir topluluğun yerleşik hayattaki temel taşlarını atabilmesi için İbn Haldun’a göre cemaatçi bir yaklaşımdan uzak durulması gerekiyor. Bu ise “Ümmet” değil, “millet” unsurunu öne çıkarmaktadır. Bugün Türkiye’de olması gereken ne “ümmet”, ne de “cemaat” kuramıdır; olması gereken Kemalizm’in ulus- devlet projesidir.


       SONUÇ


        Az çok halifeliğin dinsel değil siyasal bir kurum olduğunu söyleyerekten bahsini geçirdim. Her ne kadar halifelik kaldırılsa da “ümmetçi” fikir cumhuriyet kurulduktan 50-60 sene sonra tekrardan düşünülmüştür. Halifeliğin satılmaya çalışılması siyasal makam olduğunun en belirgin kanıtıdır. Bu da hem din hem siyasi hem de duygu sömürüsünün örneğidir. Türkiye laiktir, laik kalacaktır!


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.