Allah'ım Güvercinin Ruhunu Vahşi Hayvanlara Emanet Etme

Allah'ım Güvercinin Ruhunu Vahşi Hayvanlara Emanet Etme
  • 0
    0
    0
    0
  • Yaşam korku ve kaygıdan ibarettir. Ferruhzad’ın Güvercin’in Ruhu şiirinde dizelerine tek tek yansıtığı gibi.. ‘’Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında
    nereden sığınak bulurum?’’ Bazen yaşamın sundukları karşısında o kadar mücadele eder ve o kadar çaresiz kalırız ki, ‘’Damda tek başına kalmış bir serçe gibi..’’ Çaresiz ve küçücük. Ancak sadece yakarabiliriz: ‘’Allah’ım güvercinin ruhunu vahşi hayvanlara emanet etme.’’

    Âh, bir güvercin gibi kanatlarım olsaydı
    Uçar ve huzurlu olurdum
    Çünkü şiddeti ve kavgaları gördüm
    Bu dünyada çok acı çektim.

    Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor
    Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında
    Nereden sığınak bulurum?
    Eğer şafağın rüzgarlarına asılsam ve denizin derinliklerinde yaşasam
    Yine de elinin ağırlığını üzerimde hissederdim.
    Beni kararsızlıkla sarhoş ettin
    Senin yolların ne kadar gizemli
    Senin yolların ne kadar gizemli.

    Yüreğimin acısını söylüyorum
    Ruhumun yakıcılığını söylüyorum
    Sessizliğimi korurken, kemiklerim ufalıyor
    Çünkü elinin ağırlığı üzerimde.

    Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
    Çöldeki bir pelikan gibiyim
    Ve bir serçe gibiyim, damda tek başına kalmış.
    Dökülmüş su gibiyim
    Ve ölüp gitmişler gibiyim
    Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor
    Beni bırak, beni bırak; günlerim sadece bir nefes.
    Beni bırak, yolculuğuma başlamadan önce geri dönüşü olmayan yere,
    Ebedi karanlıklar ülkesine.

    Allah'ım,
    Güvercinin ruhunu vahşi hayvanlara emanet etme.

    Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
    Değirmenlerin gürültüsü
    Ve o acı dolu aylara
    Ve çevremi saran neşeli şarkılar
    Ve canlı ışıklar yitip gitti.
    Ne mutlu, bu zamanda hasat yapanlara
    Ve elleriyle başakları toplayabilene.

    Çölde şarkı söyleyen ruhları dinleyelim
    Âh edenlerin ve ellerini gökyüzüne açanların şarkısı, diyor ki:

    "Eyvah, yaralarım ruhumu hissizleştirdi! "

    Âh sen,
    Beline kadar inen saçların dökülürken,
    Kırmızı elbiseler giydiğin,
    Altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun.
    Gözlerine sürme çekerdin
    Hatırla; kendini boşu boşuna güzelleştirirdin,
    Çölde yalnız bir şarkı olduğun
    Ve arkadaşların seni terkettiği için.

    Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor
    Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi,
    Hayatımız da iniltiyle dolu.

    İçimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını
    Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere
    Ve bir kurtuluş bulamadık.
    Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için
    Ama kimse duymuyor bizi.
    Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz.

    Ey sen, sevginin gücüyle taşan nehir
    Bize doğru gel
    Bize doğru gel.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.