Bir; ağzımda donan ayazı yutmak zorunda kaldığım zamanları, bir de dudaklarıma taşan alevi kusmak zorunda kaldığım zamanları unutmam. Kederimin sol cebinde taşıyorum tüm tanımlanamazlıkları.
"Bir ben duydum" desem yalan, inkâr etmeyip sussam zulüm, gözümü kapatsam kör, bakıp da görmesem ahmak... Ya elime batan dikenleri ters edeceğim, ya hiç batmasınlar diye dikenlere elimin tersini çevireceğim. Sabahın altısının ayazında vuruldum ya, ille de yürümenin cahiliyim! Ben ağzımda donan ayazlardan "yanmış"ım, dudaklarıma taşan korlardan donmuş... Üşümeyi unuttuğumdan beri de içimi sadece ürperti örtmüş.
Kim derdi ki alevlerde donacaktım, ayazlarda yanacaktım.
Bilmediği neyi tanımlayabilir, kaybolan. Bilmeyen bilmez, bilen nasıl lâl olur...
İki omzum da çürümüş gibi heybesinden. Tırnaklarımın arasında biriken binlerce kâbus, alnımın tam ortasının ağrısıdır da! Bahtımın karasına çalmış uykulardan süzüp de bir rüya seçebilsem, giderdim ben de herhalde gece uykusu'suz... Bir gün ben de bir gece "bensizliğin saltanatı"na var gücümle saldırıp, yıkacağım! Ben, ben olmadan varamaz çünkü özüne. Bozulan yeminler bir bir üstüme devrilirken, kafamdaki silah henüz patlamadan, güneş ufuktan tırmanmadan, hiçbir bütün yarım kalmadan süzeceğim kara uykulardan, ak rüyaları!
CEBİME DÖKÜLEN KARANFİL ESANSI VE...
Ulus/Anafartalar Caddesi, Hacı Bayram-ı Velî türbesine giden küçük ama hıncahınç bir sokak var, közlenmiş mısırcısından çeyizcisine, kitapçısından çayıcısına... Çoğunun "sokak işte" diyerek geçtiği, belki de hiçbir şey bile demediği o sokakta biriktirdiğim hatıraları 8 sene öncesinde bırakmışım. Birkaç on bardak çay içip, aralıklı sekanslarla kaleyle bakışıp, iç geçirirdim ve sonrayı düşünmezdim. Kâbusların çok öncesiydi burası... Ne tırnaklarımın arasında kâbus, ne de alnımın ortasında bir ağrı, yok. -idi! Düşünecek daha az şeyim vardı, yalnızca okurdum. Şimdi hem okumanın, hem yaşamanın, hem de yazmanın kündesiyle koşmaya çabalayan bir derbeder derviş. O zamanlar cebimde taşıdığım karanfil esansının kokusu hâlâ burnumda... Rüzgâra biraz ekmek banıp bir gayret savrulsam, belki bir gün kendimi orada bulurum.
Yorum Bırakın