Marlon Brando’dan Robert De Niro’ya, Clint Eastwood’dan Jack Nicholson’a birçok ünlü film ve tiyatro yıldızı rollerine önemli eğitmenlerden dersler alarak hazırlanırdı. Hep beraber bu eğitmenlere ve ortaya attıkları tekniklere göz atalım.
Konstantin Stanislavski
Stanislavski Rus aktör ve Tiyatro yönetmenidir. Stanislavski, Method Oyunculuğu’nu yaratan kişi olarak bilinir. 1877 yılında amatör olarak oyunculuğa başlayan Stanislavski, 1898 yılında Moskova Sanat Topluluğunu kurdu ve Çehov yapıtlarını sahneye aktararak büyük ün kazandı. 1909 yılında kendi sistemini öğretmeye başladı. Aşağıda üzerinde duracağımız çoğu oyunculuk tekniğinin yaratıcıları Stanislavski’nin öğrencisidir. Bu teknikte özdeşleşme oyunculuğun merkezindedir ve oyuncunun canlandırdığı karakteri yaşaması gerektiği vurgulanır. Oyuncu, oynadığı karakteri, kendi kişiliğinin bir varyasyonu olarak ele almalıdır. Stanislavski’nin oyunculuk tekniği fiziksel yetkinlik, duygusal zekâ, dramatik analiz ve gözlemi içerir. Dolayısıyla oyuncunun sahne üzerinde duygularını, geçmişte yaşadığı bir olayı hatırlayarak uyarmasına dayalı bir tekniktir. Dogmalara son derece karşı olan Stanislavski, oyuncuların teknikleri bilmelerini fakat aynı zamanda kendi tarzlarını oluşturmalarını öğütlemiştir. Karakterle bütünleşip kendi duygularınızı ve deneyimlerinizi kullanmak bu teknik açısından son derecede önemlidir. Oyuncu kendisine sahnede çevremde olup bitenler gerçek olsaydı eğer, benim onlar karşısında ne gibi bir tavır alacağı sorusunu sormalıdır. Stella Adler, Sanford Meisner ve Lee Strasberg gibi sanatçılar bu teknikten esinlenip kendi tekniklerini ortaya çıkarmıştır.
Mihail Çehov
Rus asıllı, Amerikalı bir aktör olan Çehov Litvanya’da yer alan Kaunas Devlet Drama Tiyatrosu’nda çalışmıştır. Çehov, Stanislavski’nin sistemini 20. yy ABD’sine taşıyan isimdir. Çehov “psikofiziksel” tekniğiyle tanınır. Bu teknikte beden ve hareket son derece önemlidir. Fiziksel alıştırmalarla, beden hayal gücünü harekete geçiren bir araca dönüşür. Oyuncu karakterin içsel problemine odaklanır ve duyguyu hareketlerle yansıtır. Merkezde “ideal aktör” bulunmaktadır. İdeal aktör, iki ana özelliğe sahiptir. İlkinde beden vardır onu kullanır, ikincisinde ise düşünce, duygu ve güdüler vardır ki bunlar bedeni kullanmasını sağlar. Oyuncu, duygularını harekete geçirmek için, Stanislavski sisteminin aksine kendi kişisel geçmişine değil, imgelemine başvurmalıdır. Yine Stanislavski sisteminin aksine oyuncu, kendini oynadığı karakterin yerine koymamalı karaktere dışardan bakmalıdır. Çehov’un bu tekniğini Marilyn Monroe, Yul Bryner ve Clint Eastwood, Jack Nicholson, Anthony Hopkins, Ingrid Bergman gibi dünyaca ünlü oyuncular kullanmıştır.
Jacques Copeau
Fransız tiyatro yönetmeni, oyun yazarı, yapımcı ve aktör olan Copeau, 1879’da Paris’te doğdu. Paris’te kurduğu Théâtre du Vieux-Colombier ile ünlüdür. Copeau boş ve dekorsuz sahnelerde seyircinin dikkatini sahne yerine aktörün işine odaklayacak oyunlar sergiledi. Copeau tiyatroda ilerlemenin eski aktörlerin yeniden eğitilmesi ile değil yeni nesil gençlerin farklı bir yöntemlerle yetiştirilmesi ile sağlanacağına inanır. Bunun için 1920 yılında açtığı okulda 14-20 yaşları arasındaki öğrencilerine çeşitli çalışmalar yaptırmıştır. Dört senelik bir eğitimin programlandığı bu okulda anahtar ders, “Dramatik Dürtü” dersi olarak belirlenmişti ve bu ders için tek şart 3 yıldan önce oyuncu adaylarının hiç diyalog kullanmamalarıydı. Söz konusu çalışmalar ile genç oyuncu adaylarının, içlerindeki dramatik prensipleri keşfetmeye, entelektüel birikimlerinden uzak saflığa inanmaya ve doğal jestler geliştirmeye çalışmıştır.
