Koray Candemir İle Röportaj

Koray Candemir İle Röportaj
  • 1
    0
    0
    1
  • Türk Rock müziğinin efsanevi gruplarından Kargo'nun sesi Koray Candemir ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
    Kargo, 16 yıllık aranın ardından "Yarına Kalan Şarkılar"la aramıza geri dönmüştü.

    Röportajımız 7 Mayıs 2024'te, editörlerimiz Turan Türkmen Yılmaz ve Pelin Bozoğlu tarafından gerçekleştirildi.

    Merhabalar, öncelikle nasılsın Koray? Kargo 16 yıllık bir aranın ardından Yarına Kalan Şarkılar ile birlikte konserlere geri dönüyor, heyecan durumu nasıl? 
    Merhabalar, teşekkür ederim siz nasılsınız? Heyecanlıyız tabii, neredeyse 20 sene sonra çalmanın getirdiği hem heyecan hem pas atma. Öyle yani, keyifliyiz.

    Yarına Kalan Şarkılar’ın ortaya çıkış süreci nasıl oldu? Fikir nerede ve nasıl ortaya çıktı? 
    Fikir Hadi Elazzi’nin. Senelerdir beraber çalıştığım bir prodüktör arkadaşım. O dedi ki Kargo’nun eski kataloğunu yeni jenerasyonla buluşturmak istiyorum. Ben de emin misin dedim. Çünkü ekip biraz dağınıktı yani kaç senedir beraber çalmıyor. Fakat Hadi, ekibiyle beraber baya bir çalıştı. 2,5-3 sene sürdü ama öyle bir noktaya getirdiler ki artık projeyi; bir havuz oluşmuştu ve çok güzel düzenlemeler geldi. 20 tane şarkıyı farklı 23 artist yeniden yorumladı. Bu başarıldı ve bence inanılmaz bir şey. Onun için Hadi’ye de teşekkür ederim sizin huzurunuzda. Bunun üzerine zaten beraber çalıştık ve proje şu anki haline geldi.

    "Yarına Kalan Şarkılar"da şarkıları yorumlamaları için şarkı-sanatçı eşleştirmesine nasıl karar verdiniz? 
    Dediğim gibi bir havuz yapılmıştı başta. Zaten birçoğu bizim arkadaşımızdı ve GRGDN da o havuza ek yaptı. Daha çok dikkat ettiğimiz şey istekli, hevesli olan isimleri almaktı listeye. Öyle de oldu zaten. Onun için çok tatlı yorumlar var. 

    Yarına Kalan Şarkılar’dan seni en şaşırtan/ farklı gelen şarkı hangisi oldu? 
    Başkalarına ayıp olmasın tabii ki. İlk gelen Batu Akdeniz’in Ateş ve Su versiyonuydu. O motive etmişti bizi ve sonra Deniz Tekin’in Sen Her Zaman, TNK Caner’in Yarına Ne Kaldı var. Bu çalışmaların düzenlemeleri biraz daha değişik olduğu için söylüyorum. Yoksa hepsi bir hoş, iyi hissettirdi bizi. Bizim efsane arkadaşlarımız mor ve ötesi’nin, Vega’nın yorumları da var zaten. 

    Bunca yılın ardından geriye dönüp bakınca “Dudaklarında solan şarkılar”dan hangisinin yeri senin için daha özel? 
    Dudaklarımızda Solan mı? 
    Hmm… Anladım nereden olduğunu  Ne yapıyoruz onları, öpüyor muyuz? (gülüşmeler)
    Yalnızlık Mevsimi’nde çok var ya. Şimdi birkaç tanesini söylemeyeyim sürpriz olsun zaten konserde çalacağız. Ama Yalnızlık Mevsimi bizim için çok özel bir albüm olduğundan, oradan birkaç şarkı diyebilirim. 

    “Farklı Rüyalar”ın ne olduğunu takipçilerimiz için açıklar mısın? 
    Şöyle; üçüncü tekil şahıs diyordum ben ona. Deneyimlediğim, gördüğüm bir çiftin ilişkisi üstünden yazdım ben onu. Bir dış bakış diyelim  

    Koray, daha önce çeşitli projelerde oyunculuk yaptığını görmüştük. Sizden Flört grubunun “Tehlikeyle Flört” filmi gibi Kargo’nun ekip olarak oynadığı bir film projesi beklemeli miyiz? 
    Yok beklememelisiniz, zaten ben de oyuncu değilim. Öyle çok özel, güzel şeylerde anı olsun diye yapıyordum ben de. 

