AİDİYET

AİDİYET
  • 0
    0
    0
    0
  • Kirli sepetine benziyor . Şu an içinde bulunduğum mentalin aslı , her şeyden bir parça taşımaktan ibaret . Renklisi , beyazı , koyusu ve baskılısı . Çeşit çeşit duygum mevcut ve hiçbiri , düzgün bir şekilde çıkarılmadan rastgele sepete tıkılmış gibi . Bu durum biraz baş ağrıtıcı olabiliyor kimi zaman . Ama nihayetinde onların bir şekilde kavuştuğu nokta da benim . Biraz dışarı taştıklarında her biri , bambaşka lekelere maruz kalıyorlar ve tekrardan üzerime fırlatılıyorlar . Pek çoğumuz için de böyle aslında . Yakıştırılan ve tüm övgüleri aldıktan sonra , gün sonunda bir şekilde köşeye fırlatılan duygularla kaplı canlılarız . Onların övgülerini yaşıyoruz kısa sürelerde , bir çoğunun tatminiyle sarhoş oluyoruz ve en nihai sonuç olarak , övüldüğümüz şeylerle gömülüyoruz ardından . İzlenim oluşturmak için sarıldıkları yanlarınızı , nasıl bir anda parçaladıklarını gördüğünüzde , kimliklerinizi ve maskelerinizi , giydiklerinizi ve ruhunuza özüyle bağlı olanları tekrar tekrar düşünüp , bir daha ve bir daha şekillendirmeniz gerekiyor . Neyiz , neden böyleyiz ve neden bu kadar '' Nedenlere Bağlı '' canlılarız  ? Neden bu kadar içe dönüyor ve dıştan dışlanıyoruz , neden bu kadar ayrı hissediyor ve itiliyoruz , neden bir parçası olmak yerine , bir başkası olmayı benimsiyoruz sonrasında ?  Pek çok soru var . Pek çok etken . Birbirlerini tetikleyen şeyler . Vahşi gözlerin önüne atılmış , ufak tefek benliklerden ibaretiz özünde . Kendimize devasa zırhlar tasarlıyoruz . İçlerinde boğulsak bile güvende hissettiğimiz izlenimini vermeden de duramıyoruz . Her bir şeyin sırtımızda taşıdığımız kadar bir ağırlığı var ruhumuzda da . Kamburu ve duruş bozukluğu olan aslımız da o ruh halbuki . Onun taşıyabildiği sürece bu iskelet bizi ayakta tutabilir . Rüzgarın merhametine kalmış bir ince dal gibiyiz ve devasa köklerin , bize sunduğu fayda bir miktar anlatabiliyor muyum ? Bir kış ve bir kışkış mesafesinde yaşanılan şu dakikaların içerisinde , hissedilen her şey bir kumar niteliğinde . Kendimize bunu hatırlatamadan yaşadığımız onca şey var ki . Çok büyük ve çok önemli gibi gözüken şeylerin özünde , en büyük ve tatmin bilmez arzularımızın ardında bile ufak tefek bir var hissetme içgüdüsü yatıyor . Hani şu ayna karşısında aslan gözüken kedi resimleri var ya . Tam da öyle . Önemli olanın ne olduğunu düşünme konusunda hepten sınıfta kalmaya müsait anlar işte . Bir avuç tatmin , bir avuç ruh doyurma faktörü , kendini üstün göstermenin verdiği aşağılık hazlar ve diğerlerine üstün geldiği anlatılan bedenler , akıllar , varlıklar . Her birinin insan gözünde edindiği koca yerleri , zirveleri ve tepeleri gördükten sonra , kendinde var olanın seni götürdüğü noktada , üstün hissedebilmek adına yaptığın daha aşağılık şeyler . Ucube sirkinden hallice döngüler ve hazlar . İpte dengede durduğunu zanneden tepedeki soytarının , sahnenin en dibine attığı garip bakışlar ve ezici kahkalar . Utanç tabloları çiziyoruz bir hayli ve her gün bu tabloların daha normalleşmesini seyredip daha da ucube bir hal alıyoruz . Kalabalık bir sancı yaratıyoruz . Bildiklerimizden sıyrılırken , dönüştüğümüz şeyler bizi yavaş yavaş kemiriyor . Benimsediğimiz güzelliklerin yerini daha başka kokuşmuş bir davranış skalası alıyor . Yorgun argın bir nefes alabiliyorum . İçinde bulunduğum şeyleri sorgulamanın ya da çevreye bakmanın bana bıraktığı en büyük duygu bu . Sömürülmüş ve bir amaç uğruna kimliği çalınmış süslenmiş ama pisliği bastırılamamış garip canlılar . Bir dünya çeşit çeşit rezillik . Vasatlık , algı paslanması ve suni insanlık . Çatışma çıkarmak için birbirlerinin ağızlarına bakan insanlar . Şiddet ve diş geçirme arzusu . İçgüdüsel bağımlılıklar ve objeleştirilmiş kişiler . Her yerde bir başka kaos . Vasatça çizilmiş bir resme sabitlenmiş gözlerin yaşadığı yorgunluğu yaşıyorum evet . Anlam yok , kompozisyon bütünlüğü yok . Her köşede ayrı bir maymun çığlık atıyormuşçasına bir işkence . Bilemiyorum . Uzak durmam gereken her şey ve herkesten uzaklaşsam da bu zamana tahammülüm kalmadı . Ben aidiyetimi  yitirdim . Hiçbir şey olmak , bu dönemin bir şeyi olmanın yerini tutar oldu gözümde . Yukarıda sorduğum sorulardan birinin cevabı olarak uzak köşeyi tercih etmenin sebeplerinden birini , böyle açıklayabilirim . Ait olmamaktan ötürü ...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.