Bertolt Brecht
Alman şair, tiyatro yazarı ve yönetmenidir. 20. yüzyıl Alman şiirinin ve tiyatrosunun en önemli isimleri arasında kabul edilir. 1949'da Doğu Berlin'de tiyatro topluluğu Berliner Ensemble'ı kurdu. Brecht, Marksist kişiliğinin de etkisiyle burjuva için işlediğine inandığı dramatik tiyatroya karşı çıkmış ve tiyatrosunda seyirciyi körü körüne eğlendirmekten çok seyircide bilinç hali yaratmayı hedeflemiştir. Brecht, doruğa ulaşan bir duygu boşalımı deneyiminin seyirciyi olaylara kayıtsız bıraktığını düşünmüştür. Bu yüzden sahne yapıtlarında seyircilerin oyun karakteriyle salt bir yaşantı birliği içerisinde kalmasını önlemeyi amaçlayan yabancılaştırma etkisi adını verdiği tekniği kullandı. Oyunlarında rasyonalizmi benimsedi bu sayede izleyicileri karakterlerden uzaklaştırarak toplumu ve kendilerini sorgulamalarını amaçladı. Yine bu amaç doğrultusunda oyunlarında, oyuncunun doğrudan izleyiciye hitap etmesi, sert ve parlak sahne aydınlatması kullanılması, aksiyonu kesmek için şarkıların kullanılması, açıklayıcı pankartlara başvurma, metnin üçüncü kişiye okutulması gibi teknikler kullandı. Brecht’in oyunculuk tekniği açısından geliştirdiği yöntem ise “Gestus” adını verdiği tekniktir. Bu teknikte oyuncunun metafizik, bilinçaltı veya diğer psikolojik boyutlarından ziyade karakterin sosyal ilişkilerini ve davranışının nedenselliğini görünür kılması gerektiği vurgulanır. Brecht’e göre her duygu bir dizi sosyal ilişki olarak kendini gösterir. Ernst Busch, Erwin Faber, Fritz Lang, Ruth Berlau gibi döneminin önemli kişilerini etkilemiştir.
Antonin Artaud
Fransız oyun yazarı, oyuncu, yönetmen ve şairdir. 1920’de Paris’e gelip ünlü yönetmenlerden Charles Dullin’in yanında öğrenim görmüştür. Çocukluğunda geçirdiği hastalıkların da etkisiyle ömrü boyunca psikolojik sorunlar yaşayan sanatçı bugünkü psikologlara göre şizofreni hastasıdır. Bu psikolojik sorunlarının izleri sanat hayatında da görülmektedir. Normları sarsıp sınırlarını değiştirmeyi amaç edinen avangart akımının tiyatro kuramcısıdır. Samuel Beckett, Sam Shepard gibi bir çok absürdist sinemacı ve tiyatrocunun esin kaynağı olmuştur. 1932 yılında “First Manifesto for a Theatre of Cruelty(Vahşet Tiyatrosunun Manifestosu)” adlı eserini yayınlamıştır. Vahşet Tiyatrosu, geleneksel Batı tiyatrosundan bir kopuş ve sanatçıların seyircilerin duygularına saldırdığı bir araç olarak görülebilir. Ancak buradaki vahşet ve tiyatro kelimeleri ilk anlamlarından uzak kullanılmıştır. Sanatçıya göre tiyatro yalnızca pasif bir seyirci önünde sahnelenen bir performans anlamına gelmez. Artaud’a göre tiyatro sinirlerimizi ve kalbimizi uyandıran, bize ilham veren ve bizi ruhani bir şekilde tedavi eden anlık bir şiddet eylemini deneyimlememizdir. Bu yüzden buradaki vahşet kelimesi de duygusal veya fiziksel bir şiddet eylemini ifade etmez. Artaud’un tanımı seyirciyi olumsuzluklarından kurtaran bir bilinçaltı çağrısı şeklinde özetlenebilir. Artaud’un oyunculuk teorisinde Brecht’in aksine duyguları açıkça kullanması için teşvik edildi. Yine Stanislavski’nin aksine oyunculuk performansında bireysel karakterlere vurgu yapılmaz. Oyuncular senaryolara değil doğaçlamalara yönlendirilmiştir. Oyunculara dans ve jestlerin kelimeler kadar önemli olduğu hatırlatılır. Sanatçının bu teorileri hiçbir zaman gelecek nesillerin kolayca yorumlayabileceği, erişilebilir bir biçimde gerçekleştirilmedi.
