Banality of Evil - Kötülüğün Sıradanlaşması

Banality of Evil - Kötülüğün Sıradanlaşması
  • 6
    0
    0
    0
  • İyi ve kötü skalanın zıt iki ucunda olan konseptlerdir, ‘’Normal’’ bir birey bu ikisinin arasındaki ayrımı bilir ve eylemlerinin bu skalada hangi noktada da yer aldığının farkındadır. Peki neredeyse yapılması düşünülemeyecek bir eylem inanılmaz derecede sıradanlaşıp bu skalanın dışına çıkabilir mi? Yukarıda da bellittiğimiz gibi normal bir birey hem cinayet işleyip hem de bunun kötü bir eylem olmadığı kanısına varabilir mi? 
     
    Hannah Arendt “Eichmann in Jerusalem” kitabında tam olarak bundan bahsediyor. Adolf Eichmann Nazi Almanyasında SS Yarbay’ı olarak görev almış bir askerdi ve bir gün kuduste yakalnıp mahkemeye alındı. Bu sayade Eichmann ile konuşma fırsatı edinen Arendt, çok farklı bir karakterler tanıştı. Eichmann hiç de beklenildiği gibi biri değildi, öfke dolu değil, kurallara uyan bir vatandaştı ve bir aile babasıydı bunların yanı sıra en ilginci belkide sayılamacak kadar yahudinin ölümünden sorumlu olan Eichmann yahudilere karşı bir problemi veya bir nefret duygusu yoktu. Yaptığı işlerin çarpıklığından tamamen habersizdi. Kendisinin düşünmesine engel olacak herhangi bir psikolojik rahatsızlığı da bulunmuyordu. Arendt’ın dediğine göre kendisi Şeytani biri değil sadece sığ biriydi. Bürokrasiye olan bağlılığı Eichmann’ı okadar kör etmişti ki, masum insanların ölümünden herhangi bir üzüntü duymuyordu. Eichmann için yaptığı eylem iyi veya kötü değildi sadece işiydi, sorumluluklarını yerine getiriyordu. Devam eden bu kötülük o kadar banal bir hal almıştı ki insanlar artık yapılan bu katliamı kötü bir şey olarak bile görmüyordu, günlük bir rutin halini almıştı. Peki bu rutin neden oluşmuştu, Kurulu olan bu bürokratik düzen yapmak istediği aslında başarı ile gerçekleşmişti, katliamın kendisi bile iyi ve kötü skalasından çıkmıştı. Ve yaratılan bu düzene Arendt “Radical Evil” ismini verdi. Yapılan eylemler şeytaniydi ama yapan kişi tamamıyla banal ve sıkıcıydı. Eichmann’e uygulanan Szondi testi (6 gruba bölünmüş 48 fotoğraftan oluşan ve kişilerin psikolojik durumunu ölçen bir test) Léopold Szondi’nin kendisine gönderiliyor ve Szondi Eizhmann’ın en tehlikeli insan olduğunu söylüyor. Kötülüğü Milton ve Goethe’de şeytani olarak görürüz ancak Gerçek bir kişi olan Eichmann’ın işlediği kötülüklerin kötülüğünden habersiz ve gün içinde normal bir birey gibi çalışabiliyor, hatta çalıştığı bu düzen içinde yaptığı bu eylemlerin Alturistic yani Diğerkamlık içerdiği düşünülüyor. 
     
    Peki bu düzen günümüz dünyasında devam ediyor mu, hayatımızda artık bize normal gelen bu denli kötülükler var mı? Banal kötülüğe bir diğer bakışta, Modern kötülük olabilir yani ekonomi veya diğer şeyler adına yapılan yıkımlar ve tahribatlar, insanların veya diğer canlıların yuvalarından edilmesi politik gereklilik adına meşrulaştırılıp banal bir hale gelmedi mi, Yani Arendt’ın da dediği bu “Radical Evil” hala devam ediyor sadece okadar normalleşti ki farketmiyoruz bile. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.