    2021’de bir röportajınızda 20’li yaşlarınıza baktığınızda “Tanıyamıyorum. Başka bir genç o, bambaşka biri.” yanıtını vermiştiniz. Peki 31 yıl öncesine baktığınızda, Kargo projesi ve onun gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? 
    Tanıyamıyorum bambaşka biri.. (gülüşmeler)  O biraz 90’ların da getirdiği bir his. Her şey biraz daha farklıydı, daha naifti, daha sekti, janralar daha belliydi. Müzik üretmek açısından bahsediyorum. Öyle olduğu için daha farklı bir hissi vardı ama onu ona bağlayabilir miyim bilmiyorum. 
    Soru neydi? 
    Kendimi tanıyamıyorum derken o zamanki aklımı, kafayı, hayata baktığım açıyı biraz unutmuşum. 

    Çok yumurtayım o dönemde, güneş gibi parlıyorum, çok parlağım çok Fena değil, iyi yine de. Paralel evren gibi geliyor bazen, onun için söylemiştim. 

    Seni ve müziğinizi gençliğinizde en çok etkileyen albüm hangisiydi? 
    Gençliğimde bütün grunge akımı diyebilirim. Benim tam 15-20 yaş aralığıma gelir ve ben onun içine çok düşmüştüm. Soundgarden ile başlayıp Pearl Jam ile çıkmıştım. 

    Rock müziğin evrimi hakkında ne düşünüyorsun? Müzik türleri arasındaki geçişkenliğin artışını ve kesişimselliği nasıl yorumluyorsun? Bu duruma olumlu mu yaklaşıyorsun? 
    Son 20 senede çok şey değişti tabii. Dijital gelince, teknoloji ilerledikçe, home stüdyolarda şarkılar yapılmaya başlandıkça birazcık sayısı, yüzdesi, pastadaki payı azaldı. Onun da nedeninin rock müzik dediğin zaman aklına rock grubu geliyor olmasına bağlıyorum. Temelinde 3, 4 veya 5 kişilik bir grup müziğidir normalde. Şu bireysel dünyada onları yapmak azaldı, sayısı azaldı, janralar birbirine karıştı. Rock müzik her şeyle birleşti. Hip-hop geldi dünya değişti. Zaten janralar birbirine karıştığı için rock müziğinin gidişatı değil de müziğin gidişatı olarak konuşabiliriz artık. 

    Müzik türleri arasındaki geçişkenliğin artışını ve kesişimselliği nasıl yorumluyorsun?
    Bu kaçınılmaz bir son tabii, e bir noktada bunların hepsinin olacağı barizdi. Çünkü ilk müzik basılıp üretildiğinden beri, Ne zaman oluyor bu? 50’liler mi oluyor, ilk 45’liklerin çıktığı zaman, işte o zamandan 2000’lere kadar zaten janralar sabit bir şekilde gidiyordu. Daha netti. Teknoloji girince bunların karışacağı belliydi. Çünkü sample girdi, teknolojik aletler girdi. Onlar bunlar girdi, yani enstrüman çalmayan insan oturup home stüdyoda masa başında müzik üretebiliyor oldu tabii, orada her şey karıştı.

    O mu bu mu soruları ile devam edelim 
    1- Karşı senin için neresi? (İstanbul)
    2- Bar mı? Pub mı?
    3- 2000’ler Türkçe Rock mı? 90’lar Rock mı?
    4- “Yalnızlık Mevsimi” mi? “Yıldızların Altında” mı? 
    5- Ankara mı? İstanbul mu? 
    6- Sevmek mi? Sevilmek mi? 

    Röportajımızın sonuna gelirken sorularımızı cevapladığınız için sana çok teşekkür ediyoruz ve Listenary’nin mottosu “Songs to discover today” için takipçilerimizle seni derinden etkileyen 3 şarkıyı ve bir albümü bizimle paylaşmanı rica ediyoruz. 

    Ben teşekkür ederim. 

    Şöyle iki tane albüm söyleyim. Bir tanesi Jeff Buckley’nin ilk Grace albümü öbürü de Alice In Chains’in MTV Unplugged’ı. Bu iki albüm zaten yeteri kadar doygunluk sağlar diye düşünüyorum. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.