Lee Strasberg
Amerikalı yönetmen, oyuncu, yapımcı ve oyunculuk öğretmenidir. 1931'de "Amerika'nın ilk gerçek tiyatro topluluğu" olarak anılan Grup Tiyatrosu'nu kurdu. Strasberg burada Stella Adler ve Sanford Meisner’in de katkılarıyla esasen Stanislavski’nin sistemi üzerine inşa edilen ve aşağıda detaylı bahsedeceğim “Metot Oyunculuğu” tekniği geliştirdi. 1951'de, "ülkenin en prestijli oyunculuk okulu" olarak kabul edilen Actors Studio'nun yöneticisi oldu. Actors Studio’da birincil öneme sahip olan alan, doğaçlama ve duygusal hafızaydı. Strasberg, bir aktörün bir role hazırlanırken yalnızca oyundaki karakterin hayatını değil, aynı zamanda karakterin perde açılmadan önceki hayatını da araştırmasını ister. Strasberg “Oyuncu, hayatta bir şeyleri oldukça kolay bir şekilde yapabilmesine rağmen, aynı şeyi hayali koşullar altında sahnede yapmak zorunda kaldığında, bir insan olarak sadece hayatı taklit ederek oynayacak donanıma sahip olmadığı için zorluk yaşamaktadır. Bir şekilde inanmalı. Sahnede her şeyi tam anlamıyla yapabilmek için yaptığı şeyin doğruluğuna bir şekilde kendini inandırabilmelidir.” der. Tam da bu noktada “Metot Oyunculuğu” devreye girer. Metot Oyunculuğu tekniğinde oyuncular, karakterlerinin deneyimlerine daha yakın hale getirmek için kendi yaşamlarından edindikleri duygusal deneyimlerden yararlanırlar. Bu duygusal deneyimlere ise Coşku belleği(duygu belleği) denir. Oyuncu kendisinde duygusal etkiler yaratan deneyimlerini hatırlamaya çalışır ve bu şekilde role girer. Strasberg, oyuncunun sahnede rolü yaşayabilmesini bu coşku belleğini etkili olarak kullanabilmesine ve onu kontrol edebilmesine bağlanmıştır. Bu metodun bazı oyuncuların eylemleri ile gerçek duyguları arasında uyumsuzluk yaratan duygusal yorgunluğa yol açtığı söylense de oyuncularda daha güçlü bir duygusal düzenlemeye yeteneği geliştirdiği de öne sürülmektedir. Bu yöntemle eğitilen çocukların kendi duygularını ve başkalarının duygularını daha iyi anlayabileceklerinin yanı sıra aktörlerin hafıza becerilerinin arttığı bulunmuştur. Paul Newman, Al Pacino, Dustin Hoffman, Marilyn Monroe, Jane Fonda, Mickey Rourke gibi en tanınmış isimlerden oluşan bir grup oyuncu Strasberg‘ün öğrencisidir.
Sanford Meisner
Amerikalı bir aktör ve oyunculuk öğretmenidir. Küçük yaştayken kardeşini tüberkülozdan kaybeden sanatçının kardeşinin ölümüyle ilgili olarak ebeveynlerinin onu suçladığı duygusuyla baş edemediği için içine kapanık bir gençlik geçirdi. Bu dönemlerde piyano eğitimi aldıysa da babasının işleri dolayısıyla bunu bırakmak zorunda kaldı, uzun iş saatleri boyunca müzik okulunda öğrendiği tüm klasik piyano parçalarını zihninde yeniden canlandırmaya başladı. Bu sayede ilerleyen dönemlerde sahnede keskin bir ses duyusu geliştirdi. Lise eğitiminden sonra oyunculuk kariyerine başladı ve Theatre Guild of Acting'de okumak için burs kazandı. Burada Lee Strasberg’le arkadaş oldu. 1931’de Strasberg’le Grup Tiyatrosu’nu kurdu. Grup Tiyatrosu’nun dağılmasından sonra kendi oyunculuk tekniği olan Meisner Tekniği’ni geliştirmeye odaklandı. Meisner tekniğinde, kişinin karakterle ilgili içsel düşünceleri veya hislerinin aksine diğer aktöre daha fazla odaklanılır. Bu teknikte öğrenciler doğaçlamanın kendiliğindenliğini ve kişisel tepkilerini zenginleştirme becerisini geliştirmek için aşamalı olarak karmaşık alıştırmalar üzerinde çalışırlar. Yine bu tekniğin “tekrar egzersizi” adı verilen alıştırmalarının birinde iki oyuncu karşılıklı oturur ve tekrarlanan bir cümle ile birbirlerine cevap verir. Başlangıçta, ifade, "Kırmızı bir gömlek giyiyorsun" gibi harici bir fiziksel özelliği ifade eder. Alıştırma ilerledikçe, daha çok birbirlerinin davranışlarıyla ilgili hale gelir ve "Şu anda benden mutsuz görünüyorsun" gibi o anda aralarında neler olup bittiğini yansıtan ifadelere dönüşür. Bu cümlelerin tekrarlandıkça söyleniş biçimi, her oyuncunun diğerine karşı sergilediği davranışa karşılık gelecek şekilde anlam, ton ve yoğunluk olarak değişir. Bu egzersiz sayesinde oyuncu ne söyleyip ne yapacağını düşünmeyi bırakır ve hem fiziksel hem de sesli olarak daha özgür ve kendiliğinden tepki verir. Meisner eğitimi almış olan ünlüler arasında James Gandolfini, Jack Nicholson, Anthony Hopkins, Diane Keaton, Grace Kelly ve Tom Cruise gibi isimler vardır.
