Değişimden bahsedelim biraz bugün . Nedir değişim ? Gerekli midir ? Radikal süreçlere etkisi ne olur ? Zihinlerdeki yere yarattığı etki nedir ? Güvence yıkan bir süreç midir yoksa farklılık ile birlikte güven mi inşaa eder ? Cevap arayalım birlikte hadi gelin ...
Ben , değişimi , en radikal süreçlerin içinde bile yer edinmiş mutlak bir gerçek olarak görürüm . Değişim iyidir ya da kötüdür demeden önce gerçektir demeliyim . En sabit gözüken şeylerin , süreçlerin , var oluşun ve nefesin ardında bile , bir gün öncesinde olduğundan çok daha farklı bir şeyler yattığına inanırım . Çünkü her şeyden önce geçen bir zaman ve değişen bir tahammül seviyesi ile devam ediyoruz yaşantılarımıza . Bu da bizi ve önümüzdeki yaşanacak tüm süreçleri farklı bir boyuta getiriyor . Yitirilen duygular , yıpranmışlık , yorgunluk , heves ya da hevessizlik , umut ya da umutsuzluk , sevgi veya nefret , akılda kalanların sıklığı ve yoğunluğu her şey bu değişimin içerisinde yer alıyor . İnsanlara verdiğiniz değer penceresinden bakalım olaya mesela . O bir anda gelen uzaklaşma arzusu , karşınızdaki insanların fark etmediğiniz başka yüzlerini görmenizden dolayı mı kaynaklanıyor sadece ? Hayır ! Sizlerin bir insana duyduğunuz tahammül seviyesi de değişiyor . İnsanlarla paylaşma isteğiniz , o insana duyduğunuz yakınlık hissi , anlam ve anlamlama süreçlerindeki farklılaşma , olaylara bakış açınızdaki çözümlemeler ve yorgunluklar . Yoğunluk ve çatışma arzusu . Hepimizin içinde var olan tatmin eşiklerinin sıçramaları . Çıkar bazlı değişkenlikler , var olma ve ispatlama çabası . Değişim her şeyin kalbinde yatar arkadaşlarım . En yakınınızla aranızda beslediğiniz o sevgi duygusunun içinde , her daim yer etmiş temsili bir davranışın etkisinde bile . Değişim bir olgunun kalbidir ve düzenli düzensiz ritmidir . Gerekli midir ? Evet ! Bir şey , uzun süre bildiğim haliyle ve gözlemlediğim haliyle devam ediyorsa , o şeyin altında ifade edilmemiş pek çok sorun olduğunu anlarım . Çok daha büyük bir patlama getirecek bir olayın sessiz derinliğine gömülmüş bir ruhu hissederim . Değişim enerji boşaltılması demektir benim gözümde . Kişinin , kendi ruhunda çatlamış olan kabukları darmadağın ederek kendine daha usul bir varlık yaratmasına attığı en doğru adımdır . Özü yok ettiğini zannetsek bile , aslında onu koruyan ve o iflas etmesin diye kuşanılmış haklı bir süreçtir . Bazı şeylerin akışına müdahale edemediğimizi düşünürken bile , içten içe bu duruma karşılık bir sinir , öfke ve taşkınlık biriktirmekten kaynaklı , değişiriz aslında . Düne göre bu duruma karşı daha dolu ve daha sıkılmış bir kimlik kazanmak bile bir değişimdir . Burada konuyu radikal süreçlere getirmek isterim . Radikal süreçleri nihai gören bir kitlenin varlığı her daim olur . Ancak en stabil ilerliyor görüntüsündeki süreçlerin ardında bile , bir değişim söz konusudur ve olmalıdır . Çünkü bir çıkar bir çatışmayı , bir çatışma diğer bir kesmin ruhundaki çıkarı zedeler . Bizler her bir sürecin içerisinde pozitif gördüğümüz olgu sayısına bağlı olarak süreçlerin sabit veya değişken olmasını isteriz . Güvende hissettiğimiz durumlarda ise , değişime duyduğumuz sorgulama ve algılama yetilerimiz zayıflar ki , bildiğimiz en dürüst insanların , en büyük zorbalara dönüşmelerindeki öncül sebeplerden biri de sorgunun ve değişkenliğin