Hayatın hangi noktasından bakıyoruz dünyaya; kaygılı mı , karmaşık mı, sığ mı , güçsüz mü ya da umursamaz mı tam olarak neredeyiz ? Zannedersem bu modernizmin alıp başını gittiği çağda olumsuz ve yetersiz hissettiğimiz fazlasıyla aşikar. Suratlarda kaybolan mimikler , caddelerde , sokaklarda geçip giderken denk geldiğimiz binlerce aynı surat peki durum neden bu noktaya geldi ki?
Her şey bu kadar muntazam ilerlerken işlerimizi kolaylaştıran yığınla şeylere sahipken , bir tuşla kendimizi dünyanın öbür ucunda bulurken, yaşadığımız her alanda iş gücümüzü minimum düzeye getirirken , zaman kavramından son damlasına kadar yararlanırken bizi mutsuz kılan hissizleştiren tam olarak ne ve neden bir çözüme kavuşturamıyoruz bu durumu.
Herkesin konu hakkında illa ki iki çift laf edecek şeyi vardır. Bu sebeple naçizane fikrimi beyan etmekte herhangi bir sakınca görmeyerekten başlıyorum; zamane insanlarından biri olarak konuyu ele almaya başlıyorum ; yaşadığım süre zarfında kendimde ve çevremde gözlemlediklerimin ışığında bu olumsuzlukların daha ziyade mutsuzlukların, bitikliğin temelinde beklenti ve sahip olduğumuzun dahasına sahip olma arzusu bizleri kemiren davranışlardan ikisi.
Beklentilerimiz davranışlarımızı neden ve nasıl etkileyebilir ?
Yüksek beklentiler elbette kişilerin performanslarında yükselişe neden olabilmektedir. Kişiler beklentileri karşılayamasa dahi yapabileceğinin en iyisini yapmaya güdülenmektedir. Olumsuz beklentilerde ise kişinin moral ve motivasyonunu düşürdüğünden bireyde başarısızlığa mahal verebilmektedir.
Beklentilerimizin ütopik durumda oluşu hayalkırıklığına uğratması büyük bir ihtimaldir. Aslında işin kilit noktası tam olarak burası bizleri yıkan üzen şeylerin beklentilerimizin değilde beklentilerimizin son derece uç olması ağır tahribatlar meydana getirmekte. Bununla başa çıkmanın çok farklı yolları var tabi . Ancak bu durumun kişiden kişiye değişkenlik göstermesi bireysel çözüm yollarına ittmekte .
Olayı şahsi olarak değerlendirmek gerekirse ,tamam kabul fazla klişe olacak ama sıfır beklenti rahat kafa düsturuna inanlardanım. Beklentiler gerçekleşmediği takdirde son derece üzücü sonuçlara yol açabiliyor tatminsizlik, başarısızlık hissi, öz saygının yitirilmesi bunlara örnek niteliğindedir. Beklentilerimizi sıfıra indirgeyemesekte beklentilerimizi minimize edebilmemizinde çok ciddi artılarını göreceğiz.
İşe potansiyelimizin farkında olmaktan başlayabiliriz ,kendimizi olduğumuz gibi kabul görüp kendimize , kişiliğimize , hayatımıza çok yüklenmeden olabilecekler penceresinden hayata bakmaya çalışarak. Sırtımıza ve hayatımıza yük bindirmeden ruh sağlığımızdan da ödün vermeden beklenti içerisinde olmak hepimize çok iyi gelecektir.
Kahveler soğumasın , Sevgiler 🍓
Yorum Bırakın