Tartini, İtalya, Piran’da dünyaya gelmiştir. Aristokrat bir ailenin ikinci çocuğudur. Ailesi onun bir din adamı olması istemiş ve eğitimini bu yönde vermişlerdir. Bu sayede kemanla tanışmıştır. Eğitimine Padua Üniversitesi’nde hukuk üzerinden devam etmiştir. Ancak Elisabetta Premazore ile tanışıp gizlice evlenmiştir. Daha sonrasında Assisi’de bir manastıra sığınırlar. Buradaki kilise babası ona org çalmayı öğretir. Üç sene boyunca kendini kemana adaması hayatına da etki etmiştir. Artık daha sakin ve ılımlı bir insan olmuştur. İlerleyen zamanlarda Tartini, pek çok öğrenci çeken bir keman okulu açar. Yaşamının sonuna kadar müzik teorisi problemlerini matematiksel temelde ele aldığı incelemeler yapmış ve Padua'da vefat etmiştir. En bilinen eseri “EL Trino del Diablo”dur.

Tartini, bir gece rüyasında yatağının ucunda şeytanı görür. Önce onun için kemanından bir şeyler çalar. Sonrasında şeytana kemanını verir ve onun duygularını bizzat kendinden dinlemek istediğini belirtir. Şeytan çaldığı notalar ile Tartini’nin aklını başından alır. Uyandığında duyduklarını unutamaz ve bestelemek ister. Ancak duyduğu melodilerinin yanına dahi yaklaşamaz. Hatta tek geçim kaynağı müzik olmasa, kemanını o an kırardım diyor. Yıllar içerisinde sonat üzerinde çalışmalar, düzenlemeler yapıyor. Ancak istediği melodileri, rüyasında hissetiği duyguları bulamıyor. Sonunda içine sinmese dahi“Şeytanın Sonatı” adını verdiği 15 dakikalık teknik olarak oldukça zor pasajları ile dikkat çeken belki de en iyi eserini verir. Çalması oldukça zor olan bu sonat, hem hikayesiyle hem de notalarıyla müzik tarihine geçmiştir. Dinlerken "gerçekten bunu şeytan çalmış olabilir mi?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. 

Dinlemek isterseniz;