1946'da İtalya'da başlamıştır mimoza çiçeğinin Kadınlar Günü'yle olan ilgisi. İkinci Dünya Savaşı'ndan perişan hâlde çıkan İtalyan halkı, yeni bir umut ışığı aramaya başlamıştır. Bu arayış içerisinde İtalyan Kadın Birliği üyelerinden Teresa Mattei, Rita Montagna ve Teresa Noce isimli üç kadın, toplumun düzelebilmesinin "kadın dayanışması" kavramıyla mümkün olabileceğini söylemiş ve bu düşüncelerine sembol olacak bir çiçek bulma arayışına girmişlerdir. Sunulan çiçekler arasında karanfil, anemon ve mimoza öne çıkmış. Ancak sonunda mimozada karar kırılmış çünkü onu diğer çiçeklerden ayıran ve Kadınlar Günü'ne yaraşan pek çok özelliği varmış. Örneğin; mart ayında çiçek açması Dünya Kadınlar Günü'nü sembolize etmesi açısından önemlidir, sapsarı rengiyle savaş sonrasında bozulan morallerin yerine gelebilmesi için insana umur verir, bakımının zor olmaması İtalya'nın da bir an önce toparlanabilmesi isteğini açıklar ve en önemlisi, zor koşullarda dahi çiçek açabilmesi sebebiyle kırılgan görünümlerinin arkasında çok güçlü bir karakteri barındıran kadınlara benzetilir ve bu özellikleri, mimoza çiçeğinin Kadınlar Günü sembolü olarak seçilmesinde etkilidir. Öyleyse muhteşem kokusuyla insanları büyüleyen mimoza çiçeği, umut ve dayanışmanın somut görünümüdür diyebiliriz.
Tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutlarım. Her kadına mimozalarla dolu bir ömür dilerim!
Yorum Bırakın