Stella Adler
Amerikalı kadın oyuncu ve ülkesinin en önde gelen oyunculuk öğretmenlerinden biridir. Oyunculuk kariyerine henüz dört yaşında başlayan Stella Adler 1931'de Grup Tiyatrosu’na katıldı. Burada Strasberg ve Meisner’le tanıştı. 1949'da Stella Adler Oyunculuk Stüdyosu’nu kurdu. 1934'te Adler, Paris'e gitti ve Stanislavski ile beş hafta yoğun bir şekilde çalıştı. Stella Adler, oyunculuk sanatında Konstantin Stanislavski'den ders alan tek Amerikalı oyuncudur. Paris’ten döndükten sonra, yöntem oyunculuğunun temel yönleri konusunda Strasberg'den ayrıldı. Strasberg’in Metot Oyunculuğu hakkında “"Bir rolü yaratmak için yaşadığım duygulardan yola çıkmak - örneğin annem öldüğünde - hastalıklı ve şizofrence. Oyunculuk buysa, yapmak istemiyorum.” demiştir. Adler'in tekniği, bir oyuncunun bir karakterin dünyasını hayal etme yeteneği üzerine kuruludur. Adler, oyuncularına günlük hayatın dokularını, estetiğini ve seslerini gözlemlemeyi öğütleyerek sahnede ayrıntılı ve gerçekçi zihinsel imgeler yaratmalarını amaçladı. Adler'e ayrıca oyuncularından performanslarını sınırlayabilecek kısık bir sesten sağlıksız bir sırta kadar her türlü zayıf noktalarını güçlendirmelerini istemiştir. Yine bu teknikte oyuncuların, karakterin doğasını belirleyen temel unsurlar öğrenme adına metni analiz etmeleri önemini vurgulamıştır. Örneğin, bir karakter ata binmekten bahsediyorsa, aktörün ata binme hakkında bir şeyler bilmesi gerekir, aksi takdirde numara yapılmış olur. Adler ayrıca tarih öğrenimini önemsemiş ve bir oyuncunun birçok zaman dilimine, dile, modaya ve coğrafi konuma hâkim olması gerektiğini söylemiştir. Stella Adler’in öğrencileri arasında Robert De Niro, Elaine Stritch ve Marlon Brando ve Mark Ruffalo vardır.
Uta Hagen
Alman-Amerikalı aktris ve tiyatrocudur. Kim Korkar Hain Kurttan’ın Broadway’deki gösteriminde oynamasıyla bilinen Uta Hagen, Amerikan tiyatrosunun altın çağında en ikonik rollerden bazılarında oynadı. 1947'de bugün hala tekniklerinin öğretildiği oyunculuk stüdyosu Herbert Berghof Studio'da öğretmenlik yapmaya başladı. Hagen'in tekniği oyuncunun yaşamış olduğu deneyiminden elde edilen hareketlerin veya duyguların eldeki sahneyle kesiştiği anları belirlemeye odaklanır. Hagen'e göre oyuncunun görevi, oyuncuyla karakter arasındaki ilişkiyi kendi deneyimleri ve bakış açısına göre bulmaktır. Yine bu teknikte bir oyuncunun sahne ortamında bulunabilecek nesnelerle etkileşime girerek sahnede ne yapacağını ve nasıl davranacağını bilmesi gerektiği öğretildi. Buna bağlı olarak da mekânın dekorlarını, kostümlerini ve hatta mimari özelliklerini tam olarak kullanmaları gerektiği vurgulandı. Ayrıca Hagen, bir oyuncunun hayatına dayanan iki dakikalık bir rolün en az bir saatlik prova gerektirdiğine inanıyordu. Hagen bir karakter yaratma yolunda sorulması gereken 6 soru olduğunu söylemiştir. Bu sorular ben kimim, hangi koşullardayım, kimlerle nasıl bir ilişki içerisindeyim, ne istiyorum, beni engelleyen şeyler nelerdir ve son olarak istediğimi elde etmek için ne yapmalıyım şeklindedir. Hagen Al Pacino, Robert DeNiro, Liza Minelli ve Whoopi Goldberg gibi oyuncuları eğitmiştir.
