yorgunluk

yorgunluk
  • 1
    0
    0
    0
  • İnsan yapısındaki çelişkiler, onun ne ölüme ne de sonsuzluğa bir türlü dayanamadığını gösteriyor. Tam da bu yüzden ölmek isterken yaşayıp, yaşarken ölmeyi temenni ediyor insan. Sokağın orta yerinde durup sigara yakarak izlerseniz, göreceksiniz ki çevrenizdeki insanlar başınıza gelenlerden bir haber, aceleyle bir takım meşguliyetlerine koşturuyorlar. Sizden ve hislerinizden bihaber gerçekleşen tüm eylemler sizi biraz daha uzaklaştırıyor yaşamdan. 

    Çürüyoruz her geçen gün. İçten dışa doğru gerçekleşen bu çürümenin mentalden fiziğe geçen bir yanı var. Yorgunluğunda öyle. Mental yorgunluklar bir süre sonra fiziksele dönüyor. Ayakların yürüyemez adım atamaz hale geliyor. Bakışlarında etrafı kavrayacak güç, heves, sevinç kalmıyor. Çok konuşuyor kendiyle insan bu süreçlerde, ne yapsın ? Başkalarının sohbetinden hoşlanmaz oluyor haliyle. 

    Herkesin bu dünyada bir düzeni var, bir ben miydim garip olan, bir ben miydim sığmayan, bir ben miydim sevgisini doyasıya yaşayamayacak kadar 80'lerde kalan.

    Oysa hep gülebilirdik. Hayat bir oyun değil miydi ? En iyi şekilde üstesinden gelebilirdik bazı şeylerin. Çok sevince çok sevilebilirdik. Madem zor, gelseydin bana, durum vaziyetlerini anlatsaydın, hep beraber bir çare bulsaydık. Kötü insanlar değiliz ya, halden anlardık. Birbirimizin dilini bilirdik. 

    İnsan giydiği karaları bir daha çıkaramayacak hale de geliyor. İnsanlar insanlara bu kötülüğü de yapıyor. Ağır kayıplara uğruyoruz, en yakın arkadaşlarımızdan oluyoruz. 

    Hayatımda ilk defa başka insanlar gibi olmanın özlemini duydum. Sevilmediği yerde durmayan, sevilmediğinde sevmemeyi başaran insanlar gibi. Bilmediğim bir içkinin susuzluğu gibi bir duygu bu. Her şeyi de anlatamazsın ki, bazı şeylerin anlatılınca değeri kalmaz. 

    İnsan öyle raddeye geliyor ki, hayatının sonuna kadar oturduğu yerden kalkmayarak, beni anlayacak insan oturduğum yerden de anlar hissine kapılıyor. Oturacağım ve bekleyeceğim. 

    Çok beklemiştim. Anlamadı. Hayatımın başını zaten kaçırmıştım, ortasını kaçıracak zamanım yoktu. Bildiğim tüm şiirleri söylemem lazımdı. Okuduğum kitapları unutmadan anlatmam lazımdı. Artık bu dünyayı beğenmiyorum. Bu dünyaya ikinci gelişimde bambaşka birisi olarak gelmeyi başaracağım. Bu kadar ince olmayacağım, çabuk kırıyorlar. İngilizler bile bu kadar inceliği düşünemez, şaşırır kalırlar. 

    Gözlerinin ışığı parlaklığını kaybediyor, gözlerinde göremiyorum kendimi artık. Bu yüzden bile alacağın olsun.

    İnsanların anlamayacaklarını bilsem de sevilmek ve özlenmek istiyordum. Aslında bütün gürültümün çocukça olduğunu, sevgiden ve ilgiden geldiğini anlamalarını istiyordum.

    İnsan sonu geldiği zaman iyileşiyor. İyileşeceğiz.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.