Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu

 Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Saygıdeğer Atam;

Sözlerime Türkiye Cumhuriyetine mensup bir kadın, kendini geliştirmeye çabalayan bir öğretmen, bir psikolojik danışman ve izinde her daim yürümeye gayret eden, bıraktığın cumhuriyete layık olmaya çalışan, hitap ettiğin gençliğin bir ferdi olarak başlamak istiyorum.

Bugün “Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediğin günün öncesi. Cumhuriyetin ilan edilişinin 100. Yılına sadece 1 gün kaldı. Fakat bugünlerde coşkuyla sevinçle gururla dolu olmamız gerekirken, bir milletin 100. Yıl cumhuriyetinin heyecanının yediden yetmişe herkesi sarmış olması gerekirken üzücüdür ki koca bir milletin üzerinde ölü toprağı varmışçasına iğreti bir durgunluk hakim. Ve bu fikrimce fazlasıyla utanç verici koca bir ulus adına.

Geriye dönüp baktığımda hiçbir şeyin senin hayal ettiğin gibi olmadığını üzüntüyle belirtmek isterim. Sözlerime bir kadın olarak başlamıştım. 

“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

Dediğin Türk kadını yıllardır yerlerde de sürükleniyor omuzlar üzerinde göklere de yükseliyor fakat bu yükseliş Tabutlar içinde bir yükseliş.. Türk kadını artık her gün camdan düşüyor tesadüfidir ki..Hiç hayal ettiğin gibi olmadı Atam. 

Bütün ümidinin bağlı olduğu gençlik ölüyor, öldürülüyor Atam. Gittiği bir devletin yurdunda ihmalden ölüyor, gittiği üniversitenin yemekhanesinde kendini asıyor, maddi yetersizlikler ve bunalım sebebiyle intihar eden, uyruğu belli olmayan herhangi biri tarafından karanlık bir sokakta öldürülebiliyor Türk genci. Çok acı ki Türk gençliğinin fikrimce çoğunluğu ümidini ve dirayetini kaybetmiş durumda. Bu ümit ve dirayet kaybettirildi, bastırıldı, köreltildi.

“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.” dediğin hekimlere bugün giderlerse gitsinler deniyor. Hekimler ya hastanede saldırıya uğrayıp ölüyor ya da gitmek durumunda kalıyor. Söz konusu hekimler değildir sadece.. Ülkemin pırıl pırıl eğitimli zeki beyinleri artık hak ettiği değeri gördükleri yerlere gidiyorlar.. Bıraktıkları boşlukları da kevgire dönmüş sınırlardan akın akın gelen Ortadoğu’nun, eğitimi bırak insanlıktan bile nasibini almamış kafa kesmeyi cihad zanneden kadının çarşaflısına bile taciz tecavüz eden kendi cinsine dahi hâllenen yaratıklar dolduruyor. Türk’ün demografisi kimliği bile isteye bastırılıyor azınlık haline getiriliyor. Geride bıraktığın cumhuriyet üzücüdür ki adeta bir mülteci kampına dönüştürülüyor.

Utanç verici durumlardan bir diğeri de adını verdiğin partinin asla ve kat’a sana yaraşır bir biçimde halkı temsil etmediği, eleştirdikleri iktidardan daha koltuk sevdalısı olmaları ve kurduğun partiyi adeta içi boş, sadece adından ibaret bir oluşuma dönüştürmeleridir. Koca bir milletin ümidini artık son demde onlara bağladıkları fakat bunun onların nezdinde bir önemi dahi olmadığına yakın zamanda şahit olduk. Ümitsizliğimizin birazı bence buradan kaynaklıdır. Geride bıraktığın her şey zaten yıkılıp yok edilmeye çalışılırken seni temsil edip emanetine sahip çıkması gerekenler de çıkarları peşinde koşup ihanet içindedirler.

Söylenecek çok şey var Atam. Ama her şeyin özetidir ki hiçbir şey ne senin hayal ettiğin gibi ne de bizim hayal ettiğimiz gibi olmadı. Türkiye Cumhuriyetine inanmış bir avuç insan kalmışız gibi hissediyorum keşke farklı şekillerde yaşayabilseydik bu günleri.. 

Her şeye rağmen eğer halâ bunları da dile getirebiliyorsak bunu da sana borçluyuz Atam. Halâ yolundan giden izini kaybetmeyen bir gençliğin olduğunu da belirtmek isterim. Halâ kabrin her gidişimde akın akın insan dolu oluyor. Her şeye rağmen Türk milletinin senin değerini bilen gençliği ve milleti daim olacaktır diye ümit ediyorum. 

BİZLERE ARMAĞAN ETTİĞİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 100. YILI KUTLU OLSUN ATAM!

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BİR ÖNDER OLMANIN HARİCİNDE BİR FİKİRDİR VE BUNU İDRAK EDEBİLEN HER FERDİN ÜMİDİ VE MÜCADELESİ DEVAM EDECEKTİR. 

ATA’YA SAYGI RAHMET VE MİNNETLE!