Aşk, gurur, önyargı..

Ne garip güçlü bir duygu oluyor bir araya geldiklerinde öyle değil mi ?

Sevgili Jane Austen'in oluşturmuş olduğu kurgusundan, karakterlerine kadar harika bir olay örgüsü mevcut kitabımızda. Tam da bu yüzden karakterleri hem çok benimseyip hem çok kızmamız kaçınılmaz oluyor.

Sevgili Bennet'lerin evlilik çağına gelmiş birbirinden bağımsız özelliklere sahip kızları olan Elizabeth, Jane, Lydia, Marry ve Kitty.

Elbette tüm kardeşler başrol olmasa da birçok özelliklerine hakim oluyoruz okurken. Fakat yine de olayları Elizabeth'in çevresinden takip ediyoruz.

Kitabı okurken, döneme dair, insanların kadınlara olan bakış açılarına dair birçok konuda bilgi sahibi oluyoruz. Nedense aklıma Dostoyevski'nin budala kitabında geçen ''bu çağ sıradan insanın en polüler zamanı'' cümlesi geldi okurken.

Bu kanıya varmamın en büyük nedenlerinden biri de en çok kitap okuyan kızımız sıradan muamele görürken, evlenmeye düşkün zengin koca arayışında olan kızların daha değerli olması oldu. 

Güçlü duruşuyla herkesi kendisine hayran bırakan Elizabeth'in yanı sıra, Darcy karakterine de bir parantez açmak isterim. Gerek sakinliği ve olaylardaki tepkileriyle, gerek bakış açılarıyla bambaşka bir kişilğe sahip. Elizabeth'le olmalarını istememek de elde değil zaten biz okuyucuları için. 

Kitabı bitirdikten hemen sonra, filmine de baktım. Birebir aynı diyebilirim fakat elbette ki önceliğimiz her zaman kitaplar olmalı. Bambaşka bir tadı var. O yüzden hala okumamış olan herkese tavsiye ediyorum