Sustuğun yerden yükselir, konuştuğun yerden vurulursun bazen.
Söylediklerin kanatların, içine attıkların ayağına bağlanmış taşlardır ya da kimi zaman.
Söz bir oksa suskunluk onun yayıdır da ya da.
Suskunluk bileylenmiş bıçak olur da, sözcük onun elinden tutan olur veya.
Her şeyin olumlu olumsuz iki etkisi olması misali, ifade etmek yahut susmak'ın da birbirlerine geçmiş yansımaları mevcut hasılı. Birinin bir yerde imlediği mana, bir başka yerde ötekinin manası oluverir hani.
Seni dinlemek istemiyorum daha çok bağır istiyorum demek olur mesela bazen.
Git demek biraz daha dur olur veya.
üstüme geliyorlar: Az geliyorlar ya da.
Özür dilerim sözgelimi - yine kırmak istiyorum, tadı güzeldi, kırdığım yerden bir daha seni - demek olur bazen.
Diyelim ki bardağın dolu tarafından bakıyoruz - affettim, kabul ediyorum özrünü demek - yeniden kanat aynı yerden beni arzusudur da hani bir bakıma. Birden çok tekrarlanan özür özür değildir zaten, arzudur kasıttır artık o.
İnsandır bu cıvıktır, çamurdandır tabiatı. Yalanla örülüdür balçıktır misal iki dudağın arası. Birine acı gelen ötekine zevk, birine zevk gelen öbürüne ıstıraptır hani.
Biri size beyazı seviyorum derse balıklama inanmayın mesela, siyaha olan saklı iştahını duyun onun. Sözcüklerin fısıltıları vardır derinden derinden gelen. Siyaha olan iştahını farkederseniz de, beyaza olan tutkusunu hatırlayın, ama kırmızıya olan hasretini de hesaba katın, unutmayın.
Bir şair bir keresinde söylemişti gözlerimin içine bakarak, bahar gelecek ama görmeyeceğim diye. Çünkü kördü.
Bir bakıma allah yok dersem olduğuna, var dersem yokluğuna yorun. Eski bir hafif siklet tövbekar kumarbaz olarak diyebilirim ki içinizden geçen ilk sese her zaman itimat edin, doğrudur. Gol olur diyorsanız olur, olmaz diyorsanız olmaz budur ilk bakışta aşk, biraz da nefret. Zamanlamadır önemli olan. Anlayın.
Hoş, bazen anlamak da gerekmiyor. Dile kolay söylemesi, fazla anlamak, Dostoyevski'nin söylediği gibi, fazla anlamaya çalışmak, daha doğru tabirle şuracıkta tam yanıbaşımızda üzeri örtülü cevabı duymamak için nafile bir uğraş yalnızca. İnsan iki dilim gerçeğin arasında peynir misali eriyendir aslında.
Cevap belli hulâsa:
Kimseye inanmayın,
kendiniz dahil.
Yorum Bırakın