AC/DC Angus ve Malcolm Young kardeşler tarafından 1973 yılında Sydney’de kurulan bir rock grubudur. Dinleyiciler onları “hard rock”, “heavy metal” türünün öncüleri olarak görse de onlar kendi müziklerini “rock and roll” olarak tanımlamaktadır. Dave Evans solistliğinde ilk teklileri olan “Can I Sit Next You Girl” şarkısını kaydedebildiler. Daha sonradan gruba katılan solist, Bon Scott grubun yükselişini sağlayacaktı. Bon Scott ile grup tam 5 albüm yayımladı. Bunlardan “Highway to Hell” albümü grubun uluslararası üne kavuşmasını sağladı. 1980 yılında Bon Scott’ın alkol zehirlemesi yüzünden ölümüyle birlikte grup dağılma aşamasına geldi. Ancak dağılmayan grup Bon’un anısına “Back in Black” albümünü çıkardı ve ününe ün kattı.
Soldan sağa; Malcolm Young, Bon Scott, Angus Young, Cliff Williams, Phil Rudd
Back in Black, grubun 6. stüdyo albümüdür. 1980 yılında çıkan albüm, grubun en çok satan albümüdür. Dünyada en çok satan albümler arasında 49 milyon ile 3. sıradadır. Albüm, grubun 6 senedir solisti olan Bon Scott’ın ölümüne ithafen yapılmıştır. Bon Scott’ın ölümünden sonra grup dağılmayı düşünse de sonradan ayrılmamaya karar verdiler. Gruba solist olarak katılan Brian Johnson’ın vokalleri Bon Scott’a göre daha sert, kalın ve agresifti; ancak buna rağmen gruba farklı sound kattı. Grup, Bon Scott’ın ölümüyle sona doğru sürüklenecekken, Back in Black albümü sayesinde tekrardan ayağa kalkarak sıfırdan bir başlangıç yaptılar. Albümün sözleri biraz karanlık, biraz ölümle alakalı, biraz şehvetli olması albümü daha da başarılı yapıyor. Albümün söz yazarları eski albümlerde olduğu gibi Angus Young, Malcolm Young kardeşlere ek olarak Brian Johnson’dır. Albümün prodüktörü ise Highway to Hell’inde prodüktörlüğünü yapan Robert Lung’dur. Parçalara sırayla bakacak olursak;
1) Hells Bells
Albümün ilk parçasıdır. Türkçe karşılığı “cehennem çanları” dır. Parça eski solistleri olan Bon Scott’ın ölümünü anmak için yazılmıştır. Parçanın girişindeki çalan çan Bon Scott’ın cenazesindeymiş gibi bir hava vermektedir. 900 kilo, bronz olan çan John Taylor Bellfounders tarafından üretilip Tony Platt tarafından kaydedilmiştir. Grubun en iyi şarkılarından biri olarak gösterilir.
2) Shoot to Thrill
Albümün ikinci parçasıdır. Parçanın tonu cinsel ve şehvetlidir. Solist, parçada cinsel organını silahla metaforlaştırıyor.
3) What Do You Do for Money Honey
Albümün üç parçası olan şarkı, gizemli, güzel olan belki de hayat kadını olan bir kadının nasıl para kazandığını anlatmaktadır. Nakarat kısmında şarkıcı, kadının para avcısı veya fahişe olmadığından emin olmaya çalışıyor.
4) Givin’ the Dog a Bone
Dördüncü parça son iki parça gibi cinsel ağırlıklıdır. Şarkıcı, köpeğe kemik verme metaforu ile bir kadının oral seksi ele almasını anlatıyor. Zekice.
“She take you down easy, going down to her knees”
5) Let Me Put My Love Into You
“Hells Bells” harici diğer parçalar gibi, özellikle "Shoot to Thrill" parçasına cinsel tema olarak oldukça benzemektedir.
Soldan sağa; Simon Wright, Malcolm Young, Angus Young, Cliff Williams, Brian Johnson
6) Back in Black
Albüme ismini veren parça, merhum Bon Scott için yazılmış. İkonik gitar rifflerine sahip olan şarkı rock müziğin en ikonik şarkılarından biridir. Brian Johnson’a şarkı yazılması söylendiğinde grup üyeleri “bu Bon için olmalı ve bir kutlama olmalı” demiş. Brian’da elinden gelenin en iyisini yaparak “Back in Black” parçasını yazmış. Parçanın ismine bakınca dahi anlayabiliyoruz şarkının aslında grubun Bon’un ölümünden sonra geri dönmesini anlatıyor. Şarkının “Forget the hearse, 'cause I'll never die” sözü aslında grubun albümü yapmasındaki amacı özetliyor. Türkçe karşılığı “Cenaze arabasını unut çünkü asla ölmeyeceğim”, grup burada solistini kaybetmiş olsalar bile yollarına devam edeceklerini söylüyor.
7) You Shook Me All Night Long
Albümün yedinci şarkısı, albüm öncesi çıkardıkları ilk tekli idi. Parça, Bon Scott’ın ölümünden sonra Brian Johnson ile çıkardıkları ilk şarkı olma özelliğine sahiptir. Parça yine cinsellik üzerinden bir metaforla ilerliyor. Brian Johnson’ın arabalara karşı özel bir ilgisi vardı. Brian bir röportajında grup için ilk şarkısını yazarken yaşadığını şöyle diyor; “Orada öylece oturuyordum. Arabalara olan tutkumdan ilk yazdığım satır şuydu ‘She was a fast machine, she kept her motor clean (O hızlı bir makineydi, motorunu temiz tutuyordu, gördüğüm en iyi kadındı…)’ ve yine arabalar hakkında yazıyordum”.
8) Have a Drink On Me
Albümün 8. parçası olan şarkı, sarhoş olmak, keyifli vakit geçirmek, kadınlarla birlikte olmak gibi rockstar olmanın avantajlarını paylaşıyor. Şarkı, alkol zehirlenmesinden vefat eden ve oldukça çapkın olan solistleri Bon Scott için bir saygı duruşu niteliğindedir. Parçada, Bon, adeta eski grup arkadaşlarından ve dinleyenlerin onun için bir kadeh daha doldurmalarını istiyormuş gibi gösterilmiş.
9) Shake a Leg
Albümün bütünlüğünü pek sağlamayan parça, sarhoş olan birinin beladan uzak durmaya çalışmasını anlatıyor.
10) Rock and Roll Ain’t Noise Pollution
Albümün son şarkısı, isminden de anlaşılacağı üzere Rock and Roll’a bir saygı duruşu niteliğindedir. Şarkının Türkçe karşılığı “Rock and Roll gürültü kirliliği değildir”. Aslında Rock and Roll için slogan olmuştur.
Nakarat öncesi “We're just talking about the future. Forget about the past. It'll always be with us. It's never gonna die. Never gonna die” sözünde son kez Bon Scott hakkında açıklama yapıyorlar. Bon’un her zaman onlarla olacağını, geçmişe takılıp kalmadan devam edeceklerini çünkü Bon’un da bunu isteyeceğini ifade ediyorlar.
Rock dünyasında önemli bir yeri olan albüm, bize birlikte yola çıktıkları, birlikte üne kavuştukları dostlarının ölümünden sonra onun mirasına sahip çıkmalarını çok güzel anlatıyor. Dostlarının ölümünden sonra dağılmak üzere olan grup yine dostları sayesinde bir araya geliyor ve dostunu şarkılar sayesinde ölümsüzleştiriyor. Bon Scott ve AC/DC müzik dünyasına adını tarihe altın harflerle yazmış durumdalar.
Albüm;
Yorum Bırakın