Sonuçları anlamak ile anlamları aramak arasında geçiyor hayat . Biri büyük bir arzu diğeri ise süreçlerin getirisi tuhaf tecrübelerin eseri . Bizler ise her ikisinin de bir miktar esiriyiz aslında . Olup biteni anlamak adına bir takım adımlar atıyoruz ya da atılan adımların nedenini sebeplendirmek adına süreçler oluşturuyoruz . Bir şeyleri çözmek istiyoruz çünkü . Yarının belirsizliğini biraz olsun azaltmak adına bu kadar çaba . Bir gün olacak diyerek bastırdığımız ya da hala tutkulu kalabildiğimiz şeyler , yitirilip bozulmasın diye uğraşıyoruz . Aksi takdirde bugünlerin bizlere bırakacağı acı kat ve kat artardı . Çünkü , mücadeleyi bir noktada bıraktığında , her şeyi görecek kadar açılıyor gözlerin . Bazen gerçeği göremeyecek kadar meşgul olmanın bile , insana ne büyük katkıları olduğunu anlamak gerek . Bazen , o her şeyi hisseden ve gören gözlerin yorgunluğu o kadar acıtıyor ki , insan hiç farkında olmamanın hafifliğini özlüyor . Bir çocuğa ya da saflık timsali bir canlıya baktığında , o içinde beliren buruk hissin temelinde yatan düşünce tam olarak bu . Keşke , o saflıkta kalabilseydim ve anlamlandırma adına verdiğim bu garip mücadelenin nelere sebep olacağını hiç görmeseydim . Bu cümleyi içinden geçirmeye başladığında , yüzün değil , bir miktar bakışlarının kırıştığını hissediyorsun aslında . O cam gibi parlayan gözlerinin ardında derin bir kuyu , kirpiklerinin ucunda nemli bir doku ve hissiyatının ardında bambaşka bir acı yattığını fark ettiğinde , adımların geriye gitmek istese de , zaman hep ileri sarıyor . Avucunda , hem birikmişlik hem de bir koca hiçlik oluyor ne garip . O ana dek kazandıklarının ve kaybettiklerinin toplam ağırlığı . Bu durum , hem her şey olabiliyor kimi zaman , hem de hiçbir şey . İfade edilmesi garip şeylerden biridir bu birikimler her zaman benim için . Çünkü , hem ne çok şey yaşamışım cümlesiyle dolu aklım hem de ne çok mahrum kalmışım duygusuyla dolu ruhum . Bazı şeylerin gerçekliğini zaman gösterdiği için , onları kazanmak ya da kaybetmek illüzyondur . Dönemsel kumarlarla dolu ruhlarımız dostlarım . Bizler bir paranın durmadan dönen ve yere bir türlü düşmemiş iki yüzüyüz henüz . Onca zamana rağmen hala ne yazı gelmiş gibi ne de tura . Keskin hatlara sahip duygularımız ve sivri sivri kelimelerle kuşatılmış bir dilimiz var ve arkasında koca bir kaos yatıyor . En suskun gözükenimizin de içinde fırtınalar kopuyor , en cıvıl cıvıl olanımızın da , hatta en kaygısız gözükenimizin de . Çünkü hayatın kendisi bir karmaşadır . Nedenler ve sonuçlar , sorular ve cevaplar , istekler ve gerçekler , kavuşmalar ve mahrum kalmak . Mağdur hissetmek ve mağduru oynamak , açlık ve tokluk . Doyum ve tatmin . Arzuların eseri şeyler bulmak isterken , arzuların esiri bir köpek olmak . Onların zincirine dolanmak . Bizler bu tuhaf durakların her birinde duruyoruz zaman zaman dostlarım . En idealist olanımızdan tutun , en çabasız gözükenimize kadar . Bir gün geliyor , geleceğe de geçmişe de , şu anın mevcut bıraktığı hisse de baktığımız da aynı şeyleri hissediyoruz fark etmesek bile . Hepimiz biraz paydasıyız şu filmin değil mi ? Birbirimizi sevecek onca şeyi ya da ayrışacak bunca lanet olguyu da bulmak çok basit o yüzden . Kendimizi yargılıyoruz bir noktada bakacak olursak nefret ederken ya da yüreğimizi yüceltiyoruz öyle güzel severken . Bir başkasına bakarken kuşandığımız gözler içimizi de görüyor isteyerek ya da istemeyerek . Bu yüzden karmaşık her şey . Bu yüzden bambaşka yönlere dalıyoruz bir toplu taşımada . Belki doğrudan kendimizle bir bütün olabilecek kadar yarımız biriyle hiç tanışmadan , belki fırtınamızın hiddetini besleyen bir başka büyük öfke kaynağıyla . İç içeyiz bir miktar ve oldukça uzak . Hayatımız bu noktanın vermiş olduğu garip bir muallak . Çözmeyi umarak yaşıyoruz . Çözmeyi istiyoruz . Ancak her şeyi bizlere zaman gösterecek ya da bizden zaman koparacak . İşte bu noktada sadece isteyeceğiz görmeyi ya da kopacağız tüm bağlardan bir hayli ...
Yorum Bırakın