Ateş böceklerinin mezarı animesi, savaşın insanlar üzerindeki etkisinin gözle görülür boyutlarına dem vurmakta. Her insanın ortak noktalarda kendinden bir şeyler bulabilmesi ve bu durum karşısında içten içe suçluluk duymaması elde değil. Öncelikle savaşlar olmuş, oluyor ve olacak. Bunun önüne geçilebileceğini düşünmüyorum, en azından bu evrende.

Fakat savaşın geride bıraktıklarını bu anime vasıtasıyla bir kere daha düşününce insan neden bu yolla bir savaş olmak zorunda diye isyan etmeden edemiyor. 

Öncelikle animede gösterilen kısım Amerika ile savaşta olan Japonya'nın o anki durumu.

Savaşın insan üzerindeki etkisine zaten değinmemize gerek yok. Bu hakikaten oldukça yıkıcı ve çağdışı bir etki. İnsanların açlıkla, umutsuzlukla, korkuyla, kayıplarıyla ve bu devamlılıkla yaşadıklarını hayal dahi etmeye tahammül edemiyoruz belki fakat bunlar tarihin her döneminde yaşanmış gerçekler.

Bu animeye gelecek olursak, o kadar üzücü ve o kadar etkileyici bir film ki, empati yaparak izlediğinizde, ki bence empati yapılabilmesi için oluşturulduğu aşikar, gerçekten üzerinizde büyük bir etki bırakıyor.

Savaş döneminde yaşayan, Seita ve kız kardeşi Setsuko'nun içersinde bulundukları çaresizliği konu alıyor. Bu anime karşıma çıktığında oppenheimer'ı izlemiş ve sonrasında Japonya'nın durumunu düşünmeye başlamıştım. Tam da bu nedenle daha bir dikkatle ve hevesle izleme şansı yakaladım. 

Bence herkesin bu animeye ayıracak vakti vardır, olmalıdır, diyerekten cümlelerimi noktalıyorum. Şimdiden izleyecek herkese iyi seyirler dilerim.