Viola Spolin
Amerikalı bir tiyatro akademisyeni, eğitimci ve oyunculuk koçudur. 1946'da Spolin, Young Actors Company adında çocuklar için bir tiyatro topluluğu kurdu. Burada, geliştirdiği Tiyatro Oyunları Sistemi ile altı yaş ve üstü çocuklar tiyatro eğitimi almaktaydı. “Herkes rol yapabilir. Herkes doğaçlama yapabilir. İsteyen herkes tiyatroda oynayabilir ve 'sahneye uygun' olmayı öğrenebilir” diyen Spolin herkesin yaratıcı şekilde kendini ifade edebileceğine inanmıştır. Spolin’in Tiyatro Oyunları Sistemi birçok özel doğaçlamaya dayalı egzersizi kapsar. Bu egzersizler oyuncuların kendilerini şimdiki anda hissetmelerini sağlamak ve sahnedeyken doğal aksiyon ve karakter gelişimi yaratmalarını sağlamayı amaçlar. Tüm bu egzersizler, oyuncuların dikkatlerini vermeleri gereken bir konsantrasyon noktası içerir. Oyuncuların düşünmeden veya şüphe duymadan hızlı bir şekilde harekete geçmesi istenir ve bunun doğallık yaratması amaçlanır. Örneğin bu sistemdeki ayna egzersizinde oyuncuların sahnede kendilerinden çok partnerlerine odaklanmalarını teşvik etmek adına iki kişi yüz yüze durur ve kendilerini eşlerinin aynadaki yansıması yapmaya çalışırlar. Biri harekete önderlik ederken diğeri onu takip eder. Yine başka bir egzersizde ekipten oda dışına çıkan bir kişinin, içerde herkesin bir kişiye bakarak yaptığı hareketleri başlatan kişiyi bulması istenir. Bu egzersizde de grup içerisinde uyumun artırılması amaçlanır. Bob Odenkirk, Harold Ramis, Alan Arkin, Dan Aykroyd, Fred Willard gibi isimler Spolin’in ekolünden gelmektedir.
Yazımı bitirmeden önce "sinema varken tiyatro artık geri kalmış bir sanattır" düşüncemi yıkmamı sağlayan Erzincan Sahne Tiyatrosu'ndan hocam Anıl Samancı'ya sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Okuduğunuz için teşekkürler :)
Kaynakça:
https://en.wikipedia.org/wiki/Viola_Spolin#Birth_of_American_improv
https://www.backstage.com/magazine/article/what-is-viola-spolin-technique-theater-games-74829/#
https://www.backstage.com/magazine/article/the-definitive-guide-to-uta-hagens-acting-technique-68922/#:~:text=Hagen's%20acting%20techniques%20encourage%20actors,specificity%2C%20authenticity%2C%20and%20preparation.
https://www.backstage.com/magazine/article/the-definitive-guide-to-the-stella-adler-acting-technique-66369/#:~:text=Adler's%20technique%20is%20founded%20on,order%20to%20create%20compelling%20performances.
https://en.wikipedia.org/wiki/Method_acting
https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11421/6844/382245.pdf?sequence=1&isAllowed=y#:~:text=Stanislavski'nin%20Sistem%20Oyunculu%C4%9Fu'ndan,de%20Metot%20Oyunculu%C4%9Fu%20ad%C4%B1n%C4%B1%20vermi%C5%9Ftir.
https://thedramateacher.com/theatre-of-cruelty-conventions/
https://en.wikipedia.org/wiki/Theatre_of_Cruelty
https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/63578/20676.pdf?sequence=1&isAllowed=y#:~:text=Chekhov'a%20g%C3%B6re%2C%20duygular%C4%B1%20i%C3%A7ten,guya%20ve%20fiziksel%20ifadeye%20y%C3%B6neltir.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/172489
https://en.wikipedia.org/wiki/Lee_Strasberg#Teaching_methods_and_philosophy
Yorum Bırakın