Islahat dediğin şey yerdeki boş kovanı alıp doldurmak mı, yoksa dolu kovanın içindeki barutu boşaltmak mı? Belki "yolsuzluğun" kafasında olanlar için fazla bayık bir sorgulama ama nihayetinde buna varılacağı da aşikâr. Ben neyle kafayı buluyorum bilmiyorum ama hayatın benimle kafa bulduğu kesin! İçimdeki tüm boş kovanları önce doldurup boşalttım, sonra da -zaten- dolu olanları boşaltıp bir çöp konteynerının yanında yaktım. Şimdi tekrar soracağım "ıslahat dediğin şey nedir?" diye...
Shakespeare haklıydı, bulunmak istemeyeni aramak boşunadır!
Kendime kaçıncı mahcubiyetim diye sayarken, artık bildiğim matematiği de unuttum. Korkmayın, saymıyorum! Karanlıktan haz duyan birisi için, göremediğin şeyleri say(a)mamak çok da gerekli olmasa gerek? Zaten sayıp da ne yapacaksın, onca mahcubiyeti sen bile taşıyamıyorken hangi rakam gönüllü olur. Islahatın önce kendinedir! Önce kendini say. Sayamayacağın kadar çok yıldız, sayamayacağın kadar insan, sayamayacağın kadar hikâye ve sayamayacağın kadar çok sert zemin var... Biraz da "kendine yılgınlıkların"dan bahset. Vazgeçtim, bahsetme. Sen zaten bahsetmesen de hissettiriyorsundu, değil mi ya? Aradığını bulamadın da... Bulduğunun, zaten arıyor olduğun olduğunu, fark ettin mi? Hangi limana demir attıysan; ya liman yandı, ya attığın demir elinde kaldı. Vurulmak, diyecektim. Vurmak değil, vurulmak! Sen elindeki boş kovanlarla turna peşinde koşarken, leş kargası sürüleri senin ıslahatının ırzına çoktan geçmeye başlamıştı bile... Turnayı vurmak için uğraştığın kadar, kendini vursaydın, belki de böyle olmazdı. -DI! Turnayı neresinden vurdum bilemem ama... Ben sigaramdan vuruldum.
SON DANS...
Sen ki genzinde kan kokusuyla sigara dumanını harmanlayıp nefes aldığına aldanan gafilsin, yılmak senin ne haddine! Düşün ki sabrın taşmayı da geçmiş, dudakları ateşten çorba kaşığıyla sevişiyor. Bugün gururunu son kez dansa kaldırışın, aldanmışlıklarını ona bir daha asla yem etme. Son dansın, son şansındır... Henüz, anahtarları altına bırakacağın bir paspasın yok, çünkü henüz bir evin yok. Fütursuzca uyumak istediğin yüzü soğuk yastıkları da evin bilirsin, fazla alışkanlık; kaybettiğinde hırs yapar. Attığın adımları saymaktan vazgeç, sen zaten saymayı bilmezsin. Küllüğünde izmarit biriktirmeyi unut, genzindeki kan kokusundan daha iyi olamaz. Denizin üstü köpürürken, bindiğin kayıkla son dansa giderken;
darılmaca yok, ben bir deliyim ama... beni siz delirttiniz...
ARALIK, 2023
ANKARA
Yorum Bırakın