unutulmaya başlanmasıdır . Değişim bir özdür arkadaşlarım . Biz onu sonradan edinilmiş birikimler olarak görsek bile her şeyin en başından beri zaman çizelgesine dağılmış bir parçasıdır . Tarih boyunca insanların , adaptasyonun , fikirlerin , ahlakın , toplumun , yaşantının , yerleşim alışkanlıklarının , ikili ilişkilerin , güven olgusunun değiştiğini göre göre bu varsayımı kabullenmemek , çok akıl karı bir yaklaşım olmayacaktır . Ancak değişimlerin bir özelliği de , kişileri , toplulukları , toplumları , yaşamları , bireysel , süreçsel , toplumsal ve etik düzeyde düşünmeye ve sorumluluk almaya ittiklerinden dolayı , korkulan birer olgu olmalarıdır . Pek çok insan , kendi hakkını , kendi düşüncesini , kendi varlığını , sabit bir düzene teslim edip , olaylar ve yaşam hakkındaki tüm sorumluluğundan kurtulmak ister . Ancak başına gelecek ve başkalarının başına gelmesi muhtemel pek çok sorunun güç kaynağı olarak kendisi yer almaktadır . Bizler , değişimlerden korkarken , muhtemel yeni sonuçlardan aşırı korkmaktan kaynaklı olarak , mevcut sorunların ağrılarını çok hafife alan , monoton kişiler olmayı göze alıyoruz ne acı . Radikal olanın getirdiği bir mevcut düzen var diyoruz . Alışılmış ve kabullenilmiş her süreç düzen oluşturmaz arkadaşlarım . Bilinç böyle işlemez . Bilinç böyle yaratılmaz . Bu zihniyet ile sürdürebileceğiniz tek şey , bir sesin arkasında yer alan cılız bir parazit olmanızdır . Değişim , özüyle , her şeyi tedbirli olmak durumunda bırakan ve süreçlerin daha fazla sorgulanmasını sağlayan bir olgudur . Bu doğrultuda değişmekten korkmayın . Mevcut halinizi ezberlemek , mevcut ruh hallerinizi okunur kılmak ve standart açıklara , standart kabuklara sahip olmak , sabit fikirlerle ve sabit hayallere sahip olmak sizi köreltir . Her şeyi , en bilindiği şekliyle sürdürmek , sizi farklı bir sürece maruz kaldığınızda aciz hissettirir . Denemeye cesaretiniz olmalı , değişmeye , başkalaşmaya . Değişimin sorgusuna , adaptasyona , haklı düşünceler üretebilmeye ve bilinenin yanında bir başka ışık yakmaya açık ruhlara sahip olmanız gerekir . Varlığın özündeki en asil duruşlardan biri budur . Bunun yanında şunu da eklemek isterim . Değişimin mantıklı bir çerçevesi olmalı . Her şeyden tümüyle kopmuş , farklılaşmış ve çürümenin üzerine bahane olarak atılmış değişimlerden bahsetmiyorum . Benim bahsettiğim çok daha ruhsal bir süreç . Vasatlığı bastırmak adına daha vasat bir boyut kazanmanın getirdiği saçmalıkları dahil edemem asla dediklerime . Pek çok insan görüyorum , kudretli duyguların anlamlarına sığınıp çok boktan şeyleri kabullendirmeyi amaçlayan . Böylesine bir süreci kirletmek ya da onu taçlandırmak , yine bir aklın elinde tutacağı bir güçtür ya da bir zayıflık . Her şeyin manipülasyona bir hayli açık olduğu ve sorgudan uzak bir dönemde , değişimin köklü esaslarını , kudretini ve yanlış zihniyetlerle çakılacağı zeminleri iyi hesaplamak gerekir . Aksi takdirde en yüce değişim olgusu bile radikal bir aptallık görüntüsü kazanacaktır . Amaçları uğruna değişik davranışlar sergilemeyi , değişim olarak kabullenmiş bir soytarı grubu gibi . Omurgasızlaşmış insanların dikkatleri üzerine çekmek için yaptıkları tüm o ucubelikler gibi . Ben özden ve sorgudan bahsediyorum dostlarım . Kimliği hepten kaybettirecek vasat bir garibelikten değil ...
Yorum Bırakın